KUR’AN-I KERİMİN DİLİNDEN KİMLER CENNET VE CEHENNEME GİRECEK - YAZAN : MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ

MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ
KİMLER CECENNETE GİRECEK:
ALLAHA İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLER:
وَبَشِّرِ الَّذٖينَ اٰمَنُوا
وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ
كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًا قَالُوا هٰذَا الَّذٖى رُزِقْنَا
مِنْ قَبْلُ وَاُتُوا بِهٖ مُتَشَابِهًا وَلَهُمْ فٖيهَا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ
فٖيهَا خَالِدُونَ
Ve beşşirillezîne âmenû ve amilus sâlihâti enne lehum cennâtin
tecrî min tahtihel enhâr, kullemâ ruzigû minhâ min semeratir rizgan gâlû
hâzellezî ruzignâ min gablu ve utû bihî muteşâbihâ, ve lehum fîhâ ezvâcum
mutahheratuv ve hum fîhâ hâlidûn.
- İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden
ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine
her rızık verilişinde, "Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen
rızık!" diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak
verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî
kalacaklardır. Bakara
suresi 25. ayet
*******************
وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اُولٰئِكَ اَصْحَابُ
الْجَنَّةِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ
Vellezîne âmenû ve amilus sâlihâti ulâike ashâbul cenneh, hum fîhâ
hâlidûn.
İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar
orada ebedî kalacaklardır. Bakara suresi 82. ayet

TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN
ALLAH’IN YARDIMINDAN ÜMİT KESMEYEN VE İMAN EDENLER:
اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ
تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَاْتِكُمْ مَثَلُ الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِكُمْ
مَسَّتْهُمُ الْبَاْسَاءُ وَالضَّرَّاءُ وَزُلْزِلُوا حَتّٰى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذٖينَ
اٰمَنُوا مَعَهُ مَتٰى نَصْرُ اللّٰهِ اَلَا اِنَّ نَصْرَ اللّٰهِ قَرٖيبٌ
Em hasibtum en tedhulul cennete ve lemmâ yeé'tikum meselullezîne
halev min gablikum, messethumul beé'sâu ved darrâu ve zulzilû hattâ yegûler
rasûlu vellezîne âmenû meahû metâ nasrullâh, elâ inne nasrallâhi garîb.
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza
gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber
mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve
zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı pek
yakındır. Bakara
suresi 214. ayet
ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLAR:
قُلْ اَؤُنَبِّئُكُمْ
بِخَيْرٍ مِنْ ذٰلِكُمْ لِلَّذٖينَ اتَّقَوْا عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتٌ تَجْرٖى مِنْ
تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَا وَاَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَرِضْوَانٌ مِنَ
اللّٰهِ وَاللّٰهُ بَصٖيرٌ بِالْعِبَادِ
Gul eunebbiukum bihayrim min zâlikum, lillezînettegav ınde rabbihim
cennâtun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve ezvâcum mutahheratuv ve
rıdvânum minallâh, vallâhu basîrum bil ıbâd.
De ki: "Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, içinden ırmaklar akan,
içinde ebedî kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası
vardır." Allah, kullarını hakkıyla görendir. Ali_İmran
suresi 15. ayet
وَسَارِعُوا اِلٰى مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا
السَّمٰوَاتُ وَالْاَرْضُ اُعِدَّتْ لِلْمُتَّقٖينَ
Ve sâriû ilâ mağfiratim mir rabbikum ve cennetin arduhes semâvâtu
vel ardu uıddet lilmuttegîn.
Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun. Ali_İmran
suresi 133. ayet
ALLAH’A VE PEYGAMBERİNE İTEAT EDENLER:
وَاَطٖيعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Ve etîullâhe ver rasûle leallekum turhamûn.
Allah'a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin. Ali_İmran
suresi 132. ayet
*******************
تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ
وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ
خَالِدٖينَ فٖيهَا وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ
Tilke hudûdullâh, ve mey yutııllâhe ve rasûlehû yudhılhu cennâtin
tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ve zâlikel fevzul azîm.
İşte bu (hükümler) Allah'ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah'a ve
Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî
kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
Nisa suresi 13. ayet

ALLAH’A İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLER:
اِنَّ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُوا
اِلٰى رَبِّهِمْ اُولٰئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ
- İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti ve ahbetû ilâ rabbihim ulâike
ashabul cenneh, hum fîhâ hâlidûn.
İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden
bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî
kalacaklardır. Hud suresi 23. ayet
DARLIKTA VE BOLLUKTA ALLAH YOLUNDA
HARCAYANLAR VE ÖFKELERİNİ YENİP İNSANLARI AFFEDENLER:
اَلَّذٖينَ يُنْفِقُونَ
فِى السَّرَّاءِ وَالضَّرَّاءِ وَالْكَاظِمٖينَ الْغَيْظَ وَالْعَافٖينَ عَنِ النَّاسِ
وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنٖينَ
Ellezîne yunfigûne fis serrâi ved darrâi vel kâzımînel ğayza vel
âfine anin nâs, vallâhu yuhıbbul muhsinîn.
Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini
yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever. Ali_İmran
suresi 134. ayet
NEFİSLERİNE ZULMETTİKLERİNDE ALLAH’I
HATIRLAYIP AF DİLEYENLER:
وَالَّذٖينَ اِذَا فَعَلُوا
فَاحِشَةً اَوْ ظَلَمُوا اَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللّٰهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ
وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اللّٰهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلٰى مَا فَعَلُوا وَهُمْ
يَعْلَمُونَ
Vellezîne izâ fealû fâhışeten ev zalemû enfusehum zekerullâhe
festağferû lizunûbihim, ve mey yağfiruz zunûbe illallâh, ve lem yusırrû alâ mâ
fealû ve hum yağlemûn.
Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları, yahut nefislerine
zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen
günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah'tan başka günahları kim
bağışlar- ve bile bile işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir. Ali_İmran
suresi 135. ayet
*******************
اُولٰئِكَ جَزَاؤُهُمْ مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ
تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَا وَنِعْمَ اَجْرُ الْعَامِلٖينَ
Ulâike cezâuhum mağfiratum mir rabbihim ve cennâtun tecrî min
tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ve niğme ecrul âmilîn.
İşte
onların mükâfatı Rab'leri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan
cennetlerdir ki orada ebedî kalacaklardır. (Allah yolunda) çalışanların
mükâfatı ne güzeldir! Ali_İmran suresi 136. ayet
ALLAH İÇİN CİHAT EDENLER:
اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ
تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّٰهُ الَّذٖينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَيَعْلَمَ
الصَّابِرٖينَ
Em hasibtum en tedhulul cennete ve lemmâ yağlemillâhullezîne
câhedû minkum ve yağlemes sâbirîn.
Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt
etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi
sandınız? Ali_İmran
suresi 142. ayet
EN ZOR ANLARINDA DAHİ ALLAH’TAN YARDIM İSTEYEN VE AF DİLEYENLER:
رَبَّنَا اِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادٖى لِلْاٖيمَانِ
اَنْ اٰمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَاٰمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ
عَنَّا سَيِّپَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْاَبْرَارِ
Rabbenâ innenâ semiğnâ munâdiyey yunâdî lil îmâni en âminû
birabbikum feâmennâ, rabbenâ fağfir lenâ zunûbena ve keffir annâ seyyiâtinâ ve
teveffenâ meal ebrâr.
"Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çağıran
bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla.
Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al." Ali_İmran
suresi 193. ayet
*******************
رَبَّنَا وَاٰتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلٰى رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا
يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمٖيعَادَ
Rabbenâ ve âtinâ mâ veadtenâ alâ rusulike ve lâ tuhzinâ yevmel
gıyameh, inneke lâ tuhliful mîâd.
"Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize
va'dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va'dinden
dönmezsin." Ali_İmran suresi 194. ayet
*******************
فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ اَنّٖى لَا اُضٖيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ فَالَّذٖينَ هَاجَرُوا وَاُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَاُوذُوا فٖى سَبٖيلٖى وَقَاتَلُوا وَقُتِلُوا لَاُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّپَاتِهِمْ وَلَاُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ ثَوَابًا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ
Festecâbe lehum rabbuhum ennî lâ udîu amele âmilim minkum min
zekerin ev unsa bağdukum min bağd, fellezîne hâcerû ve uhricû min diyârihim ve
ûzû fî sebîlî ve gâtelû ve gutilû leukeffiranne anhum seyyiâtihim ve
leudhılennehum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr, sevabem min ındillah, vallâhu
ındehû husnus sevâb.
Rableri, onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun,
kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler
birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet
görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette
örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan
cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır." Ali_İmran suresi 195. ayet
NAMAZINI KILIP ZEKATINI VERENLER ALLAH’A BORÇ VERENLER:
وَلَقَدْ اَخَذَ اللّٰهُ
مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ اثْنَىْ عَشَرَ نَقٖيبًا وَقَالَ
اللّٰهُ اِنّٖى مَعَكُمْ لَئِنْ اَقَمْتُمُ الصَّلٰوةَ وَاٰتَيْتُمُ الزَّكٰوةَ وَاٰمَنْتُمْ
بِرُسُلٖى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَاَقْرَضْتُمُ اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا لَاُكَفِّرَنَّ
عَنْكُمْ سَيِّپَاتِكُمْ وَلَاُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا لْاَنْهَارُ
فَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبٖيلِ
Ve legad ehazallâhu mîsâga benî isrâîle ve beasnâ minhumusney aşera negîbâ, ve gâlallâhu innî meakum, lein egamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum birusulî ve azzertumûhum ve agradtumullâhe gardan hasenel leukeffiranne ankum seyyiâtikum ve leudhılennekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr, femen kefera bağde zâlike minkum fegad dalle sevâes sebîl.
Ve legad ehazallâhu mîsâga benî isrâîle ve beasnâ minhumusney aşera negîbâ, ve gâlallâhu innî meakum, lein egamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum birusulî ve azzertumûhum ve agradtumullâhe gardan hasenel leukeffiranne ankum seyyiâtikum ve leudhılennekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr, femen kefera bağde zâlike minkum fegad dalle sevâes sebîl.
Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan
on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah, şöyle demişti: "Sizinle
beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekâtı verir ve elçilerime inanır,
onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel
bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi,
içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkâr ederse,
mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır." Maide suresi 12. ayet
ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLAR:
وَلَوْ اَنَّ اَهْلَ الْكِتَابِ
اٰمَنُوا وَاتَّقَوْا لَكَفَّرْنَا عَنْهُمْ سَيِّپَاتِهِمْ وَلَاَدْخَلْنَاهُمْ جَنَّاتِ
النَّعٖيمِ
Ve lev enne ehlel kitâbi âmenû vettegav lekeffernâ anhum
seyyiâtihim ve leedhalnâhum cennâtin neîm.
Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten
sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Naim
cennetlerine koyardık. Maide suresi 65. ayet
SADECE ALLAH’A KULLUK EDENLER ALLAH’A ORTAK
KOŞMAYAN VE ZALİMLİK ETMEYENLER :
لَقَدْ كَفَرَ الَّذٖينَ قَالُوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَسٖيحُ
ابْنُ مَرْيَمَ وَقَالَ الْمَسٖيحُ يَا بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ اعْبُدُوا اللّٰهَ رَبّٖى
وَرَبَّكُمْ اِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ
وَمَاْوٰیهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمٖينَ مِنْ اَنْصَارٍ
Legad keferallezîne gâlû innallâhe huvel mesîhubnu meryem, ve
gâlel mesîhu yâ benî isrâîlağbudullâhe rabbî ve rabbekum, innehû mey yuşrik
billâhi fegad harramallâhu aleyhil cennete ve meé'vâhun nâr, ve mâ lizzâlimîne
min ensâr.
Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler
kesinlikle kâfir oldu. Oysa Mesih şöyle
demişti: "Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz
olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti
muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir
yardımcı yoktur." Maide
suresi 72. ayet
*******************
وَاِذَا سَمِعُوا مَا
اُنْزِلَ اِلَى الرَّسُولِ تَرٰى اَعْيُنَهُمْ تَفٖيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُوا
مِنَ الْحَقِّ يَقُولُونَ رَبَّنَا اٰمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدٖينَ
Ve izâ semiû mâ unzile iler rasûli terâ ağyunehum tefîdu mined
dem'ı mimmâ arafû minel hagg, yegûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ meaş şâhidîn.
Peygamber'e indirileni (Kur'an'ı) dinledikleri zaman hakkı
tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. "Ey
Rabbimiz! İnandık. Artık bizi (hakikate) şahitlik edenler (Muhammed'in ümmeti)
ile beraber yaz" derler. Maide suresi 83. ayet
*******************
مَا قُلْتُ لَهُمْ اِلَّا
مَا اَمَرْتَنٖى بِهٖ اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ رَبّٖى وَرَبَّكُمْ وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ
شَهٖيدًا مَا دُمْتُ فٖيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنٖى كُنْتَ اَنْتَ الرَّقٖيبَ عَلَيْهِمْ
وَاَنْتَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ شَهٖيدٌ
Mâ gultu lehum illâ mâ emartenî bihî eniğbudullâhe rabbî ve
rabbekum, ve kuntu aleyhim şehîdem mâ dumtu fîhim, felemmâ teveffeytenî kunte
enter ragîbe aleyhim, ve ente alâ kulli şey'in şehîd.
"Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim: Benim de
Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin (dedim.) Aralarında
bulunduğum sürece onlara şahit (ve örnek) idim. Ama beni içlerinden aldığında,
artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her şeye hakkıyla
şahitsin." Maide suresi 117. ayet
ALLAH YOLUNDA DOSDOĞRU İLERLEYENLER :
وَهٰذَا صِرَاطُ رَبِّكَ مُسْتَقٖيمًا قَدْ فَصَّلْنَا الْاٰيَاتِ
لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ
Ve hâzâ sırâtu rabbike mustegîmâ, gad fassalnel âyâti ligavmiy
yezzekkerûn.
Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir
toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. Enam suresi 126. ayet
*******************
لَهُمْ دَارُ السَّلَامِ
عِنْدَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Lehum dârus selâmi ınde rabbihim ve huve veliyyuhum bimâ kânû
yağmelûn.
Rableri katında selâm yurdu (cennet) onlarındır. Allah, yapmakta
oldukları şeylerden dolayı onların dostudur. Enam suresi 127. ayet
ALLAH’IN AYETLERİNİ YALANLAMAYANLAR:
اِنَّ الَّذٖينَ كَذَّبُوا
بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ
لَهُمْ اَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّٰى يَلِجَ الْجَمَلُ
فٖى سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الْمُجْرِمٖينَ
İnnellezîne kezzebû biâyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum
ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hıyât, ve
kezâlike neczil mucrimîn.
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine
yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne
deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız. Araf
suresi 40. ayet
TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN ALLAH YOLUNDA
GEREKTİĞİNDE HİCRET EDİP ALLAH’A KULLUK GÖREVİNİ YERİNE GETİRENLER:
اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَهَاجَرُوا
وَجَاهَدُوا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ اَعْظَمُ دَرَجَةً
عِنْدَ اللّٰهِ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
Ellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi biemvâlihim ve
enfusihim ağzamu deraceten ındallâh, ve
ulâike humul fâizûn.
İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla
cihad eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha üstündür. İşte onlar,
başarıya erenlerin ta kendileridir. Tevbe suresi 20. ayet
*******************
يُبَشِّرُهُمْ رَبُّهُمْ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَرِضْوَانٍ وَجَنَّاتٍ
لَهُمْ فٖيهَا نَعٖيمٌ مُقٖيمٌ
Yubeşşiruhum rabbuhum birahmetim minhu ve rıdvâniv ve cennâtil
lehum fîhâ neîmum mugîm.
Rableri onlara, kendi katından bir rahmet, bir hoşnutluk ve
kendilerine içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdelemektedir. Tevbe
suresi 21. ayet
RABBİNİN
AZABINDAN KORKANLAR:
وَالَّذٖينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ
Vellezîne hum min azâbi rabbihim muşfigûn.
Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir. Mearic
suresi 27. ayet
HAKKA YÖNELENLER :
وَمَا اُمِرُوا اِلَّا
لِيَعْبُدُوا اللّٰهَ مُخْلِصٖينَ لَهُ الدّٖينَ حُنَفَاءَ وَيُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ
وَيُؤْتُوا الزَّكٰوةَ وَذٰلِكَ دٖينُ الْقَيِّمَةِ
Ve mâ umirû illâ liyağbudullâhe muhlısîne lehud dîne hunefâe ve
yugîmus salâte ve yué'tuz zekâte ve zâlike dînul gayyimeh.
Hâlbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. Beyyine suresi 5. ayet
Hâlbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. Beyyine suresi 5. ayet
ALLAH’IN HUZURUNDA DAİM OLDUĞUNU HATIRLAYIP
NEFSİNİ KONTROL ALTINDA TUTANLAR:
وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ
رَبِّهٖ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰى
Ve emmâ men hâfe megâme rabbihî ve nehen nefse anil hevâ.
Kim
de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa,
şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. Naziat
suresi 40. ayet
*******************
*******************
فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِىَ الْمَاْوٰى
Feinnel cennete hiyel meé'vâ.
Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini
arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. Naziat suresi 41. ayet
ADAKLARINI YERİNE GETİRENLER :
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ
وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطٖيرًا
Yûfûne bin nezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhû mustetîrâ
O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı
kuşatmış bir günden korkarlar. İnsan suresi 7. ayet
SEVE SEVE YOKSULLARA YETİMLERE ESİRLERE YARDIM EDENLER :
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّهِ مِسْكٖينًا وَيَتٖيمًا
وَاَسٖيرًا
Ve yut'ımûnet taâme alâ hubbihî miskînev ve yetîmev ve esîrâ.
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. -
İnsan suresi 8. ayet
NAMAZINA DEVAM EDİP TERK ETMEYENLER :
اَلَّذٖينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
Ellezînehum alâ salâtihim dâimûn.
Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir. Mearic
suresi 23. ayet
RABBİNDEN HER ZAMAN KORKANLAR VE CANI
GÖNÜLDEB RABBİNE BAĞLI OLUP SEVENLER :
وَالَّذٖينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ
Vellezîne hum min azâbi rabbihim muşfigûn.
Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir. Mearic suresi 27. ayet
MAHREM YERLERİNİ KORUYANLAR :
وَالَّذٖينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ
Vellezîne hum lifurûcihim hâfizûn.
Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. Mearic suresi 29. ayet
EMANETİNE SADIK OLANLAR VERDİĞİ SÖZÜ YERİNE
GETİRENLER :
وَالَّذٖينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ
Vellezîne hum liemânâtihim ve ahdihim raûn.
Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir. Mearic
suresi 32. ayet
ALLAH’IN AZABINDAN KORKARAK ŞAHİTLİKLERİNİ DOSDOĞRU YAPANLAR :
وَالَّذٖينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ
Vellezîne hum bişehâdâtihim gâimûn.
Onlar, şahitliklerini dosdoğru yapan kimselerdir. Mearic suresi 33. ayet
NAMAZLARINI KORUYANLAR :
وَالَّذٖينَ هُمْ عَلٰى
صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
Vellezîne hum alâ salâtihim yuhâfizûn.
Onlar, namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir. Mearic
suresi 34. ayet
*******************
اُولٰئِكَ فٖى جَنَّاتٍ مُكْرَمُونَ
Ulâike fî cennâtim mukramûn
İşte onlar cennetlerde ikram göreceklerdir. Mearic
suresi 35. ayet
AF DİLEDİĞİNDE BAĞIŞLANACAĞINA İNANAN VE
ALLAH VE RESULÜNE GÖNÜLDEN İNANANLAR :
سَابِقُوا اِلٰى مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا
كَعَرْضِ السَّمَاءِ وَالْاَرْضِ اُعِدَّتْ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَرُسُلِهٖ
ذٰلِكَ فَضْلُ اللّٰهِ يُؤْتٖيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللّٰهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظٖيمِ
Sâbigû ilâ mağfiratim mir rabbikum ve cennetin arduhâ keardıs
semâi vel ardı uıddet lillezîne âmenû billâhi ve rusulih, zâlike fadlullâhi yué'tîhi
mey yeşâé', vallâhu zul fadlil azîm.
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar
olan, Allah'a ve Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına
koşun. İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf
sahibidir. Hadid
suresi 21. ayet
RABBİNİN HUZURUNDA HESAP VERMEKTEN KORKANLAR :
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهٖ جَنَّتَانِ
Ve limen hâfe megâme rabbihî cennetân.
Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan
kimseye iki cennet vardır. Rahman suresi 46. ayet
*******************
وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهٖ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰى
Ve emmâ men hâfe megâme rabbihî ve nehen nefse anil hevâ.
Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini
arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. Naziat
suresi 40. ayet
YAPTIĞI GÜNAHLARIN FARKINA VARIP BİR DAHA
YAPMAMAK ÜZERE KALPTEN TÖVBE EDENLER:
هٰذَا مَا تُوعَدُونَ
لِكُلِّ اَوَّابٍ حَفٖيظٍ
Hâzâ mâ tûadûne likulli evvâbin hafîz.
(Onlara şöyle denir:) "İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte
olan şeydir. O, her tövbe eden, O'nun emrini gözeten için, görmediği hâlde sırf
saygıdan dolayı Rahmân'dan korkan ve O'na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler
içindir." Kaf
suresi 32. ayet
*******************
مَنْ خَشِىَ الرَّحْمٰنَ بِالْغَيْبِ وَجَاءَ بِقَلْبٍ مُنٖيبٍ
Men haşiyer rahmâne bil ğaybi ve câe bigalbim munîb.
(Onlara şöyle denir:) "İşte bu, size (dünyada) vaad
edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O'nun emrini gözeten için, görmediği
hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân'dan korkan ve O'na yönelmiş bir kalp ile
gelen kimseler içindir." Kaf
suresi 33. ayet
İNANIP İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLER :
وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاٰمَنُوا
بِمَا نُزِّلَ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّپَاتِهِمْ
وَاَصْلَحَ بَالَهُمْ
Vellezîne âmenû ve amilus sâlihâti ve âmenû bimâ nuzzile alâ
muhammediv ve huvel haggu mir rabbihim keffera anhum seyyiâtihim ve asleha
bâlehum.
İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed'e indirilene -ki o
Rablerinden gelen haktır- inananların ise Allah günahlarını örtmüş ve hâllerini
düzeltmiştir Muhammed
suresi 2. ayet
*******************
اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا بِاٰيَاتِنَا وَكَانُوا مُسْلِمٖينَ
Ellezîne âmenû biâyâtinâ ve kânû muslimîn.
(Allah, şöyle der:) "Ey âyetlerimize iman eden ve müslüman
olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de." Zuhruf suresi 69. ayet
*******************
اُدْخُلُوا الْجَنَّةَ
اَنْتُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ
Udhulul cennete entum ve ezvâcukum tuhberûn.
"Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete
giriniz." Zuhruf suresi 70. ayet
ALLAH YOLUNDA DOSDOĞRU İLERLEYENLER VE
SAPMAYANLAR :
اِنَّ الَّذٖينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا
تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا
بِالْجَنَّةِ الَّتٖى كُنْتُمْ تُوعَدُونَ
İnnellezîne gâlû rabbunallâhu summestegâmû tetenezzelu aleyhimul
melâiketu ellâ tehâfû ve lâ tahzenû ve ebşirû bil cennetilletî kuntum tûadûn.
“Şüphesiz
"Rabbimiz Allah'tır" deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların
üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size
(dünyada iken) va'dedilmekte olan cennetle sevinin!" Fussilet
suresi 30. ayet
*******************
اَلَّذٖينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ
بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهٖ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا رَبَّنَا
وَسِعْتَ كُلَّ شَیْءٍ رَحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذٖينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا
سَبٖيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحٖيمِ
Ellezîne yahmilûnel arşe ve men havlehû yusebbihûne bihamdi
rabbihim ve yué'minûne bihî ve yestağfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesiğte
kulle şey'ir rahmetev ve ılmen fağfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke vegıhim
azâbel cahîm.
Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O'na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru." Mumin suresi 7. ayet
Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O'na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru." Mumin suresi 7. ayet
ALLAH’A İÇTEN TÖVBE EDENLER :
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا تُوبُوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً
نَصُوحًا عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّپَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ
تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِى اللّٰهُ النَّبِىَّ وَالَّذٖينَ
اٰمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعٰى بَيْنَ اَيْدٖيهِمْ وَبِاَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ
رَبَّنَا اَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرٌ
Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilallâhi tevbeten nasûhâ, asâ rabbukum
ey yukeffira ankum seyyiâtikum ve yudhılekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru
yevme lâ yuhzillâhun nebiyye vellezîne âmenû meah, nûruhum yes'â beyne eydîhim
ve bieymânihim yegûlûne rabbenâ etmim lenâ nûranâ vağfir lenâ, inneke alâ kulli
şey'in gadîr.
Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki,
Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman
edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere
sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. "Ey
Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye
hakkıyla gücün yeter" derler. Tahrim
suresi 8. ayet
HAYIRLI İŞLERDE ÖNE GEÇENLER SALİH AMEL
İŞLEYENLER :
ثُمَّ اَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذٖينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ
عِبَادِنَا فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِهٖ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ
بِالْخَيْرَاتِ بِاِذْنِ اللّٰهِ ذٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبٖيرُ
Summe evrasnel kitâbellezînastafeynâ min ıbâdinâ, feminhum zâlimul
linefsih, ve minhum mugtesıd, ve minhum sâbigum bil hayrâti biiznillâh, zâlike
huvel fadlul kebîr.
Sonra biz, o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere
(Muhammed'in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler
vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah'ın izniyle hayırlı
işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur. Fatır suresi 32. ayet
*******************
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا يُحَلَّوْنَ فٖيهَا مِنْ اَسَاوِرَ
مِنْ ذَهَبٍ وَلُؤْلُؤًا وَلِبَاسُهُمْ فٖيهَا حَرٖيرٌ
Cennâtu adniy yedhulûnehâ yuhallevne fîhâ min esâvira min zehebiv
ve lué'luâ, ve libâsuhum fîhâ harîr.
Onlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve
incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir. Fatır
suresi 33. ayet
*******************
مَنْ كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِاَنْفُسِهِمْ
يَمْهَدُونَ
Men kefera fealeyhi kufruh, ve men amile sâlihan felienfusihim
yemhedûn.
Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kimler de salih amel
işlerse, ancak kendileri için (cennette yer) hazırlarlar. 30 - Rum suresi 44. ayet
KİMLER CEHENNEME GİRECEK:
AYETLERİ GEÇERSİZ KILMAK İÇİN ÇABA
GÖSTERENLER:
وَالَّذٖينَ سَعَوْا
فٖى اٰيَاتِنَا مُعَاجِزٖينَ اُولٰئِكَ اَصْحَابُ الْجَحٖيمِ
Kuranı Kerim Türkçe okunuş :
Vellezîne seav fî âyâtinâ muâcizîne ulâike ashâbul cahîm.
Vellezîne seav fî âyâtinâ muâcizîne ulâike ashâbul cahîm.
- Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, işte onlar
cehennemliklerdir Hac suresi 51. ayet
YOKSULU GÖRMEZDEN GELENLER:
وَلَا يَحُضُّ عَلٰى
طَعَامِ الْمِسْكٖينِ
Ve lâ yehuddu alâ taâmil miskîn.
"Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu." Hakka
suresi 34. ayet
ÖLÇÜ VE TARTIDA HİLEYE BAŞVURANLAR:
وَاَمَّا مَنْ خَفَّتْ
مَوَازٖينُهُ
Ve emmâ men haffet mevâzînuh.
Ama kimin de tartıları hafif gelirse, Karia
suresi 8. ayet
ŞEYTANA KULLUK EDENLER :
اَلَمْ اَعْهَدْ اِلَيْكُمْ
يَا بَنٖى اٰدَمَ اَنْ لَا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبٖينٌ
Elem ağhed ileykum yâ benî âdeme el lâ tağbuduş şeytân, innehû
lekum aduvvum mubîn.
(60-61) "Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk
etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu
dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"
Yasin suresi 60. ayet
ALLAH’A KULLUK ETMEDE KİBİR GÖSTERENLER :
وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونٖى اَسْتَجِبْ لَكُمْ اِنَّ الَّذٖينَ يَسْتَكْبِرُونَ
عَنْ
عِبَادَتٖى
سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرٖينَ
Ve gâle rabbukumud'ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an
ıbâdetî seyedhulûne cehenneme dâhırîn.
Rabbiniz şöyle dedi: "Bana dua edin, duânıza cevap vereyim.
Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme
gireceklerdir." Mumin
suresi 60. ayet (
KENDİNİ İLAH ZANNEDENLER :
لَوْ كَانَ هٰؤُلَاءِ
اٰلِهَةً مَا وَرَدُوهَا وَكُلٌّ فٖيهَا خَالِدُونَ
Lev kâne hâulâi âlihetem mâ veradûhâ, ve kullun fîhâ hâlidûn.
Eğer onlar ilâh olsalardı oraya varmazlardı. Hâlbuki hepsi orada
ebedî kalacaklardır. Enbiya suresi 99. ayet
ALLAH’I İNKAR EDENLER:
وَلِلَّذٖينَ كَفَرُوا
بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمَصٖيرُ
Ve lillezîne keferû birabbihim azâbu cehennem, ve bié'sel
masîr.
Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü
varılacak yerdir orası! 67 -
Mulk suresi 6. ayet
ALLAH’IN EMİRLERİNE UYMAYANLAR:
لِلَّذٖينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمُ الْحُسْنٰى وَالَّذٖينَ لَمْ يَسْتَجٖيبُوا لَهُ لَوْ
اَنَّ لَهُمْ مَا فِى الْاَرْضِ جَمٖيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لَافْتَدَوْا بِهٖ اُولٰئِكَ
لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَاْوٰيهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
Lillezînestecâbû lirabbihimul husnâ, vellezîne lem yestecîbû lehû
lev enne lehum mâ fil ardı cemîav ve mislehû meahû leftedev bih, ulâike lehum
sûul hısâbi ve meé'vâhum cehennem, ve bié'sel mihâd.
Rablerinin emrine uyanlar için mükâfatın en güzeli vardır. Ona
uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha
kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi.
İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü
yataktır! Alfbetik: 85
ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK EDENLER:
اِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ حَصَبُ جَهَنَّمَ اَنْتُمْ
لَهَا وَارِدُونَ
İnnekum ve mâ tağbudûne min dûnillâhi hasabu cehennem, entum lehâ
vâridûn.
Hiç şüphesiz siz ve Allah'tan başka kulluk ettikleriniz cehennem
odunusunuz. Siz oraya varacaksınız. Enbiya suresi 98. ayet
*******************
لِيَمٖيزَ اللّٰهُ الْخَبٖيثَ مِنَ الطَّيِّبِ وَيَجْعَلَ الْخَبٖيثَ
بَعْضَهُ عَلٰى بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمٖيعًا فَيَجْعَلَهُ فٖى جَهَنَّمَ اُولٰئِكَ
هُمُ الْخَاسِرُونَ
Liyemîzallâhul habîse minet tayyibi ve yec'alel habîse bağdahû alâ
bağdın feyerkumehû cemîan feyec'alehû fî cehennem, ulâike humul hâsirûn.
Allah, pis olanı temizden ayırmak, pis olanların hepsini birbiri
üstüne koyup yığarak cehenneme koymak için böyle yapar. İşte onlar ziyana
uğrayanların ta kendileridir. Enfal suresi 37. ayet
KAŞ GÖZ İŞARETİ İLE ALAY EDENLER VE
AHİRETİNİ UNUTUP DÜNYADA MAL SALTANAT PEŞİNDE OLANLAR:
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ
Veylul likulli humezetil lumezeh.
Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan
çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline! Humeze suresi 1. ayet
*******************
اَلَّذٖى جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ
Ellezî cemea mâlev ve addedeh.
(1-2) Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan
çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline! Humeze
suresi 2. ayet
İNSANLARIN MALLARINI HAKSIZ YERE YİYENLER :
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اِنَّ كَثٖيرًا مِنَ الْاَحْبَارِ
وَالرُّهْبَانِ لَيَاْكُلُونَ اَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبٖيلِ
اللّٰهِ وَالَّذٖينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا فٖى
سَبٖيلِ اللّٰهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَلٖيمٍ
Yâ eyyuhellezîne âmenû inne kesîram minel ahbâri verruhbâni
leyeé'kulûne emvâlen nâsi bil bâtıli ve yesuddûne an sebîlillâh, vellezîne
yeknizûnez zehebe vel fiddate ve lâ yunfigûnehâ fî sebîlillâhi febeşşirhum
biazâbin elîm.
Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların
mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve
gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir
azapla müjdele. Tevbe suresi 34. ayet
*******************
لَا يَصْلٰیهَا اِلَّا
الْاَشْقٰى
Lâ yaslâhâ illel eşgâ
O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer. Leyl suresi 15.
ayet
*******************
وَقَالَ الَّذٖينَ
كَفَرُوا رَبَّنَا اَرِنَا الَّذَيْنِ اَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ نَجْعَلْهُمَا
تَحْتَ اَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْاَسْفَلٖينَ
Ve gâlellezîne keferû rabbenâ erinellezeyni edallânâ minel cinni
vel insi nec'alhumâ tahte agdâminâ liyekûnâ minel esfelîn.
(Ateşe giren) inkârcılar şöyle derler: "Rabbimiz! Cinlerden
ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına
alalım ki en aşağılıklardan olsunlar." Fussilet suresi 29.
ayet
MÜNAFIKLIK EDENLER:
يُنَادُونَهُمْ اَلَمْ
نَكُنْ مَعَكُمْ قَالُوا بَلٰى وَلٰكِنَّكُمْ فَتَنْتُمْ اَنْفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ
وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْاَمَانِىُّ حَتّٰى جَاءَ اَمْرُ اللّٰهِ وَغَرَّكُمْ
بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
Yunâdûnehum elem nekum meakum, gâlû belâ ve lâkinnekum fetentum
enfusekum ve terabbastum vertebtum ve ğarratkumul emâniyyu hattâ câe emrullâhi
ve ğarrakum billâhil ğarûr.
(Münafıklar) mü'minlere şöyle seslenirler: "Biz de
(dünyada) sizinle beraber değil miydik?" (Mü'minler de) derler ki:
"Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini
gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah'ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi
aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı." Hadid suresi 14. ayet
KUR’AN-I
KERİME KARŞI SAYGISIZLIK ONU DİNLEME ZAHMETİNDE BİLE BULUNANLAR:
وَعَرَضْنَا جَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ لِلْكَافِرٖينَ عَرْضًا
Ve aradnâ cehenneme yevmeizil lilkâfirîne ardâ.
O gün cehennemi; gözleri Zikr'ime (Kur'an'a) karşı perdeli olan
ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün
dehşetiyle) dikeriz! Kehf suresi 100. ayet
HADDİNİ AŞANLAR VE ALLAH’IN AYETLERİNE İNANMAYANLAR :
وَكَذٰلِكَ نَجْزٖى
مَنْ اَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِنْ بِاٰيَاتِ رَبِّهٖ وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَشَدُّ
وَاَبْقٰى
Ve kezâlike neczî men esrafe ve lem yué'mim biâyâti rabbih, ve
leazâbul âhırati eşeddu ve ebgâ.
Haddi aşan ve Rabbi'nin âyetlerine inanmayanları işte böyle
cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır. Taha
suresi 127. ayet
AYETLERİ
İNKAR EDENLER:
اِنَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا سَوْفَ نُصْلٖيهِمْ نَارًا كُلَّمَا
نَضِجَتْ جُلُودُهُمْ بَدَّلْنَاهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا الْعَذَابَ اِنَّ
اللّٰهَ كَانَ عَزٖيزًا حَكٖيمًا
İnnellezîne keferû biâyâtinâ sevfe nuslîhim nârâ, kullemâ nadıcet
culûduhum beddelnâhum culûden ğayrahâ liyezûgul azâb, innâllâhe kâne azîzen
hakîmâ.
- Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız.
Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini
yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir. Nisa
suresi 56. ayet
HESABA
ÇEKİLECEĞİNİ UMMAYANLAR
اِنَّهُمْ كَانُوا
لَا يَرْجُونَ حِسَابًا
İnnehum kânû lâ yercûne
hısâbâ.
- Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı. Nebe
suresi 27. ayet
*******************
مَا سَلَكَكُمْ فٖى
سَقَرَ
Mâ selekekum fî segar.
Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular
sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne
soktu?" Muddessir suresi 42. ayet
NAMAZ
KILMAYANLAR :
قَالُوا لَمْ نَكُ
مِنَ الْمُصَلّٖينَ
Gâlû lem neku minel musallîn.
Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik."
Derler: biz namaz kılanlardan değildik Muddessir suresi 43. ayet
SAPIKLIĞA
DÜŞENLER
قَالَ ادْخُلُوا فٖى اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ مِنَ الْجِنِّ
وَالْاِنْسِ فِى النَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ اُمَّةٌ لَعَنَتْ اُخْتَهَا حَتّٰى اِذَا
ادَّارَكُوا فٖيهَا جَمٖيعًا قَالَتْ اُخْرٰيهُمْ لِاُولٰيهُمْ رَبَّنَا هٰؤُلَاءِ
اَضَلُّونَا فَاٰتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِنَ النَّارِ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلٰكِنْ
لَا تَعْلَمُونَ
Gâledhulû fî umemin gad halet min gablikum minel cinni vel insi
fin nâr, kullemâ dehalet ummetul leanet uhtehâ, hattâ ized dârakû fîhâ cemîan
gâlet uhrâhum liûlâhum rabbenâ hâulâi edallûnâ feâtihim azâben dığfem minen
nâr, gâle likullin dığfuv ve lâkil lâ tağlemûn
Allah, şöyle der: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan
toplulukları ile birlikte ateşe girin." Her topluluk (arkasından gidip
sapıklığa düştüğü) yoldaşına lânet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı zaman
peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için, "Ey Rabbimiz!
Şunlar bizi saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş azabı ver" derler.
Allah, der ki: "Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat
bilmiyorsunuz." Araf suresi 38. ayet
AYETLERİ
YALANLAYAN VE KİBİRLİ OLANLAR:
اِنَّ الَّذٖينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا
تُفَتَّحُ لَهُمْ اَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّٰى يَلِجَ
الْجَمَلُ فٖى سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الْمُجْرِمٖينَ
İnnellezîne kezzebû biâyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum
ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hıyât, ve
kezâlike neczil mucrimîn.
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine
yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne
deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız. Araf
suresi 40. ayet
*******************
لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ
مِهَادٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاشٍ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الظَّالِمٖينَ
Lehum min cehenneme mihâduv ve min fevgıhim ğavâş, ve kezâlike
necziz zâlimîn.
Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem
ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. Araf suresi 41. ayet
KAFİR OLANLAR :
اِنَّ اللّٰهَ لَعَنَ
الْكَافِرٖينَ وَاَعَدَّ لَهُمْ سَعٖيرًا
İnnallâhe leanel kâfirîne ve eadde lehum seîrâ.
Şüphesiz Allah, kâfirlere lânet etmiş ve onlara alevli bir ateş
hazırlamıştır. Ahzab suresi 64. ayet
ALLAH’A İMAN ETMİYENLER
:
اِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ الْعَظٖيمِ
- İnnehû kâne lâ yué'minu billâhil azîm.
"Çünkü o, azamet sahibi Allah'a iman etmiyordu." Hakka
suresi 33. ayet
*******************
اِنَّهُمْ كَانُوا
قَبْلَ ذٰلِكَ مُتْرَفٖينَ
- İnnehum kânû gable zâlike mutrafîn.
- Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış
ve azgın kimselerdi. Vakıa suresi 45. ayet
SÜREKLİ
BÜYÜK GÜNAH İŞLEYENLER:
وَكَانُوا يُصِرُّونَ
عَلَى الْحِنْثِ الْعَظٖيمِ
Ve kânû yusırrûne alel hınsil azîm.
Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. Vakıa
suresi 46. ayet
*******************
ذُقْ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزٖيزُ الْكَرٖيمُ
Zug, inneke entel azîzul kerîm.
(Deyin ki:) "Tat bakalım! Hani sen güçlüydün,
şerefliydin!?" Duhan
suresi 49. ayet
ALLAH’TAN
BAŞKASINA TAPINANLAR KİBİR EDENLER DÜNYAYA TAPANLAR :
لَا جَرَمَ اَنَّمَا
تَدْعُونَنٖى اِلَيْهِ لَيْسَ لَهُ دَعْوَةٌ فِى الدُّنْيَا وَلَا فِى الْاٰخِرَةِ
وَاَنَّ مَرَدَّنَا اِلَى اللّٰهِ وَاَنَّ الْمُسْرِفٖينَ هُمْ اَصْحَابُ النَّارِ
Lâ cerame ennemâ ted'ûnenî ileyhi leyse lehû dağvetun fid dunyâ ve
lâ fil âhırati ve enne meraddenâ
ilallâhi ve ennel musrifîne hum ashâbun nâr.
"Şüphe yok ki sizin beni tapmaya çağırdığınız şeyin ne
dünya ne de ahiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz
Allah'adır. Şüphesiz, aşırı gidenler cehennemliklerin ta
kendileridir." Mumin
suresi 43. ayet
*******************
اِنَّ الَّذٖينَ كَذَّبُوا
بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ اَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا
يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّٰى يَلِجَ الْجَمَلُ فٖى سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى
الْمُجْرِمٖينَ
İnnellezîne kezzebû biâyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum
ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hıyât, ve
kezâlike neczil mucrimîn.
- Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine
yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne
deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız. Araf suresi 40. ayet
*******************
اَلَّذٖى جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ
Ellezî cemea mâlev ve addedeh.
Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan
çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline! Humeze
suresi 2. ayet
*******************
يَحْسَبُ اَنَّ مَالَهُ
اَخْلَدَهُ
Yahsebu enne mâlehû ahledeh.
O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır. Humeze
suresi 3. ayet
*******************
كَلَّا لَيُنْبَذَنَّ
فِى الْحُطَمَةِ
Kellâ leyumbezenne fil hutameh.
Hayır! Andolsun ki o, Hutâme'ye atılacaktır. Humeze
suresi 4. ayet
*******************
اَلَّذٖينَ اتَّخَذُوا دٖينَهُمْ لَهْوًا وَلَعِبًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ
الدُّنْيَا فَالْيَوْمَ نَنْسٰیهُمْ كَمَا نَسُوا لِقَاءَ يَوْمِهِمْ هٰذَا وَمَا كَانُوا
بِاٰيَاتِنَا يَجْحَدُونَ
Ellezînettehazû dînehum lehvev ve leıbev ve ğarrathumul hayâtud
dunyâ, fel yevme nensâhum kemâ nesû ligâe yevmihim hâzâ ve mâ kânû biâyâtinâ
yechadûn.
Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da
kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasıl unuttular
ve âyetlerimizi nasıl inkâr edip durdularsa, biz de onları bugün öyle
unuturuz. Araf
suresi 51. ayet
İBADETLERİNİ
YAPMAK İÇİN GEREKTİĞİNDE HİCRET ETMEYENLER
اِنَّ الَّذٖينَ تَوَفّٰيهُمُ الْمَلٰئِكَةُ ظَالِمٖی اَنْفُسِهِمْ
قَالُوا فٖيمَ كُنْتُمْ قَالُوا كُنَّا مُسْتَضْعَفٖينَ فِى الْاَرْضِ قَالُوا اَلَمْ
تَكُنْ اَرْضُ اللّٰهِ وَاسِعَةً فَتُهَاجِرُوا فٖيهَا فَاُولٰئِكَ مَاْوٰیهُمْ جَهَنَّمُ
وَسَاءَتْ مَصٖيرًا
- İnnellezîne teveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim gâlû fîme
kuntum, gâlû kunnâ mustad'afîne fil ard, gâlû elem tekun erdullâhi vâsiaten
fetuhâcirû fîhâ, feulâike meé'vâhum cehennem, ve sâet masîrâ.
Kendilerine zulmetmekteler iken meleklerin canlarını aldığı
kimseler var ya; melekler onlara şöyle derler: "Ne durumdaydınız? (Niçin
hicret etmediniz?)" Onlar da, "Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz
kimselerdik" derler. Melekler, "Allah'ın arzı geniş değil miydi,
orada hicret etseydiniz ya!" derler. İşte bunların gidecekleri yer
cehennemdir. O ne kötü varış yeridir. Nisa
suresi 97. ayet
DAİMA
MUTSUZLUĞU SEÇENLER :
فَاَمَّا الَّذٖينَ
شَقُوا فَفِى النَّارِ لَهُمْ فٖيهَا زَفٖيرٌ وَشَهٖيقٌ
Feemmellezîne şegû fefin nâri lehum fîhâ zefîruv ve şehîg.
Mutsuz olanlara gelince; cehennemdedirler. Onların orada
şiddetli bir soluyuşları vardır. Hud
suresi 106. ayet
*******************
لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ
مِهَادٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاشٍ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الظَّالِمٖينَ
Lehum min cehenneme mihâduv ve min fevgıhim ğavâş, ve kezâlike
necziz zâlimîn.
Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem
ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. Araf suresi 41. ayet
ZALİM OLANLAR :
وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلٰكِنْ كَانُوا هُمُ الظَّالِمٖينَ
Ve mâ zalemnâhum ve lâkin kânû humuz zâlimîn.
Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler. Zuhruf
suresi 76. ayet
*******************
وَنَادَوْا يَا مَالِكُ
لِيَقْضِ عَلَيْنَا رَبُّكَ قَالَ اِنَّكُمْ مَاكِثُونَ
Ve nâdev yâ mâliku liyagdı aleynâ rabbuk, gâle innekum
mâkisûn.
(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) "Ey Mâlik! Rabbin bizim
işimizi bitirsin." O da, "Siz hep böyle kalacaksınız" der. Zuhruf
suresi 77. ayet
AYETLERİ GEÇERSİZ KILMAK İÇİN ÇABA
GÖSTERENLER:
وَالَّذٖينَ سَعَوْا فٖى اٰيَاتِنَا مُعَاجِزٖينَ اُولٰئِكَ اَصْحَابُ
الْجَحٖيمِ
Vellezîne seav fî âyâtinâ muâcizîne ulâike ashâbul cahîm.
- Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, işte onlar
cehennemliklerdir. Hac suresi 51. ayet

AZGINLIKTA BULUNANLAR :
اِنَّ عِبَادٖى لَيْسَ
لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ اِلَّا مَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْغَاوٖينَ
- İnne ıbâdî leyse leke aleyhim sultânun illâ menittebeake minel
ğâvîn.
Allah, "İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan
sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur"
dedi. Hicr suresi 42. ayet
*******************
فَكُبْكِبُوا فٖيهَا
هُمْ وَالْغَاوُنَ
Fekubkibû fîhâ hum vel ğâvûn.
Artık onlar ve o azgınlar ile İblis'in askerleri hepsi birden
tepetakla oraya atılırlar. - Şuara suresi 94. ayet
*******************
ثُمَّ اِنَّ مَرْجِعَهُمْ
لَاِلَى الْجَحٖيمِ
Summe inne merciahum leilel cahîm.
Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir. Saffat suresi
68. ayet
*******************
اِنَّهُمْ اَلْفَوْا
اٰبَاءَهُمْ ضَالّٖينَ
- İnnehum elfev âbâehum dâllîn.
Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. Saffat
suresi 69. ayet
*******************
فَهُمْ عَلٰى اٰثَارِهِمْ
يُهْرَعُونَ
Fehum alâ âsârihim yuhraûn.
Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler. Saffat suresi 70. ayet

FASIKLIK EDENLER :
وَاَمَّا الَّذٖينَ
فَسَقُوا فَمَاْوٰیهُمُ النَّارُ كُلَّمَا اَرَادُوا اَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا اُعٖيدُوا
فٖيهَا وَقٖيلَ لَهُمْ ذُوقُوا عَذَابَ النَّارِ الَّذٖى كُنْتُمْ بِهٖ تُكَذِّبُونَ
Ve emmellezîne fesegû femeé'vâhumun nâr, kullemâ erâdû ey yahrucû
minhâ uîdû fîhâ ve gîle lehum zûgû azâben nârillezî kuntum bihî
tukezzibûn.
Fasıklık edenlere gelince, onların barınağı ateştir. Oradan her
çıkmak istediklerinde, oraya döndürülürler ve onlara, "Yalanlamakta
olduğunuz ateş azabını tadın" denir.
Secde suresi 20. ayet
*******************
HAKTAN SAPAN VE YALANCILIK YAPANLAR :
وَاَمَّا اِنْ كَانَ
مِنَ الْمُكَذِّبٖينَ الضَّالّٖينَ
Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn.
Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir
ziyafet vardır. Vakıa suresi 51. ayet
*******************
وَالَّذٖينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا فَاُولٰئِكَ لَهُمْ
عَذَابٌ مُهٖينٌ
Vellezîne keferû ve kezzebû biâyâtinâ feulâike lehum azâbum
muhîn.
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlamış olanlara gelince, onlar için
de alçaltıcı bir azap vardır. Hac suresi 57. ayet
PEYGAMBERİNE İMAN ETMEYİP KARŞI ÇIKANLAR:
وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى
وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبٖيلِ الْمُؤْمِنٖينَ نُوَلِّهٖ مَا تَوَلّٰى وَنُصْلِهٖ جَهَنَّمَ
وَسَاءَتْ مَصٖيرًا
Ve mey yuşâgıgır rasûle mim bağdi mâ tebeyyene lehul hudâ ve
yettebiğ ğayra sebîlil mué'minîne nuvellihî mâ tevellâ ve nuslihî cehennem, ve
sâet masîrâ.
Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra
peygambere karşı çıkar, mü'minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği
yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir. Nisa suresi 115. ayet
ALLAH’I VE AYETLERİNİ EĞRİ VE ÇELİŞKİLİ
GÖSTERMEK İSTEYENLER:
اَلَّذٖينَ يَصُدُّونَ عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا
وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ كَافِرُونَ
Ellezîne yesuddûne an sebîlillâhi ve yebğûnehâ ıvecâ, ve hum bil
âhırati kâfirûn.
Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili
göstermek isteyenlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir. Araf
suresi 45. ayet
ALLAH’A
VE PEYGAMBERİNE İSYAN EDİP SINIRLARI
AŞANLAR:
وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ
وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا فٖيهَا وَلَهُ عَذَابٌ
مُهٖينٌ
Ve mey yağsıllâhe ve rasûlehû ve yeteadde hudûdehû yudhılhu nârân
hâliden fîhâ, ve lehû azâbum muhîn.
Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve O'nun koyduğu
sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için
alçaltıcı bir azap vardır. Nisa suresi 14. ayet
KUR’ANI YALANLIYANLAR:
اَلَّذٖينَ كَذَّبُوا
بِالْكِتَابِ وَبِمَا اَرْسَلْنَا بِهٖ رُسُلَنَا فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Ellezîne kezzebû bil kitâbi ve bimâ erselnâ bihî rusulenâ fesevfe
yağlemûn
Onlar, kitabı (Kur'an'ı) ve elçilerimize gönderdiklerimizi
yalanlayanlardır. Onlar bilecekler Mumin suresi 70. ayet
BÜYÜKLÜK TASLAYANLAR AYETLERİ İNKARDA
BULUNANLAR:
(٣٩-٦٠)
وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ تَرَى الَّذٖينَ كَذَبُوا عَلَى اللّٰهِ وُجُوهُهُمْ مُسْوَدَّةٌ اَلَيْسَ فٖى جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْمُتَكَبِّرٖينَ
وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ تَرَى الَّذٖينَ كَذَبُوا عَلَى اللّٰهِ وُجُوهُهُمْ مُسْوَدَّةٌ اَلَيْسَ فٖى جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْمُتَكَبِّرٖينَ
Ve yevmel gıyâmeti terallezîne kezebû alallâhi vucûhuhum
musveddeh, eleyse fî cehenneme mesvel lilmutekebbirîn.
Kıyamet günü Allah'a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri
kapkara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok!? Zumer
suresi 60. ayet
*******************
اَلَّذٖينَ يَصُدُّونَ
عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ كَافِرُونَ
Ellezîne yesuddûne an sebîlillâhi ve yebğûnehâ ıvecâ, ve hum bil âhırati
kâfirûn.
Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili
göstermek isteyenlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir. Araf
suresi 45. ayet
*******************
اِنَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا
بِاٰيَاتِنَا سَوْفَ نُصْلٖيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُمْ بَدَّلْنَاهُمْ
جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا الْعَذَابَ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَزٖيزًا حَكٖيمًا
- İnnellezîne keferû biâyâtinâ sevfe nuslîhim nârâ, kullemâ nadıcet
culûduhum beddelnâhum culûden ğayrahâ liyezûgul azâb, innâllâhe kâne azîzen
hakîmâ.
- Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız.
Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini
yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa suresi 56. ayet
ALLAH’A KARŞI YALAN UYDURANLAR :
فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِبًا اَوْ
كَذَّبَ بِاٰيَاتِهٖ اُولٰئِكَ يَنَالُهُمْ نَصٖيبُهُمْ مِنَ الْكِتَابِ حَتّٰى اِذَا
جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوا اَيْنَ مَا كُنْتُمْ تَدْعُونَ مِنْ
دُونِ اللّٰهِ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا وَشَهِدُوا عَلٰى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا
كَافِرٖينَ
Femen azlemu mimmenifterâ alallâhi keziben ev kezzebe biâyâtih,
ulâike yenâluhum nasîbuhum minel kitâb, hattâ izâ câethum rusulunâ
yeteveffevnehum gâlû eyne mâ kuntum ted'ûne min dûnillâh, gâlû dallû annâ ve
şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn.
Kim, Allah'a karşı yalan uyduran veya O'nun âyetlerini yalanlayanlardan daha zalimdir? İşte onlara kitaptan (kendileri için yazılmış ömür ve rızıklardan) payları erişir. Sonunda kendilerine melek elçilerimiz, canlarını almak için geldiğinde, "Hani Allah'ı bırakıp tapınmakta olduğunuz şeyler nerede?" derler. Onlar da, "Bizi yüzüstü bırakıp kayboldular" derler ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler. Araf suresi 37. ayet
Kim, Allah'a karşı yalan uyduran veya O'nun âyetlerini yalanlayanlardan daha zalimdir? İşte onlara kitaptan (kendileri için yazılmış ömür ve rızıklardan) payları erişir. Sonunda kendilerine melek elçilerimiz, canlarını almak için geldiğinde, "Hani Allah'ı bırakıp tapınmakta olduğunuz şeyler nerede?" derler. Onlar da, "Bizi yüzüstü bırakıp kayboldular" derler ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler. Araf suresi 37. ayet
ŞIMARAN VE BÖBÜRLENENLER :
ذٰلِكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَفْرَحُونَ فِى الْاَرْضِ بِغَيْرِ
الْحَقِّ وَبِمَا كُنْتُمْ تَمْرَحُونَ
Zâlikum bimâ kuntum tefrahûne fil ardı biğayril haggı ve bimâ
kuntum temrahûn.
Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden
ötürüdür. Mumin suresi 75. ayet
*******************
اُدْخُلُوا اَبْوَابَ
جَهَنَّمَ خَالِدٖينَ فٖيهَا فَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّرٖينَ
Udhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ, febié'se mesvel
mutekebbirîn.
Onlara, "Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin.
Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!" (denir). Mumin
suresi 76. ayet
*******************
وَاِذْ يَتَحَاجُّونَ فِى النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفٰؤُا
لِلَّذٖينَ اسْتَكْبَرُوا اِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ اَنْتُمْ مُغْنُونَ
عَنَّا نَصٖيبًا مِنَ النَّارِ
Ve iz yetehâccûne fin nâri feyegûlud duafâu lillezînestekberû innâ
kunnâ lekum tebean fehel entum muğnûne annâ nasîbem minen nâr.
Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar,
büyüklük taslayanlara, "Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir
kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?" derler. Mumin
suresi 47. ayet
*******************
قَالَ الَّذٖينَ اسْتَكْبَرُوا اِنَّا كُلٌّ فٖيهَا اِنَّ اللّٰهَ
قَدْ حَكَمَ بَيْنَ الْعِبَادِ
Gâlellezînestekberû innâ kullun fîhâ innallâhe gad hakeme beynel
ıbâd.
Büyüklük taslayanlar ise şöyle derler: "Biz hepimiz ateşin
içindeyiz. Şüphesiz Allah, kullar arasında (böyle) hüküm vermiştir." Mumin
suresi 48
*******************
وَيَوْمَ يُحْشَرُ اَعْدَاءُ اللّٰهِ اِلَى النَّارِ فَهُمْ
يُوزَعُونَ
Ve yevme yuhşeru ağdâullâhi ilen nâri fehum yûzeûn.
Allah'ın düşmanlarının, toplanıp yığın yığın cehenneme sevk
edilecekleri günü hatırla! Fussilet
suresi 19. ayet
DİNLERİNİ OYUN VE EĞLENCE HALİNE GETİRENLER:
اَلَّذٖينَ اتَّخَذُوا
دٖينَهُمْ لَهْوًا وَلَعِبًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فَالْيَوْمَ نَنْسٰیهُمْ
كَمَا نَسُوا لِقَاءَ يَوْمِهِمْ هٰذَا وَمَا كَانُوا بِاٰيَاتِنَا يَجْحَدُونَ
Ellezînettehazû dînehum lehvev ve leıbev ve ğarrathumul hayâtud
dunyâ, fel yevme nensâhum kemâ nesû ligâe yevmihim hâzâ ve mâ kânû biâyâtinâ
yechadûn.
Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da
kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasıl unuttular
ve âyetlerimizi nasıl inkâr edip durdularsa, biz de onları bugün öyle
unuturuz. Araf
suresi 51. ayet
İNSANLARI ARKADAN ÇEKİŞTİREN VE KAŞ GÖZ
İŞARETİ İLE ALAY EDENLER :
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ
لُمَزَةٍ
Veylul likulli humezetil lumezeh
Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan
çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline! Humeze
suresi 1. ayet
KIYAMET OLMAYACACAĞINI YALANLAYANLAR:
بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ
وَاَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعٖيرًا
Bel kezzebû bis sâati ve ağtednâ limen kezzebe bis sâati
seîrâ.
Hayır, onlar Kıyameti de yalanladılar. Biz ise o Kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır. Furkan suresi 11. ayet
UZUN
UĞRAŞLARLA KUR’AN-I KERİM’İN ÖZÜNDEN
ÇIKMAYARAK OLUŞTURDUĞUM BU ESERİMİ SİZLERLE PAYLAŞMAKTAN ONUR DUYARIM. HAYIRLI
İŞLERİNİZDE BAŞARILAR DİLERİM. BAŞARI ALLAH’DAN DIR. BİR BAŞKA PAYLAŞIMIM DA
TEKRAR SİZLERLE BULUŞMAK ÜZERE SAYGILAR VE SELAMLAR…
YAZAN: ARAŞTIRMACI YAZAR MUSTAFA KEMAL
BEKTAŞ