11 Eylül 2017 Pazartesi

Dilencilik Türkiye’de toplumsal bir sorun olup, dilencilerin büyük çoğunluğu, dilenciliği bir meslek olarak algılamaktadırlar.

#1701316537 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım;
Dilencilik Türkiye’de toplumsal bir sorun olup, dilencilerin büyük çoğunluğu, dilenciliği bir meslek olarak algılamaktadırlar. İnsanların iyi niyetlerini ve yardım duygularını suistimal etmektedirler. Bu sorunun oluşum ve devamında sosyo ekonomik sorunların, yasal boşlukların önemli payı vardır.
Kimisi ; İşsizlik/yoksulluk,Hastalık/sakatlılıklarını, ya da yolda kaldığını bahane ederek duygusal ve inanç sömürüsü yapılarak devasa bir gelir elde etmektedirler.
Ya doğrudan para veya eşya isteyerek, fiziksel/zihinsel özürlü olduklarını beyan ederek ya da fiziksel/zihinsel özürlü birisiyle birlikte dilenerek, küçük yaştaki çocukla birlikte ya da onları kullanarak,dinsel söylemler ve görünümler ile, doğa felaketlerini kullanarak,cinselliği kullanarak sabah akşam:
Sokak ve caddeler, cami önleri ve mezarlıklarda,tren istasyonları, otogarlar ve otobüsler,ev ve işyerleri,Üst-Alt geçitlerde sürekli dilenmektedirler.
Bu dilencilerin bir çoğunun bu işi meslek edindiğini,kandillerde bayramlarda mevsimlik dilendikleri,deşifre olduklarında il ilçe gezerek gezginci oldukları yada organize ekipler halinde dilendiklerini de görmekteyiz.
Dilenmek istemediği halde, çok yoksul ve çaresiz olduğu için dilenmek zorunda kalanlar dilencileri yoksullar sınıfına dahil etmek gerekiyor.Çünkü,dilenciliği bir meslek algılayışı içinde iş olarak veya alışkanlık gereği değil,yaşamlarını sürdürecek olanaklardan yoksun oldukları için yapıyorlar.Araştırmalar sırasında örneğine çok az rastlanan bu kimselerin, kendilerine bir imkan sunulsa hiç tereddüt etmeden dilenciliği terk edecek kimseler olduğu anlaşılmıştır.Bunlar genellikle,çalışmasını önleyen fiziksel özründen, çalışamayacak kadar çok ihtiyar oluşundan dolayı bir iş bulamayan,çalışamayan kimselerdir.Devletin sosyal güvenlik şemsiyesi altında da yer alamadıkları için,dilenmeyi utanarak, istemeyerek yapmaktadırlar.Dilenmek istemediği halde, kocası,eşi vasıtasıyla dilenmeye zorlandığı da görülmektedir.
Toplumsal bir olguya dönüşmüş olan ve insanların vicdanlarına hitap ederek bir anlamda vicdan sömürüsüyle haksız gelir elde eden ve sayıları on binlerle ifade edilebilecek dilencilerle ilgili olarak Türk Ceza Kanununda iki maddenin dışında hiçbir yasal yaptırımın ve düzenlemenin bulunmuyor olması son derece şaşkınlık vericidir. TCK’nın söz konusu 544 ve 545. maddeleri sorunu çözmede yetersizdir.Bu yetersizlik de sorunun mevcudiyetinden kolaylıkla anlaşılmaktadır.Dilencilerle zabıta teşkilatının ilgilenmesi bir teamül haline gelmiş olmasına karşılık,ilgili teşkilatın yönetmeliklerinde konuya ilişkin hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Sorunla ilgilenen kurumun belirlenmesi ve yasal bir temele kavuşturulması gerekmektedir.
Yakalandıklarında dahi 80 lira gibi bir cezaya kabuller.Çünkü günlük kazançları 300-400 tl olanların mevcut olduğu, bankalarda hesaplarının bulunduğu, üzerlerinde çıkan paranın ise her seferinde 1000 tl den aşağı çıkmadığı çeşitli adli vakalarda bilinmektedir. İlk işleri de kendilerini yakalayan zabıta personeline kadınlığını v.s kullanarak iftira ve hakarete kadar saldırı da bulunmaktadırlar.
Bu dilenciliğe karşı önleyici tedbir olarak ;
Dilenciler arasında oran olarak fazla olmamakla birlikte,ekonomik şartların zorlaması nedeniyle dilenmek zorunda kalanların devletin sosyal güvenlik şemsiyesi altında yer alması için özel düzenlemelerin yapılması ve örneğin bu kimselerin öncelikle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları gibi yardım kurum ve birimlerince desteklenmesinin sağlanması veya daha başka düzenlemelerle de bu kimselerin olumsuz ekonomik koşulları veya sağlık sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Ülkemize gelen Irak ve Suriyelilerden sonra dilenci ordusunda patlama yaşanmaktadır.Bu durum toplumumuzda inanç ve duygu istismarı nedeniyle insanların güzel duygularını dejenerasyona uğratmaktadır.Gerektiğinde suça karışan,dilenciliği meslek haline getirenlerin oturma izinleri iptal edilmelidir.
Bu dilenciler bizzat yaptıkları işi meslek olarak kabul etmektedir.Bir yönde kayıt dışı ekonomi gibi de algılanabilirler.Meslek olarak yapan bu dilencilerin bir çoğunun 1-2 katlı evleri,dairelerinin olduğu bazen tesadüf de olsa tespit edilmiştir.Meslek olarak bu işi yapacakların çalışma sağlık raporu çıkarılarak aylık belirli miktar vergiye bağlanılarak kazançları kayıt altına alınabilir.
Yine bu dilenciler yakalandığında direk yeşil karta sahipse yeşil kartları iptal edilerek üzerlerinde evler daireler varsa bu kazancın hesabı sorulmalı vergilendirilmeli direk yüz kızartıcı suçtan haklarında dava açılabilmelidir.Eğer sosyal yardımlaşmadan yardım alıyorsa bu yardım kesilmelidir.
Meslek olarak dilenciliği yapanlar haricindeki gerçek ihtiyaç sahiplerine iş ve işçi bulma kurumu aracılığı ile iş bulunup ekonomiye kazandırılmalıdır.Zabıta personelinin yetki salahiyet kanununda ciddi değişiklikler yapılarak bu dilenci v.s toplumsal problemlerde daha aktif rol alabilmenin önü açılmalıdır.Her türlü toplumsal içerikli ve terörist faaliyetlerde gerekli izin,yetki,salahiyet,malzeme teçhizatı takviyesi düzenlemeleri acilen yapılmalıdır.Zabıtanın topladığı toplumsal suçlular polise,savcılıklara gittiğinde nasıl olsa çıkacağım en fazla 80 tl öderim çıkınca hesaplaşırız tehditleriyle güle oynaya gittiklerini hep birlikte görmekteyiz. Bu dilencileri gerekirse diğer büyükşehir belediyelerin Ankara belediyesinin uyguladığı gibi üç aşamalı proğram çerçevesinde toplanma merkezlerinde toplanmalıdır. Gerekirse Adli hukuki düzenlemeler yapılarak insanların özgürlük hürriyetini tahdit eden bu dilencilerle ilgili Savcı ve hakimlerimizce dilencilerin özgürlüğünü tahdit edemezsiniz anlayışı ile toplama yerlerinden direk toplumun içine potansiyel suçlu olarak salınmamalıdır.
Tüm kentlerde bol miktarda dilenci var. Ve insanları taciz ederek zorla para istemekteler.İnsanların özgür yaşamlarının içine zorla girmekteler insanların duygularını,dini inançlarını sömürerek özgürlük alanımıza giren bu dilenciler için artık dur denmelidir.
Önerimin gereği için emirlerinize arz ederim

 Başvuru hareketleri için tıklayınız.
 11.09.2017 22:49 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.

BİMER Başvurusu
B
bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr
Pzt 11.9.2017, 22:49

https://www.bimer.gov.tr/images/logo.png
Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ,

T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış olduğunuz
başvurunuz 11.09.2017 tarihinde alınmıştır.
Başvurunuzu 
1701316537 sayısı ile takip edebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder