22 Ekim 2017 Pazar

Sayın Başbakanım son bir aydır ilimizle birlikte hemen hemen tüm illerimizde Kansersiz Yaşam ve Engelliler Derneği Ticari İşletmesi adı altında bir yardım kuruluşu türemiştir. İlimizde de Hançerli Mahallesinde makbuz üzerindeki adresten anlaşılan bu yardım kuruluşu her sabah Samsun Atatürk Heykelindeki Samsun Simit Parkı önünde buluşup çay, kahve, pasta ikramını müteakip başlarındaki 3 tane erkek şahısın 2-3 cilt makbuz dağıtımını müteakip Yaklaşık 15 bayan ve erkek İl sokaklarına dağılmaktadırlar. Kendilerinin tanıtımlarında sözde 15x15 cm ebatlarında olan bir kaç sayfalık boyama kitapları verdiklerini beyan etseler de her defasında ellerinde bir tane olduğunu beyan etmekteler. Belgelerini incelediğinizde Valilik tarafından müsaade izni oldukları, bağış toplama izni olarak da Büyükşehir Belediyesinden izinleri olduklarını beyan etmektedirler. Beyana baktığınızda ise sadece müsaade için izin talebi var olup, sayfanın arkasına basılan kayıt kabul kaşe üzerindeki kayıt sıra numarasını izin olarak göstermektedirler. Sokaklara dağılan bağış toplayıcılarına bu işten kazancının ne denildiğinde her gün toplanıldığında %15 ini kar olarak kendilerine verildiğini söylemekteler. Söz konusu bağış makbuzları ve ilgili belgeleri Ektedir. Böyle bir yardım adı adı altında makbuz karşılığı para toplama normal ise o zaman bizde makbuz bastırıp böyle bir işletme açıp bizde toplayalım sayın Başbakanım. Bu iş bu kadar basit midir? Bu dernekler kanuna bir çeki düzen verilmesinde bir fayda vardır diye düşünüyorum. Çünkü aynı şey Cami derneklerinde de söz konusu. Adam kalkıp Kars'dan Şurdan burdan gelip elinde makbuz mahalle arasında, pazar yerlerinde para topluyor. Bozuk para verenlerin hepsine kendisine göre makbuz kesiyor. Yani makbuza yazacağı rakam kalem ile makbuz arasında! Yine farklı derneklerde de söz konusu farklı haller var. Ya kumar oynatılıyor, Ya fuhuş pazarlıkları dönüyor. Evet Sayın Başbakanım bu dernekler kanunu hali hazırda bizim gibi toplumlar için yetersizdir. Çünkü gayet işlerinde rahatlar. Yakalansak da sorun yok düşüncesi içindeler.

#1701568901 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım son bir aydır ilimizle birlikte hemen hemen tüm illerimizde Kansersiz Yaşam ve Engelliler Derneği Ticari İşletmesi adı altında bir yardım kuruluşu türemiştir. İlimizde de Hançerli Mahallesinde makbuz üzerindeki adresten anlaşılan bu yardım kuruluşu her sabah Samsun Atatürk Heykelindeki Samsun Simit Parkı önünde buluşup çay, kahve, pasta ikramını müteakip başlarındaki 3 tane erkek şahısın 2-3 cilt makbuz dağıtımını müteakip Yaklaşık 15 bayan ve erkek İl sokaklarına dağılmaktadırlar. Kendilerinin tanıtımlarında sözde 15x15 cm ebatlarında olan bir kaç sayfalık boyama kitapları verdiklerini beyan etseler de her defasında ellerinde bir tane olduğunu beyan etmekteler. Belgelerini incelediğinizde Valilik tarafından müsaade izni oldukları, bağış toplama izni olarak da Büyükşehir Belediyesinden izinleri olduklarını beyan etmektedirler. Beyana baktığınızda ise sadece müsaade için izin talebi var olup, sayfanın arkasına basılan kayıt kabul kaşe üzerindeki kayıt sıra numarasını izin olarak göstermektedirler. Sokaklara dağılan bağış toplayıcılarına bu işten kazancının ne denildiğinde her gün toplanıldığında %15 ini kar olarak kendilerine verildiğini söylemekteler. Söz konusu bağış makbuzları ve ilgili belgeleri Ektedir. Böyle bir yardım adı adı altında makbuz karşılığı para toplama normal ise o zaman bizde makbuz bastırıp böyle bir işletme açıp bizde toplayalım sayın Başbakanım. Bu iş bu kadar basit midir? Bu dernekler kanuna bir çeki düzen verilmesinde bir fayda vardır diye düşünüyorum. Çünkü aynı şey Cami derneklerinde de söz konusu. Adam kalkıp Kars'dan Şurdan burdan gelip elinde makbuz mahalle arasında, pazar yerlerinde para topluyor. Bozuk para verenlerin hepsine kendisine göre makbuz kesiyor. Yani makbuza yazacağı rakam kalem ile makbuz arasında! Yine farklı derneklerde de söz konusu farklı haller var. Ya kumar oynatılıyor, Ya fuhuş pazarlıkları dönüyor. Evet Sayın Başbakanım bu dernekler kanunu hali hazırda bizim gibi toplumlar için yetersizdir. Çünkü gayet işlerinde rahatlar. Yakalansak da sorun yok düşüncesi içindeler.
Sayın Başbakanım bu arada tüm yurdumuzda gelen şikayetlerden ve gözlemlediğim kadarıyla dilencilerde patlama yaşanmakta dilenenlerin yaz sayısı 3-4 yaşına kadar düşmektedir. Yakında kundakta ki bebeklerini de yakınlarda muhtemelen getirebilirler yada hazırlığındadırlar. Bu dilencilerle ilgili acil tedbirler alınmazsa toplum sağlığını iyice bozacakları barizdir. Yakında dilenciler memleketi halinde anılmamız her an söz konusudur. Çünkü yurdumuza gelen yabancılar dahi hepimizi aynı gözle görmeleri mümkün olabilecektir. Bu dilenciler ile ilgili ya yasa tasarısı yayınlanmalı, meslek olarak kabul edilmeli ki onlar öyle görüyor, ödesin vergisini ne toplarsa toplasın (Bir önceki Başvuru detayım da belirtmiştim.) Yada Kabahatlar kanunundaki ceza olan bunlar için 80 tl gibi olan komik ceza yerine 300-500 tl gibi bir ceza seviyesine çıkarılarak caydırıcı ceza olmalıdır.
Sayın Başbakanım, bu hal öyle bir hal ki oturup ailenizle, eşinizle dostunuzla oturup, parkta, bahçede, kafe de ne bir bardak çay nede su içebiliyorsunuz, inanın bunlar karıncalardan daha fazla çoğalıp daha fazla hareket halindeler. Bunların sosyal yaşantısı bizden daha iyi. Milli Piyangocudan kazı kazan dahi halkın içinde oynamaktadır !. Hele bir tanesini Samsunda ne polis ne zabıta durdurabilmektedir. Yakında evimizdeki odalardan da çıkarsa hiç şaşırmayız.Resimleri Ektedir. Hele bu kimsenin duruduramadığı yaşlı galiba gelini ayrı yerde kendi farklı yerde dileniyorlar. Gelini ara ara ihtiyarı yoklayıp kazandıklarını elinden almaktadırlar. Onları bilen tanıyanların Çarşamba'da çocuklarının durumlarının iyi olduğu yönündedir.
Sayın Başbakanım; Polis ve Zabıta selahiyet kanununda değişiklikler yapılıp etkin tedbirler artırılmadıkça, cezai düzenlemeler ya da vergi kanunlarına bu vatandaşlar eklenmedikçe tolumda kimse rahatlığa kavuşmayacaktır. Bunlarla artık Zabıtalarda, polislerde köşe bucak kovalamaktan bıkmış durumdalar.
Birde Suriyeli ve Iraklılar geldiğinden beridir bu dilencilik daha artmış durumda. Iraklılar o kadar olmasa da bu Suriye'liler bizi bıktırmış durumdalar. Çoluk çocuğu kundaktaki bebekleri de dahil hepsi hareket halinde dilenmekteler. Kimisi elektrik makbuzlarını, misi su makbuzlarını gözümüze sokar gibi sallandırıyorlar. Biz mi gel dedik onlara gözümüze parmaklarını sokarcasına fatura sallandırıyorlar. Biz kendi faturalarımızı zaten zar zor ödüyoruz. Sonra devletimiz bunlara yardım etmiyor mu? Hangisine sorduysak yemin billah ederek etmiyor diyor? O zaman birileri bu topluma yanlış konuşuyor. Bunlara edilen yardım nedir açıklayın toplum da bilinçlensin. Yalan mı doğru mu konuşuyorlar anlayalım. Artık halk olarak psiklojimiz bozuldu Sayın Başbakanım.
Yardım ettiğinizle kalmıyorsunuz mesela Samsun'da hastane başı , anneler parkı gibi yerlerde bunların çocukları çeteleşmişler o bölgede ikamet edenler gece 9 dan sonra sokağa çıkamadıklarını beyan etmekteler. Ya sigara ya para zorla isteyip dövecek duruma kadar geldiklerini söylemekteler.
Artık bir düzen tedbir alınsın. Misafirperveriz tamam ama bunlar artık işin suyunu çıkarmaya başladılar.
Toplumumuzda kanayan yara olan dilenciler için etkin yasalarla ile gereken tedbirin alınması için emirlerinize arz ederim.
Saygılarımla 
Ekli Dosyalar:

 Başvuru hareketleri için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder