2 Şubat 2018 Cuma

"Kurumuş bir ağacın üzerini renkli çiçekler ve yapraklarla doldursanız da o ağaç meyve vermez." Ekonomi de aynı durumdadır. Ne kadar istatistikler ve renkli organizasyonlarla büyüme ve gelişme resmi çizseniz de üretici sektörler, tarım ve sanayi köklü değişiklikler yapılmadıkça sürekli küçülür. Aklımızı başımıza devşirmez ve ulusal çıkarlar doğrultusunda dijital ekonominin eksik mekanizmalarını kurarak o kurumuş ağacı canlandırarak üreten ülke haline dönüşmezsek bu ekonomi asla meyve vermez.

"Kurumuş bir ağacın üzerini renkli çiçekler ve yapraklarla doldursanız da o ağaç meyve vermez."
Ekonomi de aynı durumdadır. Ne kadar istatistikler ve renkli organizasyonlarla büyüme ve gelişme resmi çizseniz de üretici sektörler, tarım ve sanayi köklü değişiklikler yapılmadıkça sürekli küçülür.
Aklımızı başımıza devşirmez ve ulusal çıkarlar doğrultusunda dijital ekonominin eksik mekanizmalarını kurarak o kurumuş ağacı canlandırarak üreten ülke haline dönüşmezsek bu ekonomi asla meyve vermez.
Dünya ciddi ve hızlı değişimler yaşıyor. Eski geleneksel ve rekabetçi olmaktan uzak sektörler ilgisizlik ve günlük görüler ile hızla geriliyor. Globalizm artık tarlada kendisini hissettiriyor. Tarımsal ve hayvansal gıdanız varsa milletiniz ayakta kalacaktır. En basiti her markette ,5 markadan 1 tanesi Menşei ülke Türkiye yazıyor. Kendi malımıza sahip çıkamayıp bir başkasına bizim malımızı değerinin üstünde bize geri satılıyorsa ciddi bir mekanizmada problem var demektir. En basiti Tohumculuk piyasası. Bizim ana zirai verimli tohumlarımız bu kapitalist ülkelerce elimizden ucuz olarak alınıp bize misliyle geri satılmaktadır.
Sanıyoruz ki her tarafta inşaat sektörü faal ekonomimiz iyi yolda. Yapılan inşaatlara ve alanlara bakınız dar gelirliye göre inşaat yapılmamaktadır. İnşaat sektörü palyatif bir çözümdür uzun vadede bir katkısı olmadığı geçmiş tecrübelerle sabittir. Ülkemiz insanı kaçınılmaz son noktaya ulaşmadan değişmeyi bir türlü kabul etmiyor.
Amerika'da yüzlerce avm kapandı ve kapanmaya devam ediyor. Bizde hala furyası devam ediyor...Üreticiyi daha çok pazarla buluşturmadığınız sürece, kooperatifleşmenin önünü açmadığınız sürece, Üreticinin hammaddelerini ucuzlatmadığınız sürece, okumuş insanınıza iş imkanı veremediğiniz sürece enflasyonla, yada diğer kapitalist tröst ülkelerle baş etmeniz mümkün değildir.
Ancak ne yaparsanız yapın temel kaynak insan ve insan aklıdır. İnsanların aklını değiştirmeden yapacağımız her şey başarısız olmaya mahkumdur. Bu noktada eğitim ve öğretim bir toplum için en hayati noktadır. Ülkemizde cehalet çözülmediği sürece işimizi jeopolitik şanslara ve tesadüflere bağlamak son derece yanlıştır. Ve gidişat mutlaka durdurulmalıdır.
Ülkemizin önünde iki yol vardır. Ya bir an evvel bilgi ve teknoloji üreten çağdaş bir toplum olmak ya da vasıfsız milyonların açlık ve sefalet içerisinde ve manipülasyonlar ile güç odaklarınca idare edildiği Ortadoğu toplumu olmak.
Mustafa Kemal Bektaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder