8 Mayıs 2018 Salı

TEOG GİTTİ.. ÇEMBER SİSTEMİ GELDİ ! İYİ DE BU ÇEMBER SİSTEMİ NEDİR? HAKKINDA NE BİLİYORUZ? Teog’un kaldırılmasıyla yerine TEOG kadar sonucu, ne olacağı belirsizlerle beraberinde Çember sistemi sisteme kondu. MEB’in TEOG’u kaldırmaktaki amaç ve hedefleri dışında, yeni getirilecek sistemin nasıl işleyeceğine dair belirsizlikler sürüyor. Kesin olan tek şey, yeni sınav sistemiyle beraber, öğrencilerin yoğun olarak, hatta kimi zaman da zorunlu biçimde imam hatip liselerine, özel liselere ve meslek liselerine yönlendirileceğidir. Bu yeni yerleştirme sisteminde 120 bin öğrenci sınavla öğrenci alan okullara yerleşecek. Ancak bu yeni sistemde asıl önemli olan mahalli yani adrese göre yerleştirme olacak. Çünkü yaklaşık 1 milyon öğrencinin liselere adrese göre yerleştirilmesi planlanıyor.

TEOG GİTTİ.. ÇEMBER SİSTEMİ GELDİ ! İYİ DE BU ÇEMBER SİSTEMİ NEDİR? HAKKINDA NE BİLİYORUZ?


Teog’un kaldırılmasıyla yerine TEOG kadar sonucu, ne olacağı belirsizlerle beraberinde Çember sistemi sisteme kondu. MEB’in TEOG’u kaldırmaktaki amaç ve hedefleri dışında, yeni getirilecek sistemin nasıl işleyeceğine dair belirsizlikler sürüyor. Kesin olan tek şey, yeni sınav sistemiyle beraber, öğrencilerin yoğun olarak, hatta kimi zaman da zorunlu biçimde imam hatip liselerine, özel liselere ve meslek liselerine yönlendirileceğidir. Bu yeni yerleştirme sisteminde 120 bin öğrenci sınavla öğrenci alan okullara yerleşecek. Ancak bu yeni sistemde asıl önemli olan mahalli yani adrese göre yerleştirme olacak. Çünkü yaklaşık 1 milyon öğrencinin liselere adrese göre yerleştirilmesi planlanıyor.
Adrese dayalı bu yerleştirmeyi yapabilmek için öncelikle eğitim bölgelerinin oluşturulması ve velilerin tercihi için de tüm okul türlerinin bu bölgelerin içinde yer alması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) oluşturduğu eğitim bölgelerini nisan sonu ya da mayıs başında açıklamayı planlıyor.
Bugüne kadar bakanlık tarafından yapılan açıklamalar dikkate alındığında eğitim bölgelerinin içinde "çemberlerin" yer alacağı ve yerleştirmenin de bu çemberlere göre yapılacağı anlaşılıyor.
Yine açıklamaları dikkate aldığımızda çemberlerden şunu anlıyoruz:
Evinden giderek uzaklaşan bu 3 çember sisteminin toplamında öğrenciye sunulacak okul sayısı 9 olacak. Bunlar da 3 Anadolu, 3 Anadolu imam hatip ve 3 tane de Anadolu meslek lisesi.
3 çemberden oluşacağı anlaşılan eğitim bölgelerindeki her çember içinde bu üç farklı okul türünden birer tane lise yer alacak. Veli kendine sunulan 3 okul türünden 9 lise arasından 5 tanesini tercih edecek. Yerleştirme işlemi de öğrencinin tercihlerine göre ve kendisine en yakın çemberdeki okullar taranarak yapılacak. İlk çembere yerleşemeyen, ikinci, üçüncü çembere kadar tercihlerine göre yerleştirilecek.
Yerleştirme işleminde öğrencinin tercihi ve evine yakınlığı dikkate alınacak. Okul notları tıpkı sınavla öğrenci alacak okulların yerleştirmelerinde olduğu gibi dikkate alınmayacak. Eğitimci ve velilerin dile getirdiği "Eğer yerleştirmelerde sadece adres ve tercih söz konusu ise okuldaki derslerin önemi kalıyor mu?" sorusu da ayrı bir tartışma konusu.
Şu ana kadar kâğıt üzerinde açıklamaları yapılan ve mükemmel işleyeceği söylenen bu sistemde bilinmezler ve yanıtlanması gereken sorular var.
Öncelikle bazı ilçelerde bir okul türünden bırakın 3 taneyi bir tane bile bulunmuyor. Anadolu lisesi olmayan ilçeler var. Bu durumda eğitim bölgelerinin içinde yer alan bazı okul türlerinde değişiklikler mi olacak? Örneğin meslek ya da imam hatip liselerinden bazıları Anadolu lisesine mi dönüşecek?
Bir de 5 tercih ile ilgili soru işareti var. Bakanlık adrese dayalı yerleştirmede 5 tercihin zorunlu olacağını söylüyor. Peki ben çocuğumu sadece bir okul türüne yollamak istiyorsam ve bu okul türünden de "çemberimde" sadece 3 tane lise olacağına göre 3 tercih yaparsam tercihim geçersiz mi olacak?
Çocuğumu yollamak istemediğim okul türlerini de zorunlu yazmak zorunda mıyım?
Eğer 5 tercihte zorunlu tutulacaksam "Hiç kimse istemediği okula gitmeyecek" sözü gerçeği ne kadar ve nasıl yansıtıyor?
Bir de pansiyonlu okullar seçeneği görünüyor. İstemediği okul türlerine çocuklarını göndermek istemeyen aileler 5 tane de pansiyonlu okul tercihi yapacak. Yani evinizin yakınında istediğiniz okul türü bulunmadığı için çocuğunuzu kilometrelerce uzakta bir okula ya da başka bir şehre göndermeye de hazır olmanız mı gerekiyor?
TEOG yerine maalesef yeni sistem yeni bir merkezi sınav sistemi getiriyor. 2017-2018 öğretim yılında kamu okullarının ve özel okulların 8. sınıfında bulunan yaklaşık bir milyon iki yüz bin öğrenci var. Bu öğrencilerin %10’u, yani 120 bin öğrenci, Milli Eğitim Bakanı tarafından “nitelikli okul” olarak tarif edilen 600 liseye merkezi sınavla yerleşecek. Sınavdan yüksek puan alan öğrenciler, bu okullarda okuyabilmek için il değiştirmek zorunda kalacak ya da ekonomik koşulları el vermediği için bu okullara gidemeyecek.
Bakan Yılmaz, sınavla öğrenci alacak liselerin Mayıs ayında açıklanacağını belirtti. Bu liselerin hangi kriterlere göre seçileceği ise hala belirsizliğini koruyor. Sanılan aksine, bu liseler sadece fen liseleri ya da akademik başarısı yüksek liselerden oluşmayacak. Yetkililer tarafından söylenen tek şey, bu okulların “fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve proje okulları” olacağı. Ancak, bu okulların hükümetimizin siyasi tasarrufuyla belirleneceği ve çok sayıda imam hatip lisesine “proje okulu” statüsü verildiği, verileceği dikkate alınırsa, sınavla öğrenci alacak 600 lisenin neredeyse yarısının imam hatip lisesi olacağı da söylenebilir. Böylelikle Türkiye’nin en “başarılı” öğrencileri imam hatip liselerine yönlendirilerek imam hatiplerin kötü olan başarı grafiği (üniversiteye girişlerde %18) iyileştirilmek isteniyor. Burada İmam Hatiplere girmeye teşvik edenlerin neden çocuklarını İmam hatiplere göndermediklerini,okutmadıklarını,  özel okullarda ya da yurt dışında okuttuklarını sorgulamamız gerekmez mi? Yoksa İmam Hatiplere karşı olmak gibi bir durum söz konusu değildir.
2017-2018 öğretim yılında kamu okullarının ve özel okulların 8. sınıfında bulunan yaklaşık bir milyon iki yüz bin öğrencinin %10’u, yani 120 bin öğrenci, merkezi sınavla öğrenci alacak olan ve Milli Eğitim Bakanı tarafından “nitelikli” olarak tarif edilen liselere sınavla yerleşecek. Geriye kalan yaklaşık 1 milyon sınavda yüksek puan alamayan öğrenci ise “çember sistemi” olarak tarif edilen sistemle öğrenim hayatına devam edecekler.
Öğrencinin adresi esas alınarak üç çember (eğitim bölgesi) belirlenecek. Her çemberde üç okul türünden (Anadolu lisesi, meslek lisesi, imam hatip lisesi) birer tane bulunacak. Her öğrenci adresine göre belirlenmiş olan üç çemberdeki toplam 9 okuldan (3 Anadolu lisesi, 3 meslek lisesi, 3 imam hatip lisesi) 5 tanesini mutlaka seçecek. Çünkü 5 tercihten az ya da fazla tercih yapılamayacak. Örneğin öğrencinin 3 tane Anadolu lisesi tercih edip başka tercih yapmama olasılığı yok. Dolayısıyla öğrenci zorunlu olarak 4. ve 5. tercihlerine ya imam hatip lisesi ya da meslek lisesi yazmak durumunda kalacak. Bundan dolayı da “öğrenciler istemedikleri okula yerleşmeyecek” yaklaşımı geçerliliğini yitirecektir.
Aslında çember sisteminin mantığı, tek bir çember içerisinde 9 lise olmuş olsaydı, MEB’in okul türlerine göre yönlendirme amacı etkisini yitirirdi.  Şöyle ki, MEB’in bu sistemi ileri sürmesindeki temel amacı, özellikle yoksul ailelerin çocuklarına, “evine en yakın liseye gidebilirsin” mantığıdır.  Bu mantık ile velilerde özellikle servis ücreti vb. maddi külfetten kurtulma (!) fırsatı algısı yaratılmak isteniyor. Dolayısıyla “evine en yakın” Anadolu lisesine yerleşemeyen öğrenciye, zorunlu olarak “evine en yakın” meslek lisesi ve imam hatip lisesi işaret ediliyor. Aksi halde, tüm liseler tek bir havuzda toplandığında söz konusu okulların kontenjanlarının dahi dolmama ihtimali karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca 16 Eylül 2017 tarihinde Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişikle imam hatip liseleri hariç tüm proje okullarının öğrenci kontenjanları 5 şube (sınıf) ile sınırlandırıldı. İmam hatipler ise bu sınırlamalardan muaf tutuldu. Dolayısıyla öğrencilerin büyük bir bölümü kontenjan ve sınıf açma serbestliği nedeniyle imam hatip liselerine gitmeye teşvik edilecek, yönlendirilecek ve imam hatip liseleri cazip kılınacaktır.
Özetle daha işletilmeden çember sistemini ile ortada sadece kocaman bir belirsizlik kalmıştır. Üstelik yerleştirmenin tercih sırasına göre mi, yoksa adrese dayalı çemberlerin kontenjanlarının doldurulması esasına göre mi yapılacağı da bilinmemekte. Örneğin sistemde birinci çemberde bulunan okulların kontenjanları dolmadan ikinci çembere yerleştirme başlayacak mı, yoksa tercih sırasına göre okulların kontenjanlarının doluluk oranına göre mi diğer okullara yerleştirme yapılacağı da hala belli değil.
Eğitim uzmanları adrese dayalı çember sistemi, öncelikle öğrencilerin seçme hakkını kısıtladığı yönünde görüş bildirmekteler. Yani, öğrencileri sadece oturduğu mahalle ya da eğitim bölgesine hapsetmenin aracı haline geliyor. Hâlbuki semtlerin ekonomik, kültürel ve sınıfsal farklılıkları, dolayısıyla toplumsal eşitsizlikler okullara da kaçınılmaz olarak yansıyacakdır. Okulların teknolojik donanımlarından, öğrencilere sunulan olanaklara, velilerin okul yaşantısına katkısına kadar pek çok alanda bu farklılıkları ve eşitsizlikleri görmek mümkündür. Sanki tüm okullar eşit ve aynı olanaklara sahipmiş gibi bir ön kabul ile öğrencileri kendi bölgelerinde/mahallelerinde bulunan okullara gitmeye zorlamak, sınıfsal eşitsizliklerin devamı ve öğrencilerin ait olduğu toplumsal sınıfa göre eğitim almaya zorlanması anlamına gelecektir.
MEB, alt sınıfların, yoksulların çocuklarına bir yönde “otur oturduğun yerde” demektedir. Dolayısıyla çemberler bir nevi sınıfsal, kültürel ve sosyolojik duvarlar olarak karşımıza çıkacaktır. Çocuğunu bu duvarlardan kurtarabilmek için ekonomik koşulları el veren veliler ise harcamalarından kısarak çocuğunu özel okula gönderebilmenin peşine düşecektir. Öğrencinin ilk beş tercihine yerleşememesi durumunda ise pansiyonu bulunan okullardan 5 tercih hakkı daha tanınacağı ifade edilmektedir. Ancak pansiyonlu liselerin büyük bölümü yine imam hatip liselerinden oluşmaktadır.  Diğer bir ifadeyle tercihlerine yerleşemeyen veya bulunduğu yerleşim yerinde gidebileceği okul bulunmayan öğrencilere gösterilen adres ‘pansiyonlu imam hatip okulları’ olmaktadır.
Özel okulların kontenjanlarının belli olmaması ve TEOG sonrasının kaosa dönüşmesinden dolayı bu konu belirsizliğini koruyor. Bilinen tek şey, MEB’in özel liselerin sayısını artırmak için öğrenci başına 7 bin liraya varan teşvikler vermesi ve bu liselerin sayısını artırmasıdır. Öğrencilerin özel okullara öncelik vermesi için de özel okul tercih ve yerleştirmelerinin devlet okullarının tercih ve yerleştirmelerinden 15 gün önce başlayıp bitecek olması da bu okullara öğrencilerin yönlendirilmek istendiği şeklinde yorumlanmaktadır
 ‘Her öğrencinin istediği okula gitmesi’ en doğal hakkı olmalıdır. Her öğrencinin istediği okulda ve sınavsız eğitim alması, savunulması gereken en temel yaklaşım olmalıdır.  Her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağını kendisinin belirleyeceği bir eğitim sistemi oluşturulmalı, bunu hedeflemeden atılacak her adımın, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı unutulmamalıdır.
Kısacası TEOG’un ardından yeni sistemde beraberinde sorunları getirdi. TEOG’un kaldırılmasını ilk kez Cumhurbaşkanımıza yazan ben olmama rağmen, şimdide yeni sistemle birlikte yine rahatsız olanlardan birisi yine benim. Artık eğitim sisteminde ki bu yaz boz haline getiren sistem değişikliklerine son verilmelidir düşünüyorum.
Saygılarımla

Mustafa Kemal Bektaş

KAYNAKLAR:
Pervin KAPLAN Liseye Geçişte Çember Sistemi Nedir?

EĞİTİMSEN 10 Soruda TEOG Yerine Getirilecek Olan ‘Çember Sistemi’ ve Giderilemeyen Belirsizlikler

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Liselere Geçişte Yeni Sınav Sistemi
İtü Geliştirme Vakfı Okulları  Liseye Geçişte Yeni Sınav Sistemi

Eğitim Reformu Girişimi Didem Aksoy, Burcu Meltem Arık Liselere Geçişte Yeni Sistem

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder