#1701938740 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım;
Son bir kaç yıldır ülkemizde S:G.K sağlık ödemelerinde ilaç savurganlığının arttığı basın yayın organları organları sayesinde öğrenmekteyiz. Bu konuda ilaç savurganlığını artıran etkenlerden birisi de E Raporlu ilaçların MEDULA takip sistemi programı nedeniyle oluşmaktadır.
Konuyu açayım:
Bunu hekimlerimiz daha iyi bilir. Ben şeker hastasıyım, ve ya tansiyon hastasıyım. Ya da kalp hastasıyım. Düzenlenen reçetede kullanılan x ilacın kullanım üst sınırı var. Misal x ilac raporda günlük kullanılan üst sınırı günde 3X2 şeklinde olsun. Bedenden bedene ve hastalığının seyrine göre bu ilaç kullanımı değişim gösterir. Raporlu ilacı kullananın günlük ilaç sarfiyatı hekimin 1 yada 2 haftalık ilacın kullanım periyoduna ve ilacın tam etkili kıldığı doza ve bedene istenen etki derecesine göre doz ayarlanmaktadır. Ya azaltılır ya da çoğaltılır. Bu hastanın hekimince 1-2 haftalık kontrollerle sağlanmaktadır.
Şöyle ki :
Hastanın 1-2 haftalık kontrolleri neticesinde şekillenen ilaç günlük kullanım doz miktarı ile raporda ki 3x2 miktarı bazı hastaların hastalığının hafif seyretmesi nedeniyle günlük ilaç kullanım dozu 3x1 olabilmektedir. Bu demek değildir ki tüm hastaların ki 3x1 olsun. Bazı hastaların gerçekten ağır seyreden 3x2 de kafi gelmeyebilir. Ya da sonradan hekimimizin 1-2 hafta kontrolü sonucu ayarladığı 3x1 doz da bazen tekrar raporda belirtilen 3x2 sistemine de çıkabilmektedir.
Burada benim bir diyabet ve kalp-tansiyon hastası olarak önerim şudur:
Benim gibi hastalar bu bilgisayarlı ilaç takip sistemi nedeniyle tam doz mecburi yazdırıyoruz. Çünkü ilacın hastalığımızın seyrinin bir şekilde artması ya da azalması nedeniyle bilgisayar sisteminde ilacın dozunun otomatik düşmesi sonucu ilaç sarfiyatı savurganlık tam bu esnada oluşmaktadır. Hastalığın seyri günlük yaşantı şartlarımıza bağlı olarak ilaç kullanımımız artmakta ya da azalmaktadır. Bu şartlar aile ekonomimizin bozulması, yada aile içi muhtelif sorunlar olarak belirtebiliriz. İşte bu hastalığın seyri günlük yaşantı şartlarımıza bağlı olarak ilaç dozu her raporlu hasta da artmaktadır. (Eksilen de olabilir bu dikkate alınmalıdır) Otomatik ilaç takip sistemi nedeniyle artan ilaçları kullansanız reçete yazdırmasanız SGK bu takip proğram sistemi nedeniyle hasta hakkında düzenlenen raporu iptal ya da yenileme sorununu ortaya çıkarmaktadır. Yeniden rapor çıkartmanın külfeti ve ithal olması sonra bulamama da söz konusu olduğundan rapor geçerlilik süresi 1 yıla indirildiğinden en üst sınırı yazdırayım elimde bulunsun yeniden rapor çıkartırken ilaçsız kalmayayım düşüncesi hakimdir. Ben artan ilacımı kullanmaya devam ederken yeniden reçete ile yazdırdığım ilaçları tekrar hekimime vererek bazı hastalara o artan ilaçların doktoruma götürüp vererek ilaçların diğer hastalara kullanımına sunmaktayım.
Bu ilaç savurganlığının azalmasında bir raporlu hasta olarak çözüm önerim şudur:
a. Ben gibi ömür boyu ilaç kullananlar için rapor geçerlilik süresinin iki yıla çıkartılması uygun olacaktır. Yada 1 yıldan fazla sürekli ilaç kullananlar ilaç takip sisteminde bir şekilde ayrılmalıdır. Zaman zaman zaten kan v.s alınarak kontroller yapılmaktadır. Tekrar rapor çıkartma hasta ve aileler için külfetli (Ulaşım v.s) olmaktadır. Eğer 2 yıl olursa her üç ay dönemlik reçete nedeniyle rapor süresi biter de ilaçsız kalırım düşüncesiyle fazla ilaç yazımı önlenebilir.
b. Yine ilaç takip programı nedeniyle hastalara ilacın en üst sınırından yazılan doz nedeniyle hastanın sağlık durumu seyrine göre elinde ilaç artımı var ise (6 ay içerisinde içerisinde ciddi ilaç birikimi olabilir, ya da tersi olabilir. Burada söz konusu olan birikimdir) tekrar ilaç yazımında eksik kutu yazdırma nedeniyle ilaç raporunun SGK olarak iptali gibi bir sorun oluşmakta, tekrar ilaç raporu yenilenmesi gibi bir durum söz konusu olmaktadır. Buda yukarı da belirttiğim gibi hasta ve yakınına külfet getirmektedir. Hastanın elinde ilaç artmışsa icabında eksik kutu yazdırıldığında ilaç takip sisteminde sorun yaşanmamalıdır. Acilen sürekli raporlu ilaç kullananlar için bu ilaç takip sisteminin (MEDULA) değiştirilmesi lazım. Elindeki artan ilaca göre eksik doz yazıldığında hasta ve yakınlarını yeniden rapor çıkarma külfetine sokulmaması için bu takip programı düzenlenmelidir. Mevcut ilaç takip programına göre rapora göre tam doz yazdırsanız bir sorun yazdırmazsanız bir sorun? Ülke olarak aile ekonomisi ve aile içi sağlığı sık değişen başka bir toplum yoktur. İşin özü ailenin değişen ekonomik sıkıntılarıdır. Buna paralel olarak da ekonomik kırılganlık nedeniyle yemek yeme kültürünün hamur işlerine ve reçelli şekerli maddelerin aşırı tüketilmesidir.
c. Toplumumuzun aile içi gelir düzeyinin artırılmalıdır. Aile içi gelirin artırılması için iş beceri kurslarının geniş bir topluma yayılarak meslek edindirilmesinin sağlanması, bu sayede aile içi gelir seviyesinin artırılmasıdır. Diğer taraftan ülkemizde en fazla tüketilen şekerli besin maddeleridir. Bunlar tatlı ve pasta düzeyindedir. Pastahanelerde yada şekerlemelerde mısır şurubu kullanımı, üretimi ve ithalatı sınırlandırılmalıdır. Mısır şurubunun kana hemen karışma düzeyinin hızlı olduğunu biliyorum. Ayrıca toplumumuzda mısır şurubu kullanmadan önce tansiyon ve şeker hastalarının az olduğunu ne zaman ki mısır şurubu kullanalı bu hastalıkların arttığını incelersek görürüz.
d. Hastalığın seyrine göre 6-10 gün gibi süreli kısa süreli kullanılan ilaçların paketleri belirtilen doz kadar paketlenmesi yapılmalıdır.
e. Bu ilaç takip proğramı yeniden düzenlenmelidir.
Sayın Başbakanım;
Benim gözlemlediğim ilaç savurganlığını bir nebze belkide büyük miktarlarda savurganlığın önüne geçebilecek kendimce araştırmalarım sonucunda alınması gereken tedbirleri zatı aliniz sundum. Hekimlerimiz tarafından incelenerek, bu ilaç takip sisteminin (MEDULA) yukarıda belirttiğim husualara göre düzenlemeler yapılması gerekliliğidir.
Arz ederim.
Son bir kaç yıldır ülkemizde S:G.K sağlık ödemelerinde ilaç savurganlığının arttığı basın yayın organları organları sayesinde öğrenmekteyiz. Bu konuda ilaç savurganlığını artıran etkenlerden birisi de E Raporlu ilaçların MEDULA takip sistemi programı nedeniyle oluşmaktadır.
Konuyu açayım:
Bunu hekimlerimiz daha iyi bilir. Ben şeker hastasıyım, ve ya tansiyon hastasıyım. Ya da kalp hastasıyım. Düzenlenen reçetede kullanılan x ilacın kullanım üst sınırı var. Misal x ilac raporda günlük kullanılan üst sınırı günde 3X2 şeklinde olsun. Bedenden bedene ve hastalığının seyrine göre bu ilaç kullanımı değişim gösterir. Raporlu ilacı kullananın günlük ilaç sarfiyatı hekimin 1 yada 2 haftalık ilacın kullanım periyoduna ve ilacın tam etkili kıldığı doza ve bedene istenen etki derecesine göre doz ayarlanmaktadır. Ya azaltılır ya da çoğaltılır. Bu hastanın hekimince 1-2 haftalık kontrollerle sağlanmaktadır.
Şöyle ki :
Hastanın 1-2 haftalık kontrolleri neticesinde şekillenen ilaç günlük kullanım doz miktarı ile raporda ki 3x2 miktarı bazı hastaların hastalığının hafif seyretmesi nedeniyle günlük ilaç kullanım dozu 3x1 olabilmektedir. Bu demek değildir ki tüm hastaların ki 3x1 olsun. Bazı hastaların gerçekten ağır seyreden 3x2 de kafi gelmeyebilir. Ya da sonradan hekimimizin 1-2 hafta kontrolü sonucu ayarladığı 3x1 doz da bazen tekrar raporda belirtilen 3x2 sistemine de çıkabilmektedir.
Burada benim bir diyabet ve kalp-tansiyon hastası olarak önerim şudur:
Benim gibi hastalar bu bilgisayarlı ilaç takip sistemi nedeniyle tam doz mecburi yazdırıyoruz. Çünkü ilacın hastalığımızın seyrinin bir şekilde artması ya da azalması nedeniyle bilgisayar sisteminde ilacın dozunun otomatik düşmesi sonucu ilaç sarfiyatı savurganlık tam bu esnada oluşmaktadır. Hastalığın seyri günlük yaşantı şartlarımıza bağlı olarak ilaç kullanımımız artmakta ya da azalmaktadır. Bu şartlar aile ekonomimizin bozulması, yada aile içi muhtelif sorunlar olarak belirtebiliriz. İşte bu hastalığın seyri günlük yaşantı şartlarımıza bağlı olarak ilaç dozu her raporlu hasta da artmaktadır. (Eksilen de olabilir bu dikkate alınmalıdır) Otomatik ilaç takip sistemi nedeniyle artan ilaçları kullansanız reçete yazdırmasanız SGK bu takip proğram sistemi nedeniyle hasta hakkında düzenlenen raporu iptal ya da yenileme sorununu ortaya çıkarmaktadır. Yeniden rapor çıkartmanın külfeti ve ithal olması sonra bulamama da söz konusu olduğundan rapor geçerlilik süresi 1 yıla indirildiğinden en üst sınırı yazdırayım elimde bulunsun yeniden rapor çıkartırken ilaçsız kalmayayım düşüncesi hakimdir. Ben artan ilacımı kullanmaya devam ederken yeniden reçete ile yazdırdığım ilaçları tekrar hekimime vererek bazı hastalara o artan ilaçların doktoruma götürüp vererek ilaçların diğer hastalara kullanımına sunmaktayım.
Bu ilaç savurganlığının azalmasında bir raporlu hasta olarak çözüm önerim şudur:
a. Ben gibi ömür boyu ilaç kullananlar için rapor geçerlilik süresinin iki yıla çıkartılması uygun olacaktır. Yada 1 yıldan fazla sürekli ilaç kullananlar ilaç takip sisteminde bir şekilde ayrılmalıdır. Zaman zaman zaten kan v.s alınarak kontroller yapılmaktadır. Tekrar rapor çıkartma hasta ve aileler için külfetli (Ulaşım v.s) olmaktadır. Eğer 2 yıl olursa her üç ay dönemlik reçete nedeniyle rapor süresi biter de ilaçsız kalırım düşüncesiyle fazla ilaç yazımı önlenebilir.
b. Yine ilaç takip programı nedeniyle hastalara ilacın en üst sınırından yazılan doz nedeniyle hastanın sağlık durumu seyrine göre elinde ilaç artımı var ise (6 ay içerisinde içerisinde ciddi ilaç birikimi olabilir, ya da tersi olabilir. Burada söz konusu olan birikimdir) tekrar ilaç yazımında eksik kutu yazdırma nedeniyle ilaç raporunun SGK olarak iptali gibi bir sorun oluşmakta, tekrar ilaç raporu yenilenmesi gibi bir durum söz konusu olmaktadır. Buda yukarı da belirttiğim gibi hasta ve yakınına külfet getirmektedir. Hastanın elinde ilaç artmışsa icabında eksik kutu yazdırıldığında ilaç takip sisteminde sorun yaşanmamalıdır. Acilen sürekli raporlu ilaç kullananlar için bu ilaç takip sisteminin (MEDULA) değiştirilmesi lazım. Elindeki artan ilaca göre eksik doz yazıldığında hasta ve yakınlarını yeniden rapor çıkarma külfetine sokulmaması için bu takip programı düzenlenmelidir. Mevcut ilaç takip programına göre rapora göre tam doz yazdırsanız bir sorun yazdırmazsanız bir sorun? Ülke olarak aile ekonomisi ve aile içi sağlığı sık değişen başka bir toplum yoktur. İşin özü ailenin değişen ekonomik sıkıntılarıdır. Buna paralel olarak da ekonomik kırılganlık nedeniyle yemek yeme kültürünün hamur işlerine ve reçelli şekerli maddelerin aşırı tüketilmesidir.
c. Toplumumuzun aile içi gelir düzeyinin artırılmalıdır. Aile içi gelirin artırılması için iş beceri kurslarının geniş bir topluma yayılarak meslek edindirilmesinin sağlanması, bu sayede aile içi gelir seviyesinin artırılmasıdır. Diğer taraftan ülkemizde en fazla tüketilen şekerli besin maddeleridir. Bunlar tatlı ve pasta düzeyindedir. Pastahanelerde yada şekerlemelerde mısır şurubu kullanımı, üretimi ve ithalatı sınırlandırılmalıdır. Mısır şurubunun kana hemen karışma düzeyinin hızlı olduğunu biliyorum. Ayrıca toplumumuzda mısır şurubu kullanmadan önce tansiyon ve şeker hastalarının az olduğunu ne zaman ki mısır şurubu kullanalı bu hastalıkların arttığını incelersek görürüz.
d. Hastalığın seyrine göre 6-10 gün gibi süreli kısa süreli kullanılan ilaçların paketleri belirtilen doz kadar paketlenmesi yapılmalıdır.
e. Bu ilaç takip proğramı yeniden düzenlenmelidir.
Sayın Başbakanım;
Benim gözlemlediğim ilaç savurganlığını bir nebze belkide büyük miktarlarda savurganlığın önüne geçebilecek kendimce araştırmalarım sonucunda alınması gereken tedbirleri zatı aliniz sundum. Hekimlerimiz tarafından incelenerek, bu ilaç takip sisteminin (MEDULA) yukarıda belirttiğim husualara göre düzenlemeler yapılması gerekliliğidir.
Arz ederim.
Başvuru hareketleri için tıklayınız.
19.12.2017 10:33 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.
19.12.2017 15:12 tarihinde BİMER tarafından ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI tarafına sevk edildi.
19.12.2017 15:12 tarihinde BİMER tarafından SAĞLIK BAKANLIĞI tarafına sevk edildi.