SAMSUN’UMUZA YAPILAN
YATIRIMLAR BİLİNÇSİZCE YAPILIYOR. SAMSUN YETERİNCE TURİZMDEN PAYINI ALMIYOR…
Vee Samsun’umuza yapılan yatırımlar bilinçsizce yapılıyor.
Örnek mi istiyorsunuz! İşte size örnek Lojistik köy yatırımı. Ben Lojistik köy
yatırımına karşı değilim Lojistik köyün yapıldığı alana karşıyım. Verimli
toprağı olmayanlar toprak ararlar ki işliyeyim diye bizde gideriz verimli tarım
arazisine Lojistik köy yaparız. Bununla ilgili hatta BİMER’e de suç duyurusunda
bulundum. Gelen cevap Büyükşehir Belediyemiz yazmış yatırım bu ilimiz için çok
önemli falan falan. Sanki ben yatırım yapılmasına karşıyım ! Tamam gerekli de
tarım arazisine yapılmak zorunda mıdır. Hemen yolun altında 3 bin dönümlük atıl
durumda ki arazi dururken tarım arazilerine girip Lojistik köy yapılması bu
kente yapılan en büyük kötülüktür. Yolun altında tren yolu , liman var iken
yolun üstüne yapılan b yatırım ne kadar akıllıca bir iştir size sorarım. Şimdi
oraya tren gidecek, limana mal indireceksiniz! Bu akıllı işi mi. Dediğim gibi
ben yatırıma karşı değilim ki yatırımın yanlış mekanda yapılmasına karşıyım.
Birileri bu arazide muhtemelen zamanında arsa, tarla topladı sonra adı kondu
lojistik köy. Başka bir açıklama tarzı var mı? Ben devletimin yerinde olsam
burada ki tapulaşma hareketini incelemeye tabi tutarım. Şimdide bir kısım
üreticinin arazisi gaspla karşı karşıya kaldı.
Bakın bu tür davranışlarda bulunan kimseler hem bağlı
olukları siyasi platforma ve ülkeye zarar vermektedir. İşte ben bu nedenle milletvekillerimizin
öz ve öz bu kentte doğup büyüyenlerden seçilmesini istiyorum. Burada doğup
büyüyen o tarım arazilerine girer mi? Bu Karadeniz Bölgesinin hatta ülkemizin
diğer yörelerine bile tarımsal üretimlerle katkı sağlayan bir yöre, bir kent
şimdilerde dışarıdan gelen tarımsal ürünlerle beslenmeye çalışıyor. Ne kadar
tezatlık değil mi!
Yaklaşık bir seneden fazladır BİMER ve CİMER’e muhtelif
konularda yazıyorum. Bu yazdıklarımın ortak sorunu Samsun’umuzda yapılan şeklen
yanlış uygulamalardır. Benim sıkıntım ne A partisidir, Ne B partisidir, Ne de C
partisidir. Ben sıkıntım Samsun ilimiz ve tüm ülkemizdir. Benim bireylerle yada
partilerle işim olmaz. Ama siyasi kimliğimi de saklamam hatta Cumhurbaşkanına
bile ülkücü olduğumu yazmışımdır. Aynı zamanda Atatürk’çü bir kimliğim vardır.
Ülkemin menfaati söz konusudur. Benim için parti ikinci planda gelir.
Buradan sizlere yazdıklarımdan az yada çok anlamış olmanız
gerek. Samsun şimdiye kadar yatırımlardan tam anlamıyla bir pay alamamıştır.
Geçenlerde bir dostum bana hep Büyükşehir Belediyesini yada x partiyi hedef
alıyorsun gibi serzenişde bulundu. Neden alayım ki? Mersinde de x parti
büyükşehir belediye başkanı. Orayıda BİMER’e yazdım. İl sorunlarını dile
getirdim. Dile getirirken de ulaşımla ilgili köklü sorunları çözmede Samsun
Büyükşehir belediyesinin örnek çalışmalarını örnek verdim. Yanlış mı yaptım.
Kötü mü yaptım bakar kör olmadım sorun varsa yerinde çözümü için bildirdim.
Bizim insanımız hemen karşısındakine saldırmaya ya da kulp takmaya çalışıyor.
Kötü bir şey mi yapıyorum. Gözümün önünde Cumhuriyet meydanında adam araba
çarptı havada takla attı. Tramvayın altında insan kaldı. Buralara viyadük yok
sistemleri yapılmalı, trafik lambaları artık ne yayaya nede motorlu araçlara iş
görmüyor dedimse. Hemen bir partiye muhalefet etmekten suçlamakla eline ne
geçiyor? İşte Samsun’umuz bu kafalardan kaybediyor. Boşuna demiyorum gerçek öz
ve öz Samsun doğumlu olan bu kentin dağına taşına sahip çıkar diye.
Bakın ilimizde Havza’da OTAT gıda var. Ben Havza’da olduğum
yıllarda Merzifon belediyesi fabrika yatırımı için yer gösterdiği halde
fabrikayı taşımadı. Burada doğrum buralara hizmet vereceğim dedi. İşte Samsunlu
olmak budur. Samsun’luyum deyip kazandığını il dışında harcayan, yatırım yapan
Samsun’lu değildir. Teşvikleri Samsun dışında bırakılmasına göz yuman Samsun’lu
değildir. Bakın şimdiye kadar hiç kalemimden şu parti, bu parti çıktı mı? Ben
Samsun’lu olmaktan bahsediyorum. Samsun’lu olsun da yeter ki A, B, C partiden
olsun yeter ki. Samsun için düşünsün yeter ki.
Bakın bir yazı dizimde Muzaffer ÖNDER’den ve Kemal Vehbi
GÜL’den bahsettim. Hizmetleri bir şekilde geçti. İşte böyle olması lazım
Samsun’lu olmak. Sayın Yusuf Ziya YILMAZ ve Akif Çağatay KILIÇ’da Samsun’a
yatırım yapanlardan. Ama Samsun’lu olmak hukuksuz yada şekilsiz yatırım yapmayı
gerektirmez o da ayrı söz konusu…
Samsun’umuzda 4 tane Organize Sanayi bölgesi vardır. Ama
hala dört dörtlük bir çalışma kapasitesine erişemediler. Devlet acilen
desteklemeli, teşviklerle o bölge insanına iş götürmelidir. Aksi halde bölge
insanı bölgesindeki arazileri işlemekten vazgeçip büyük kentlere göç
edeceklerdir. Eğer bir ülkede tarımsal yada hayvansal ürünleriniz değerlerinde
pazarlanamıyorsa, imalat pahalıya mal oluyorsa işsizlik, açlık, fakirlik baş
gösteriyor demektir. Bu adımın bir adım sonrası iç göçtür. Dış göçte
kontrolsüzce gelirse sizi devasa sorunlar bekliyor demektir. Bu sorunlarla
birlikte sizi şehirlerde artmış suç potansiyeli ve alt yapı yatırımlarında ki
eksiklikler sizi bekliyor demektir. Kentimizde yeterince fabrikalar yoktur.
Sanayicilerin kentimize yatırım yapmaları özendirilmelidir. Hayvancılık en
verimli hayvan ırkı seleksiyonları ile teşvik edilmelidir. Kaliteli ürün
tohumları ve tarımsal üretim desteklenmeli teşvik edilmelidir. El kursları,
sanatsal aktiviteler mülki idare ve yerel idarelerle teşvik edilmelidir.
Yöresel ürünler tespit edilip, yöresel ürün pazarlaması şeklinde turizmle bir
aşamada birleştirilerek bölgeye iç ve dış turizmin gelmesi teşvik edilmelidir.
Yine bu kentte tarımsal sıkıntıların bir çoğu ülkemizde her
yerde olduğu gibi teşviklerden tam yararlanamamadır. Bununda asıl nedeni tüm
tarım arazileri hisselidir. Bu araziler ferdi tapulu değildir. Genelde erkek
bireyler kadın bireyleri insan sınıfına sokmadıklarından dolayı mal paylaşımı
yapmadıklarından hisseler hep paylaşım yapılmamıştır. Acilen ülke çapında
araziler reforma sokulmalıdır. Tarımsal arazilerde 5 dönümden aşağısı,
arazilerde ise 750 m2 den aşağısı hisse paylaşımına tabi tutulmamalıdır. Devlet
bu durumda hissedarların kendi aralarında razı etme pozisyonuna sokmalı, eğer
razı olunmuyorsa devlet rayiç bedelinden satıp hissedarlar arasında
bölüştürmelidir. Bu gün Avrupa’daki sistem bu şekilde yürümektedir.
Kentimizdeki bir çok suç unsurları da bu arazi bölüşümünden çıkmaktadır.
Yine limanlar sadece lojistik ikmal kaynağı olarak
kullanılıyor. Kentimize yolcu gemisi geldiğini görmeyeli yıllar geçti sanki.
Neden bu konuda tedbir alınmazanlamıyorum. Yine aylardır tren kentimize
gelmedi. Çalışma aşaması ne durumdadır. Yetkililerden hala bir ses yok. Turizm
bacasız sanayidir. Turizme bağlı muhtelif iş imkanları doğar ve halkımız bundan
nasiplenir. Havaalanı derseniz tek pist
çalışıyor. İkinci pistin yapımı söyleniyor ama tedbir alındımı o konuda hala
bilmiyorum. Bir pistin tamiri için bu kentte havayolu ulaşımı Merzifon ve
ordu’dan yararlanıldı. Yani sizin anlayacağınız Samsun hep kaybediyor, hep
kaybediyor. Samsunlu doğup büyüyen olsa bu kayıplar olur mu hiç? Bunların
hepsini tek tek incelememiz gerekir.
Daha bir çok sorunları birlikte konuşmak ve çözümlemesi için
önerilerde bulunmak üzere bol kazançlar ve saygılar herkese…..
Mustafa Kemal BEKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder