13 Eylül 2017 Çarşamba

Samsunda Yıkılan Tarım Meslek Lisesinin Ödül kazanmış olan Avrupa Birliği ülkeleri ile projelerinin hayata geçirilmesi



#1701330796 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım; 
Şimdiye kadar muhtelif konular ile ilgili Bilgi edinme kanunu gereği ve Anayasadan doğam Vatandaşlık hakkım gereği devletimin geleceği için zatı alinize ve sayın cumhurbaşkanımıza öneri ve şikayetlerde bulundum. Gerek zatıaliniz ve gerekse Sayın Cumhurbaşkanımız göndermiş olduğum her türlü başvurumda devlet ciddiyetine yakışır şekilde tamamına yakınına işlem yapıldı. Muhtelif yerlerde gereken de sayenizde yapıldı. 
Bu nedenle zatı alinize ve sayın cumhurbaşkanımıza da çok teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. 
Bizim için varımız yoğumuz vatanımızdır. Tüm başvurularımda vatandaşlık duygusuyla devletime yardımcı olmayı bir ilke olarak hedef aldım. Ve sizlerde devlet ciddiyeti ile tüm müracaatlarıma kayıtsız kalmayıp işlem yapıp bizleri onore ettiniz. 
Sayın Başbakanım zatıalinizden bir isteğim var. Bir haftadır incelediğim Yıkılmış olan Tarım Meslek Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri ile müşterek hazırlamış oldukları avrupa standartlarında hazırlanmış bir okul projesi var. Bu proje ödül almış olup Milli Eğitim Bakanlığı bu projeyi tasdik ettirerek kullanma yetkisini Bakanlık yetkisine almıştır. Milli Eğitim Bakanlığında tasdiklenmiş bu projeyi isteyerek incelettirebilir hatta diğer kurumlarıda bu örneğe göre dizayn edilebilir. 
Zatıalinizden bu okulun mahkeme aşaması sonrası yeni yapılacak okulda bu projenin hayata geçirilmesi arzumdur. Ayrıca bu okulumuzun Avrupa Birliği kapsamında size dünkü yazımda (1701323042 sayılı) belirttiğim Avrupa ülkeleri ile müşterek yürüttükleri projelerin ülkemizde hayata geçirilmesi ile tarım ve hayvancılığın ileri seviyeye çıkacaktır. 
Yıkılan okulun şehirden 30 km öteye gönderilmesi ile uzak olduğundan okula eğitim amacıyla başvuranların tercihinde azalma mevcut olup Okul giriş puanında da düşme görülmektedir. 
Ülkemiz için bu yetersiz şartlarda Avrupa normlarında Avrupa ülkeleri ile projeler üretebilen ve son projelerin de tamamlanması ile Ülkemizde Beşinci agreditasyon almaya aday bu okula bu vefasızlıktan başka birşey değildir. Bir nevi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Ülkemizin Gıda Tarım ve hayvancılık için en baş taşı olacak kuruma zatı alinizin destek vermenizi arz ediyorum.
Ekli Dosyalar:
 Başvuru hareketleri için tıklayınız.
 13.09.2017 23:14 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.




bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr
Çar 13.9.2017, 23:14
Siz;


https://www.bimer.gov.tr/images/logo.png
Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ,

T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış olduğunuz
başvurunuz 13.09.2017 tarihinde alınmıştır.
Başvurunuzu 
1701330796 sayısı ile takip edebilirsiniz.













12 Eylül 2017 Salı

YIKILAN TARIM MESLEK LİSESİ İLE İLGİLİ SONA DOĞRU YAKLAŞTIK. SANIRIM BUNLAR OKULUMUZLA İLGİLİ SON YAZIM OLACAKTIR. O OKULUMUZU OKULUMUZUN KENDİ YAPTIKLARI AVRUPA BİRLİĞİ NORMLARINA UYGUN PROJELERİ KABUL EDİLEN PROJEYE GÖRE OKULUMUZU YENİDEN YAPACAĞIZ. VEEE HUKUK GALİP GELECEK BU HAZİNE ZARARINA YOL AÇANLARA TAZMİNAT DAVASI CEZASI AÇIP HAZİNE ZARARI BİZZAT KENDİLERİNE ÖDETTİRİLECEKTİR.

YIKILAN TARIM MESLEK LİSESİ İLE İLGİLİ SONA DOĞRU YAKLAŞTIK. SANIRIM BUNLAR OKULUMUZLA İLGİLİ SON YAZIM OLACAKTIR. O OKULUMUZU OKULUMUZUN KENDİ YAPTIKLARI AVRUPA BİRLİĞİ NORMLARINA UYGUN PROJELERİ KABUL EDİLEN PROJEYE GÖRE OKULUMUZU YENİDEN YAPACAĞIZ.
VEEE HUKUK GALİP GELECEK BU HAZİNE ZARARINA YOL AÇANLARA TAZMİNAT DAVASI CEZASI AÇIP HAZİNE ZARARI BİZZAT KENDİLERİNE ÖDETTİRİLECEKTİR.
OKULUMUZLA İLGİLİ MÜCADELEDE BAŞTA BİZDEN HER TÜRLÜ YARDIMI ESİRGEMEYEN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA VE BAŞBAKANIMIZA, OKUL AİLE BİRLİĞİ HEYETİNE, MEHMET KEMAL ŞENER BEYE, NİHAL VE HATİCE HANIMA, BİZE HUKUKSAL DESTEK VEREN AVUKATLARIMIZA,TÜM KAMU KURULUŞLARINA, BİZE HER ZAMAN DESTEK OLAN YENİÇAĞ GAZETESİ PERSONELİNE VE BATUHAN ÇOLAK BEY'E, YİNE BİREYSEL OLARAK BİZE DESTEK OLAN SAYIN SAYGI ÖZTÜRK'E, DİĞER YEREL VE ULUSAL BASINA, KENDİSİ SONRADAN ZİRAAT MÜHENDİSİ OLMASINA KARŞIN BİZE DESTEĞİNDEN ÖTÜRÜ SAYIN DEVREM ERGİN KAHVECİ'YE OKULUMUZ ÖĞRETMENLERİNE VE GÖREVLİLERİNE VE ÖĞRENCİLERİMİZE TÜM VESTED CAMİASINA TEŞEKKÜRLERİMİZİ ARZ EDİYORUZ.
#1701323042 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
12.09.2017
Başvuru Yolu:
İnternet
Başvuru Tipi:
Şikayet
Sayın Başbakanım;
Yıkılan Samsun’daki Tarım Anadolu Meslek Lisesi ile ilgili muhtelif tarihlerde zatı alinize hukuksuzlukları bildirmiş ve yardım istemiştim. Ayrıca tüm hukuki belgeleri de zatı alinize göndermiş,Büyükşehir Belediyesinin Yüksek mahkeme kararlarına uymadığını,öğrencilerimize ve kamu zararına yol açtıklarını tarafınıza bildirmiştim.
Önce M.B Defterdarlık Kızılırmak Milli Emlak Müdürlüğü 07.07.2017,Sayı :81249893-300-[55010100085]-9984 (1700869790) ile Taşınmaza ilişkin olarak bahsedilen imar plan değişikliklerinin yürütülmesinin durdurulması iptali istemiyle dava açıldığı,taşınmazında yer aldığı Atakum Belediye Meclisinin 07.03.2017 tarihli,6/21 sayılı kararının Samsun Büyükşehir Belediyesinin 12.05.2017 tarihli 10/218 sayılı kararının Atakum Uygulama İmar Planı Revizyonunada itiraz edildiği belirtilmiştir.
1.İdare Mahkemesinin 18.08.2017 tarihli ara karar (ESAS NO:2017-961) gereği Samsun Büyükşehir Belediyesi,Samsun Valiliği, Mili Eğt.Bakanlığı, Defterdarlık ve Bu okulun ihalesi yapıldığı halde apar topar ihalesi iptal edilen Müteahitin de davaya müdahil olması nedeniyle 15 gün savunma süresi verilmiştir.
Sayın Başbakanım bu okul sıradan bir okul değildir. Bu okuldan mezun olanların bir çoğu okul bitimini müteakip; kimisi kalp doktoru,Kimisi Veteriner Hekim,Ziraat mühendisi, Bazısı öğretim elemanı, Hakim,-Savcı v.s olmuşlar,yine ben gibi 20 ye yakını Türk Silahlı Kuvvetlerine geçmiş Gıda Kontrol Laboratuvarlarında, Köpek eğitim birliklerinde görev yapanlarımızda mevcuttur.
Yine bu okulun şimdiye kadar Avrupa Birliği çerçevesinde yürüttüğü projeleri incelettiğiniz vakit ;
1.Büyükbaş hayvancılığın AB standartlarında geliştirilmesi (Almanya-Hollanda-Avusturya-Belçika)
2.Modern Sun’i tohumlama uygulamaları aları (İsveç-Belçika-Almaya Ortak proje)
3.AB ülkelerinde gıda ve hayvan sağlığı (Öğrencilerin staj çalışması Macaristanla)
4.Modern embriyo transferi 2017-2018 yılında gidilecek (Portekiz, İtalya, Belçika)
5.Küresel iklim değişikliği (Portekiz, İtalya, Belçika)
6.Gökhöyük Tarım Meslek Lisesi ile ortak AB projesi, Staj 2017-2018 Almanya’ya gidilecek
7.Daha iyi bir okul projesi olarak ulusal derecede 1’lik ve AB ödülü alındı
(NOT: Yapılacak son projeyide tamamladıktan sonra Agritidasyona aday olunacaktır.Şu anda Türkiye’de 3-4 tane Agritide olmuş okul var.)
YİNE BU OKULUN ÜLKE MENFAATİNE FAYDALARI:
1.Bilinçli bir Veteriner ve Tarım teknikeri yetiştirilmektedir
2.Tarım ve hayvancılık üzerine geniş eğitimli personel yetiştirerek ülke ekonomisine katkı sağlamaktadırlar.
3.Bu okuldan mezun olan öğrencilerden şimdiye kadar Tıp Kardiyoloji doktoru, Öğretim elemanı, Ziraat Mühendisleri, Hakim, Avukat muhtelif mesleklerde eğitimlerini tamamlayarak ülkemizde önemli mevkilerde halen görev yapmaktadırlar.
4.Gıda kontrol laboratuarlarında ve köpek-at eğitim branşlarında eleman yetiştirerek ülke çapında aranılan personel olmuşlardır.
5.Bu okuldan mezun olan öğrencilerin bir kısmı Silahlı kuvvetlerine geçerek başarılı birer personel olmuşlardır.
Böyle bir okulun öğrencileriyle türlü imar mevzuatlarıyla kovulur gibi son derece yetersiz ortaokuldan bozma binalarına sürgün gibi son derece yetersiz binalara gönderilmesi akıl ve mantığa sığmamaktadır.
Ayrıca böyle bir okul daha iyi bir okul projesi olarak ulusal derecede 1’lik ve AB ödülü aldı. Zatıalinizinde destek vererek bu okulun çocuklarına iyi imkan sağlamak devlet erkanımızın takdirine şayan olacaktır. Bu projeyi müsaade edin yeni yapılacak okullarına uygulansın. Çünkü son projeyi de tamamladıktan sonra Agritidasyonaa day olunacaktır. Şu anda Türkiye’de 3-4 tane Agritide olmuş okulun var olduğunu Milli Eğitim Bakanlığına sorduğunuzda öğrenebilirsiniz.
Sayın Başbakanım; Elbette ki arazide önemlidir. Park d ,Cami de önemlidir. Ama yetişmiş eleman ülkemiz için daha önemlidir. Günümüzde ülkeler arası savaşlar gıda ve hayvancılık ekonomisi üzerine olmaktadır. Milletini koruyan ayakta kalacaktır.
Diğer taraftan Hukuk ülkemizin olmazsa olmazıdır. Zatıalinizle birlikte sayın Cumhurbaşkanımızda kurduğunuz partinin adını “Adalet”’den almaktadır. Hukuksuzluğun olduğu yerde her türlü musibet olur. Bu ülkede hukuk var ise Tüm halkı ve ferdi ya da kuruluşları ben uymuyorum lüksüne sahip midir? Bu hukuksuzluk öyle bir boyuta ulaştı ki Bakın EK’de yığılı araziye toprakları, orada ki hazır bekletilen kepçeyi, Çocukların Ortaokuldan bozma binanın resimlerini de gönderiyorum. Bu toprakları bu iş makinelerini kendi ceplerinden harcıyarak mı yaptılar? Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı avukatının itiraz dilekçesini de zatı alinize gönderiyorum. Bir Belediye düşünün ben hukuğu uygulamıyorum ben yapacağım mahkeme çık derse çıkacağım deme lüksüne sahip midir? Ben yüzüm kızararak zatı alinize ve Cumhurbaşkanımıza üzülerek de “o zaman bende Sayın Cumhurbaşkanımızın sarayının önüne yada başbakanlığın bahçesine bina yapayım mahkeme çık derse düzeltir çıkarım” diyerek yazmayı bile haya duydum. Böyle bir hukuk ve adalet anlayışı olur mu?
Hatta Büyükşehir en son yaptığında da Yıkılan atletizm pistinde aynı hukuksuzluğu yaptı! Gitti Kültür Bakanlığının açık hava arazisine yaptısonra da gitti yıktı trilyonları çöpe attı” Orada Kültür Bakanlığı ben ihale yaptım arazimizden çık dediğinde yıkıp çıkan Belediye neden ihalesi yapılan bir araziden çıkmamaktadır? Önce Cami sonra! kent parkı düzenlemesi bunda tamamen art niyet kokuyor. Orada 2 tane cami var iken günlük namazlarda toplam 2 sıra saf cemaat olurken caminin protokolü mü olur? Yapılı camiye bile bakılmıyor Sayın Başbakanım? En son size gönderdim Site Caminin içler acısı durumunu?
Ben eski Atakum Bel. Bşk Adem BEKTAŞ’a sorabilirsiniz hiçbir ücret talep etmeden Türk-İş deki Veysel Karani caminin iç varaklarını kendim yaptım.
Sayın Başbakanım bu hukuksuzluğa meydan vermeyiniz. Bu hukuksuzluğa dur deyiniz!Eğer herkese ayrı ayrı hukuk teşkil edilecekse bu ülkemizin ve hepimizin sonu olur.
Bu hukuksuzluğa dur demeniz için,burada oluşan hazine zararının ilgililere ödettirilmesi için emirlerinize arz ederim.
Gizle
Ekli Dosyalar:
Milli Eğitim Bakanlığı avukatının Mahkemeye yazdığı Okul Lehine İmar değişikliği itirazı-1.jpg
Milli Eğitim Bakanlığı avukatının Mahkemeye yazdığı Okul Lehine İmar değişikliği itirazı-2.jpg
Milli Eğitim Bakanlığı avukatının Mahkemeye yazdığı Okul Lehine İmar değişikliği itirazı-3.jpg
Milli Eğitim Bakanlığı avukatının Mahkemeye yazdığı Okul Lehine İmar değişikliği itirazı-4.jpg
1.idare mahkemesinin 18.08.2017 tarihli ara kararı Valilik ve Büyükşehire yazdığı.jpg
1.idare mahkemesinin 18.082017 tarihli M.E.Bak.lığına yer tahsisi ile ilgili sorulması,bilirkişi istenip istenmediği.jpg
1.idare mahkemesinin İnşaat ihalesi yapılan Müteahitinde davaya dahil edildiği.jpg
defterdar suç duyurusu.jpg
yıkılan okul 6.jpg
























Bana diyorlar ki: Neden BİMER’e CİMER’e (Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığına yazıp duruyorsun? Amacın ne? Ne yapmaya çalışıyorsun?

Bana diyorlar ki:

Neden BİMER’e CİMER’e (Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığına yazıp duruyorsun?
Amacın ne? Ne yapmaya çalışıyorsun?

Size neden yazdığımı tek tek açayım:

Öncelikle ben şunu belirtmek istiyorum. Benim şana şöhrete ihtiyacım yoktur.

Anayasadan doğan hakkımız gereği 4982 Sayılı Bilgi edinme hakkında kanunun 4 ncü maddesi gereğiHerkes bilgi edinme hakkına sahiptir” denmektedir. Yine bu kanunun 5 nci maddesi gereği “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki  her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler” diye emretmektedir.

Yine Anayasa da emredilir!

VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı (*)
MADDE 74- (Değişik: 3/10/2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
(Mülga: 12/9/2010-5982/8 md.)
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/8 md.) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.

İçinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti  devleti sosyal bir devlettir. Bu sosyal devlet, vatandaşlarına 'lütuf' dağıtan bir 'sadaka devleti' olmaktan çıkarılmalıdır. Bunun içinde herkes vatandaşlık hakkını sonuna kadar kullanmalıdır.

Niçin yazıyorum? :

Çünkü bu ülke topraklarında yaşıyoruz. Gidecek başka yerimiz var  mı?
Mustafa Kemal Paşa tarafından İzmir İktisat Kongresinde:
“Efendiler! Tarihimizi dolduran zaferler ve başarısızlıkların tümü, ekonomik durumumuzla yakinen ilgilidir. Yeni Türkiye'mizi, layık olduğu “Uygarlık Seviyesi”ne eriştirmek için, her ne olursa olsun ekonomimizi birinci planda tutarak, en çok bu konuya önem vermek zorundayız”. Demiştir.
Demek ki içinde bulunduğumuz koşulları Daha güzel koşullarda yaşamamız, geleceğimizin çiçekleri çocuklarımıza iyi yarınlar bırakmamız için elbirliği ile aksaklıkları, düzensizlikleri yok etmemiz gerekmektedir. Bunun içinde vatandaş olarak devletimize sahip çıkmamız gerekmektedir.

1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilánından sonra Kırklareli Milletvekili olan Emrullah Efendi, 1910’da Maarif Nazırlığı’na yani Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilmesini müteakip şaka yollu da olsa “‘Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim’ sözü gerçekten devlet yönetiminin ciddiyet gerektirdiği ile ilgili manidar bir sözdür.

Sayın Cumhurbaşkanı da Başbakanlığı döneminde buna yakın bir söz vardı
Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.”
Kısacası vatandaş olarak çocuklarımıza daha iyi yarınları tesis etmek bizim görevimizdir. Bizim vekilliğimize talip olan Milletvekillerimiz bizim rahat bir yaşama kavuşmamız için hukuk kuralları içerisinde bizim isteklerimizi yerine getirmek zorundadırlar.

Evet ben bunun için yazıyorum. Kimse yan gelip yatmasın.  Peki siz ne yapıyorsunuz?


11 Eylül 2017 Pazartesi

Dilencilik Türkiye’de toplumsal bir sorun olup, dilencilerin büyük çoğunluğu, dilenciliği bir meslek olarak algılamaktadırlar.

#1701316537 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım;
Dilencilik Türkiye’de toplumsal bir sorun olup, dilencilerin büyük çoğunluğu, dilenciliği bir meslek olarak algılamaktadırlar. İnsanların iyi niyetlerini ve yardım duygularını suistimal etmektedirler. Bu sorunun oluşum ve devamında sosyo ekonomik sorunların, yasal boşlukların önemli payı vardır.
Kimisi ; İşsizlik/yoksulluk,Hastalık/sakatlılıklarını, ya da yolda kaldığını bahane ederek duygusal ve inanç sömürüsü yapılarak devasa bir gelir elde etmektedirler.
Ya doğrudan para veya eşya isteyerek, fiziksel/zihinsel özürlü olduklarını beyan ederek ya da fiziksel/zihinsel özürlü birisiyle birlikte dilenerek, küçük yaştaki çocukla birlikte ya da onları kullanarak,dinsel söylemler ve görünümler ile, doğa felaketlerini kullanarak,cinselliği kullanarak sabah akşam:
Sokak ve caddeler, cami önleri ve mezarlıklarda,tren istasyonları, otogarlar ve otobüsler,ev ve işyerleri,Üst-Alt geçitlerde sürekli dilenmektedirler.
Bu dilencilerin bir çoğunun bu işi meslek edindiğini,kandillerde bayramlarda mevsimlik dilendikleri,deşifre olduklarında il ilçe gezerek gezginci oldukları yada organize ekipler halinde dilendiklerini de görmekteyiz.
Dilenmek istemediği halde, çok yoksul ve çaresiz olduğu için dilenmek zorunda kalanlar dilencileri yoksullar sınıfına dahil etmek gerekiyor.Çünkü,dilenciliği bir meslek algılayışı içinde iş olarak veya alışkanlık gereği değil,yaşamlarını sürdürecek olanaklardan yoksun oldukları için yapıyorlar.Araştırmalar sırasında örneğine çok az rastlanan bu kimselerin, kendilerine bir imkan sunulsa hiç tereddüt etmeden dilenciliği terk edecek kimseler olduğu anlaşılmıştır.Bunlar genellikle,çalışmasını önleyen fiziksel özründen, çalışamayacak kadar çok ihtiyar oluşundan dolayı bir iş bulamayan,çalışamayan kimselerdir.Devletin sosyal güvenlik şemsiyesi altında da yer alamadıkları için,dilenmeyi utanarak, istemeyerek yapmaktadırlar.Dilenmek istemediği halde, kocası,eşi vasıtasıyla dilenmeye zorlandığı da görülmektedir.
Toplumsal bir olguya dönüşmüş olan ve insanların vicdanlarına hitap ederek bir anlamda vicdan sömürüsüyle haksız gelir elde eden ve sayıları on binlerle ifade edilebilecek dilencilerle ilgili olarak Türk Ceza Kanununda iki maddenin dışında hiçbir yasal yaptırımın ve düzenlemenin bulunmuyor olması son derece şaşkınlık vericidir. TCK’nın söz konusu 544 ve 545. maddeleri sorunu çözmede yetersizdir.Bu yetersizlik de sorunun mevcudiyetinden kolaylıkla anlaşılmaktadır.Dilencilerle zabıta teşkilatının ilgilenmesi bir teamül haline gelmiş olmasına karşılık,ilgili teşkilatın yönetmeliklerinde konuya ilişkin hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Sorunla ilgilenen kurumun belirlenmesi ve yasal bir temele kavuşturulması gerekmektedir.
Yakalandıklarında dahi 80 lira gibi bir cezaya kabuller.Çünkü günlük kazançları 300-400 tl olanların mevcut olduğu, bankalarda hesaplarının bulunduğu, üzerlerinde çıkan paranın ise her seferinde 1000 tl den aşağı çıkmadığı çeşitli adli vakalarda bilinmektedir. İlk işleri de kendilerini yakalayan zabıta personeline kadınlığını v.s kullanarak iftira ve hakarete kadar saldırı da bulunmaktadırlar.
Bu dilenciliğe karşı önleyici tedbir olarak ;
Dilenciler arasında oran olarak fazla olmamakla birlikte,ekonomik şartların zorlaması nedeniyle dilenmek zorunda kalanların devletin sosyal güvenlik şemsiyesi altında yer alması için özel düzenlemelerin yapılması ve örneğin bu kimselerin öncelikle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları gibi yardım kurum ve birimlerince desteklenmesinin sağlanması veya daha başka düzenlemelerle de bu kimselerin olumsuz ekonomik koşulları veya sağlık sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Ülkemize gelen Irak ve Suriyelilerden sonra dilenci ordusunda patlama yaşanmaktadır.Bu durum toplumumuzda inanç ve duygu istismarı nedeniyle insanların güzel duygularını dejenerasyona uğratmaktadır.Gerektiğinde suça karışan,dilenciliği meslek haline getirenlerin oturma izinleri iptal edilmelidir.
Bu dilenciler bizzat yaptıkları işi meslek olarak kabul etmektedir.Bir yönde kayıt dışı ekonomi gibi de algılanabilirler.Meslek olarak yapan bu dilencilerin bir çoğunun 1-2 katlı evleri,dairelerinin olduğu bazen tesadüf de olsa tespit edilmiştir.Meslek olarak bu işi yapacakların çalışma sağlık raporu çıkarılarak aylık belirli miktar vergiye bağlanılarak kazançları kayıt altına alınabilir.
Yine bu dilenciler yakalandığında direk yeşil karta sahipse yeşil kartları iptal edilerek üzerlerinde evler daireler varsa bu kazancın hesabı sorulmalı vergilendirilmeli direk yüz kızartıcı suçtan haklarında dava açılabilmelidir.Eğer sosyal yardımlaşmadan yardım alıyorsa bu yardım kesilmelidir.
Meslek olarak dilenciliği yapanlar haricindeki gerçek ihtiyaç sahiplerine iş ve işçi bulma kurumu aracılığı ile iş bulunup ekonomiye kazandırılmalıdır.Zabıta personelinin yetki salahiyet kanununda ciddi değişiklikler yapılarak bu dilenci v.s toplumsal problemlerde daha aktif rol alabilmenin önü açılmalıdır.Her türlü toplumsal içerikli ve terörist faaliyetlerde gerekli izin,yetki,salahiyet,malzeme teçhizatı takviyesi düzenlemeleri acilen yapılmalıdır.Zabıtanın topladığı toplumsal suçlular polise,savcılıklara gittiğinde nasıl olsa çıkacağım en fazla 80 tl öderim çıkınca hesaplaşırız tehditleriyle güle oynaya gittiklerini hep birlikte görmekteyiz. Bu dilencileri gerekirse diğer büyükşehir belediyelerin Ankara belediyesinin uyguladığı gibi üç aşamalı proğram çerçevesinde toplanma merkezlerinde toplanmalıdır. Gerekirse Adli hukuki düzenlemeler yapılarak insanların özgürlük hürriyetini tahdit eden bu dilencilerle ilgili Savcı ve hakimlerimizce dilencilerin özgürlüğünü tahdit edemezsiniz anlayışı ile toplama yerlerinden direk toplumun içine potansiyel suçlu olarak salınmamalıdır.
Tüm kentlerde bol miktarda dilenci var. Ve insanları taciz ederek zorla para istemekteler.İnsanların özgür yaşamlarının içine zorla girmekteler insanların duygularını,dini inançlarını sömürerek özgürlük alanımıza giren bu dilenciler için artık dur denmelidir.
Önerimin gereği için emirlerinize arz ederim

 Başvuru hareketleri için tıklayınız.
 11.09.2017 22:49 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.

BİMER Başvurusu
B
bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr
Pzt 11.9.2017, 22:49

https://www.bimer.gov.tr/images/logo.png
Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ,

T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış olduğunuz
başvurunuz 11.09.2017 tarihinde alınmıştır.
Başvurunuzu 
1701316537 sayısı ile takip edebilirsiniz.

10 Eylül 2017 Pazar

Türbeler ve Camiler ile ilgili düzenleme yapılması gerekliliği

#1701309367 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım;
Erzurum'da merkez Yakutiye İlçesi'ndeki Hasan-ı Basri Mahallesi'nde başlatılan kentsel dönüşüm ile birlikte 'türbe krizi' ortaya çıktı. Tıpkı Mersin Yenişehir'deki Hz. Miktad (Muğdat Cami) Camisinin Bahçesindeki Hz. Miktad türbesi gibi. Erzurum'da kentsel proje kapsamında 'Kentsel Dönüşüm' ve 'Cazibe Merkezi' projesi adı altında binlerce binayı yıkıldığını, Türbe etrafınında türbe ile birlikte yıkılacağı yönünde basına haberler çıkmasını müteakip yıkımdan vazgeçildiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
Zatı alinize Mersin Yenişehir'deki Hz. Miktad türbesi ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımıza 1244447 ve 1228095 nolu başvurum ile orada ki Hurafe davranışları ile ilgili yaşanan olumsuzlukları bildirmiştim. Gerek Yenişehir'deki ve gerekse Erzurum'daki türbelerde muhtemelen yatan zatı muhteremler yoktur. İkisi de rüya görülerek oluşturulmuş türbelerdir. Yalnız bölge halkından öğrendiğim kadarıyla Erzurum'da ki türbede torunu yatıyor olabilir.
Mersin Miktad türbesi ile ilgili Yenişehir Müftülüğü ile birebir istişare sonucunda orada ki durumun düzelmesi için bazı olumsuzlukların giderilmesi gerekmektedir. Şöyle ki:
a. Türbenin arazisinin bir kısmının Mersin Büyükşehir kayıtlarında olduğu, diğer kısmının Yenişehir belediyesi kayıtlı olduğundan dolayı oradaki hurafeleri, olumsuzlukları önlemek hemen hemen şu ortamda gidermek mümkün değildir. Çünkü Büyükşehir Belediyesi ayrı Yenişehir Belediyesi ayrı ayrı siyasi görüşlere mensup olup, en ufak tartışmada mezhepsel farklılıkların kaşınılacağı aşikardır.
b. Türbede hala türbe bakıcı kadın tarafından olumsuzluklar devam ettirilmekte Büyükşehir belediyesi ile Yenişehir belediyesi arasında olumsuzluklar yaşatabilmektedir.
c. Tüm bu olumsuzluklardan İslam dini zarar görmekte olup Yenişehir Müftülüğü bu olumsuzluklardan çaresiz kalmakta ve son derece etkilenmektedir.
d. Bizzat Yenişehir müftülüğüne giderek Müftülük ile yerinde inceleme yaptık ve Sayın müftünün Hac organizasyonunda olması nedeniyle Müftümüzü beklemeye karar kıldık ancak Erzurum'da patlak veren Hasan Basri Hz. Türbesi ile bu iki konunun aynı olması nedeniyle bu konuyu Sayın Yenişehir Müftüsünü beklemeksizin ivedi olarak zatı alinize taşıma kararı aldım.
e. Bizzat ben orada iken Türbe görevlisi kadın aleni bir şekilde kova içinde mum, buhur satmakta, türbe dışında ağustosun sıcağında kafeslerde horoz , tavuk satışı yapılmakta, hatta öyle bir hale gelmiş ki orada artık minibüslerle turlar düzenlenmeye başlandığını da gördük. Aynı şekilde türbe içinde taş öpülmekte, türbe karşısına alınıp namaz kılınmakta, ocaklarda mumlar yakılmakta, buhurdanlık ellerinde is duman içinde garip ritüeller yapılmaktadır. Adeta devletin kurumlarını karşı karşıya getiren türbe bakıcı kadınını hep birlikte gördük.

Hasan Basri Hazretlerinin Erzurum'da yıkılma ile yüz yüze gelen (Galiba türbede arazisi ile satılmış!) türbe ile ilgili olarak:
a. Tüm İslam tarihi belgelerini taradığımda Hasan Basri Hazretlerinin Isparta'da , Malatya'da, Erzurum'da ve Basra'da türbeleri mevcuttur. İslam alimlerinin görüş birliği üzerine Basra'da olmasının muhtemel olduğu yönünde görüş birliği vardır.
Her iki türbede bölgede ki vatandaşların rüyaen görmeleri sonucu türbeler hasıla gelmiştir.
b. Ancak Bu tür türbeler maalesef hurafeleri'de beraberinde getirmekte mezhepsel çatışmalara neden olmaktadır. Kaldırılması ile toplumsal huzursuzluklara da neden olabilmektedir.

Söz konusu iki türbe ile birlikte bu ve buna benzer türbelerin toplumsal çatışmalara neden olmaması için;
a. Gerek türbeler ve gerekse büyük komplike camiler tescil edilerek Kültür Bakanlığına ya da Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilerek mahalli yönetimlerden türbe ve camilerin idaresi çıkarılmalıdır. Kontrol altında bulunan türbe ve camilerde hem bakım ve onarımları daha düzenli ve disiplinli olur ve hemde işleyişi de disiplinli olacağından her türlü istismarcıların, halkı karşı karşıya getirenlerin önü kesilmiş olur. Bu tür eserler disiplin altında bulunulacağından devlet kuruluşları da büyük yük ve sorumluluktan kurtulacaktır. (Müftülükler, Belediyeler, İl ve İlçe yönetimleri)
b. Gidişata bakılırsa önüne gelen türbe icat edebileceği de aşikar gözükmektedir. Her rüya gören türbe kurarsa bunun sonu nereye gidecektir. Acilen tedbir alınmadığı takdir de bu sorunlar daha da artacaktır.
c. Bu ve buna benzer türbe sorunları hemen hemen her vilayet de ilçelerde mevcuttur. Bazı yerlerde meftanın toprağını bile içirdiklerini gördüm. Bazı yerlerde tavaf yaptıklarını..
Sayın Başbakanım bu ritüel davranışlar, hurafeler dinimizin neresinde vardır? Gün geçmiyor ki bir taraftan cami ve türbe problemi çıkmasın!
Zatı alinizin geniş kapsamlı bir çalışma yaptırılarak toplumsal huzur ve barış ancak tesis edilebilir.
Önerimin zatı alinizce titizlikle inceletip çalışma yaptıracağınızdan kesinlikle eminim.
Gereğinin yapılması için emirlerinize arz ederim. 
 Başvuru hareketleri için tıklayınız.
 10.09.2017 21:31 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.



bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr
Paz 10.9.2017, 21:31
Siz;


https://www.bimer.gov.tr/images/logo.png
Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ,

T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış olduğunuz
başvurunuz 10.09.2017 tarihinde alınmıştır.
Başvurunuzu 
1701309367 sayısı ile takip edebilirsiniz.


Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ ,
Cumhurbaşkanlığına göndermiş olduğunuz başvurunuz alınmıştır.Göstermiş olduğunuz duyarlılık için teşekkür ederiz.
Başvurunuz yasal sürede ilgili Kurum/Kuruluş tarafından değerlendirilip, sonucu e-posta/posta aracılığıyla tarafınıza bildirilecektir.
İyi günler dileriz.
Başvuru Numaranız :1568422
Başvuru Metni:
Sayın Cumhurbaşkanım; Mersin Yenişehir'deki Hz. Miktad türbesi ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımıza 1244447 ve 1228095 nolu başvurum ile orada ki Hurafe davranışları ile ilgili yaşanan olumsuzlukları zatıalinize bildirmiştim. 1701309367 Başvuru Detayı ile de Sayın Başbakanımıza ; Erzurum'da merkez Yakutiye İlçesi'ndeki Hasan-ı Basri Mahallesi'nde başlatılan kentsel dönüşüm ile birlikte 'türbe krizi' ortaya çıktı. Tıpkı Mersin Yenişehir'deki Hz. Miktad (Muğdat Cami) Camisinin Bahçesindeki Hz. Miktad türbesi gibi. Erzurum'da kentsel proje kapsamında 'Kentsel Dönüşüm' ve 'Cazibe Merkezi' projesi adı altında binlerce binayı yıkıldığını, Türbe etrafınında türbe ile birlikte yıkılacağı, satıldığı yönünde basına haberler çıkmasını müteakip yıkımdan vazgeçildiğini öğrenmiş bulunmaktayız.. Gerek Hz. Miktad türbesi ve Gerekse Hasan Basri Hz. Türbesi ile birlikte tüm türbeler hakkında bir çalışma yapılması gerekliliği doğmuştur. Bu konuda emirlerinizi arz ederim.



Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Başkanlığı

 Başvuru hareketleri için tıklayınız.
 10.09.2017 21:31 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.
 12.09.2017 09:26 tarihinde BİMER tarafından BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI (SN. BEKİR BOZDAĞ) tarafına sevk edildi.
 12.09.2017 09:26 tarihinde BİMER tarafından BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI (SN. HAKAN ÇAVUŞOĞLU) tarafına sevk edildi.
 12.09.2017 09:26 tarihinde BİMER tarafından KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI tarafına sevk edildi.

9 Eylül 2017 Cumartesi

Bir din adamı, yada tarikat, ya da cemaat neden devlet kadrolarını ele geçirmeye ve ya yerleşmeye çalışır?

Defalarca dile getirdim. Hatta yazdığım kitaplarda da belirttim.
(http://melikevarak.blogspot.com.tr/2017/06/ulkemizde-tarikatlarin-durumu.html
http://melikevarak.blogspot.com.tr/2017/08/islam-dininin-hurafe-ve-bidatlara-bakis.html)
Bir din adamı, yada tarikat, ya da cemaat neden devlet kadrolarını ele geçirmeye ve ya yerleşmeye çalışır? Ne işleri var bakanlıklarda yada devlet kuruluşlarında? Bu kadar dinimizin istismar edilmesine izin verilmemeli. İşte bir tanesine verildi sonucu görüldü!
İbadetse ibadetlerini istediği gibi yapıyorlar. Kıyafetse istediği kıyafeti giyiyorlar. Kimsenin kimseye karıştığı yok. Gelir dersen himmet di, yardımdı filan dersen ellerinde trilyonlarca para ve mülk emirlerinde!
Kimsenin bunlara gel kardeşim buraya sen din adamısın senin derdin ne? bunca servet değerinde para, mülkü nasıl elde ettin? bu paranın kontrolü neden senin elinde? Amacın nedir? demiyor. Bu adamlar tüm görevlileri resmen haraca bağlamışlar himmet parası adı altında korkunç gelirlere sahip olmuşlar. Allah adına soruyorum Pensilvanyada ki salya sümük fetöşde 200 milyon dolardan fazla para ne arıyor? Bu serveti nereden edinmiştir.? Niye bu ve bunun gibilerin üstüne gidilmiyor?
Bu kadar şirket aylık neredeyse milyarlarca para bu adamlara kim teslim ediyor? Kazançları nedir? Yerel yönetim ihaleleri neden mercek altına alınmıyor? Bu adamlar ciddi ciddi ihalelere girip kazançlarını buralardan da sağlıyor. Okuyoruz basından işte cemaatler devlet kadrolarına iyice oturmuş. Kimisi tayinleri yaptırıyor? Kimisi pilot olmanın önlerini kesiyor. Kimisi tankları ,helikopterleri, uçakları halkın üzerine sürdürüyor. Koca koca rütbeli insanlar fetöş efendinin tabağında yarım bıraktığı izmir köfteyi kapışıyor. Bardağında kalan suyu içme yarışına giriyor.
Bu nasıl onur ? bu nasıl kişilik anlamış değilim.
Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v efendimiz bile vefat ederken hesaba çekilipde hesabını veremem diye kalan hurmalarını bile fakirlere dağıttırırken adam altın işlemeli oymalı tahta kurulmuş tepeden tırnağa para ile donatılmış!
Eğer devlet kademelerinden bu cemaatler, tarikatlar temizlenmezse yakında başka başka fetöşler çıkabilir.
Asker nasıl kışlasına dönüyorsa bu adamlarda camisine dönmelidir.
Bizim millet olarak kandırılma lüksümüz kalmamıştır.
Yetkililere bir kez daha sesleniyorum ülkemiz için tehlike çanları hala çalmaktadır. Kim olursa olsun devlet kadrolarından her türlü cemaatler temizlenmelidir. Asker kışlasında din adamları camisinde kalmalıdır.

Nasıl bir nesil yetişti anlamıyorum !!!!

Nasıl bir nesil yetişti anlamıyorum !!!!
Habere bakın:
"Türkiye’yi kandıran Nuriye’den açıklama var
.
Hacettepe Tıp Fakültesi'ni kazandığını söyleyen ancak başka bir okulu kazandığı ve belgede sahtecilik yaptığı öne sürülen Nuriye, suçlamaları kabul etmedi. Olayla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı müfettiş görevlendirdi. "
Kalkıyorlar Bir de Milli Eğitim Bakanına çıkarıyorlar!
Güler misin ağlar mısın?
Bir çocuk herkesi kandırıyor, yetmiyor Bakanı kandırıyor, Türkiye'yi kandırıyor.
Bizim zamanımızda böyle şeyler yoktu. Biz böyle şeyleri hem bilmezdik hemde beceremezdik.
Bu işte Fetö gibi bir şey olmuş!!
Bu kızı Bakana çıkarana kadar bir Allah'ın kulu kontrol etmedi mi !
Başka zaman beni bakana çıkarın desen asla çıkarmazlar. Bu kızı tuttukları gibi çıkartmışlar paldır küldür!
Bu kızın bunları yapmak nereden geldi ! Okullarda mı öğretiliyor bunlar? Birisi anlatsın da bizde anlayalım?