17 Haziran 2016 Cuma

AHŞAP EL OYMACILIK SANATI VE AHŞAP OYMACILIKTA KULLANILAN AĞAÇLAR-3.BÖLÜM    2015

Doğal, Ekolojik, her an yenilenebilir ve sürekli olan bir kaynaktır ahşap. Sağlıklı, bakımı ve tamiri gayet kolay, ergonomik, dayanıklı ( Aynı oranlardaki ahşap 1 kg beton ve çelikten daha fazla yük taşımaktadır.). Ahşap  Isı yalıtımıyla mükemmel b ir yapı malzemesidir. Üretimi hızlı olan ahşabın her türlü  geri dönüşümü yapılabilmektedir. Direnci yüksektir.
AHŞABIN FAYDALARI NELERDİR?
Ahşap hafiftir. Kendi ağırlığının az olması nedeniyle bağlantılara  iletilen yüklerde beton ve çeliğe nazaran daha az olur. Bu sebeple temel kesitlerinin daha küçük olması sağlanır.  Ahşabın montajı daha kolay ve çabuktur .Hafif olması beton ve çeliğe nazaran montaj işini daha kolay, daha çabuk ve daha ekonomik olması sağlanır.  Taşınması kolaydır. Atölyeler de anında montaja hazır duruma getirilir. Hafif olduklarında taşınmaları için özel araçlara ihtiyaç yoktur. İşçiliği kolay, imali süratlidir. Montajdan hemen sonra tam yükle yüklenmesinde sakınca yoktur.  Yerinden söküldükten sonra az bir zayiatla tekrar istifade edilmesi mümkündür.  Sıcak bir malzemedir, sıhhidir, şekil vermek (işlemek) kolaydır. İşlenmesi mevsime bağlı değildir.
Ahşap Asit, baz ve duman gazlarına karşı dayanıklıdır.  İyi bir ısı ve ses yalıtım malzemesidir. Depreme karşı mukavemetlidir. Depremde dahi insanı koruyan can dostu olmuştur. Ahşap doğada yok olabilir, ahşabın çevre kirliliği sorunu yoktur (olanı da değerlendiriliyor bildiğiniz gibi). Yangına karşı en güvenli malzeme ahşaptır. Ahşabın ısı geçirmemesi ve kömürleşme özelliği ile yangına karşı en güvenli malzeme olduğu bilimsel veriler ortaya konarak kanıtlanmıştır.
Ahşap uzun ömürlüdür, hafiftir, dayanıklıdır. Ahşabı doğru işlendiğinde ve kullanıldığında, "kapı şişti, pencere kapanmıyor" gibi sözleri duymayız. Sağlıklıdır, kolay temizlenir, nefes alır sayesinde bizlerde sağlıklı nefes alırız. Ortam değişikliğinden az etkilenir.
Ahşabın kullanıldığı ülkelerde ormanlık alanlar artmaktadır. Bir ülkede ahşap tüketimi ne kadar fazlaysa ormanlık alanlar o kadar fazlalaşır. Umarız ülkemizde de ahşap endüstrisi gelişir.
Ahşap evlerle, sağlıklı, çevreci, ekonomik, ucuz ve uzun ömürlü bir hayata kavuşmak mümkündür.
Ahşap doğanın bize sunduğu en değerli ve eşsiz malzemedir. Dünyanın ilk yapı malzemesi olan ahşap yüzyıllarca yerini ve güvenilirliğini korumuştur. Günümüzde tekrar ahşaba dönüş başlamıştır. Ahşabın güzelliği, faydaları, doğal izolasyonu, depreme karşı direnci, sağlıklı ve uzun ömürlü oluşu gelişmiş ülkelerin ahşabı tercih etmesinin nedenlerindendir
Ahşap yapıların yangına korumasız olduğu düşünülür. Fakat yanan ev değil içindeki eşyalardır. Gerekli kalınlıkta malzeme kullanılmış bir ahşap yapı yangın anında dış yüzeyinin kömürleşmesi nedeniyle kendine doğal bir koruma perdesi meydana getirir ve bu doğal izolasyon alevlerin iç kısma kadar gitmesini geciktirir. Bu sayede taşıyıcı kiriş ve kolonlar saatlerce dayanabilir. 
Dünyada ahşap yapılar, beton ve metal yapılara oranla daha çok tercih edilmektedir. Ses ve ısı izolasyonunda ahşabın beton ve metale oranla üstünlüğü vardır. 7 cm kalınlığında ahşap bir duvar, 50 cm kalınlığında beton bir duvarın ses ve ısı izolasyonuna sahiptir.
Ahşap evlerde yaşayan insanların psikolojik ve fizyolojik açıdan kendilerini çok daha sağlıklı hissetmelerinin nedeni ahşap duvarların doğal yapısı sayesinde nemi evin içine almayacak bir filtre sistemine sahip olmasıdır. Betonarme evlerdeki nem oranının yoğunluğundan romatizma, böbrek hastalıkları, astım ve dolaşım bozuklukları yaşanır. Nefes alan ahşabın bu hastalıklara olumlu etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Aynı zamanda beton yapıların çift kat hasır demirlerinin arasından mecburen geçen 220 volt elektrik taşıyan teller manyetik alan oluşturur. Aşırı stresin nedenlerinden biri de, vücudumuzun içinden geçen bu manyetik alandır.
Günümüz teknolojisinde zaten uzun olan ahşabın ömrü kullanılan doğal ilaçlar sayesinde daha da uzatılabilmektedir. Emprenye dediğimiz bu kimyasallar tamamen doğal malzemelerden üretilmektedir ve ahşabın çürümesini önler
Ahşap yapılarda yaşayanların fizyolojik ve psikolojik açıdan kendilerini cok daha sağlıklı hisseder. Ahşabın insanla birlikte soluk alır. Romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları  üzerinde olumlu etkileri vardır. Japon deprem uzmanlarının, tüm dünyada depreme karşı en dayanıklı yapının Osmanlı ahşap karkas sistemi olduğunu açıklamışlardır.   ABD'deki konutların yaklaşık yüzde 90'ının ahşaptır. Şiddetli bir deprem sonrasında hasar gören betonarme bir yapının yıkılmak zorundadır Ancak hasar gören ahşap bir yapının ise kısa sürede onarılıp, tekrar içinde yaşanılabilir hale getirilebilmektedir. Ahşap yapılar çok hafiftir, kolay kolay çökmez. Çökse bile içinde bulunanları korumaktadır.
“Antik eserlerin restorasyonu ve konservasyonu ile Ahşap hakkında bilmek istedikleriniz Işıl Tuana - Mustafa Kemal Bektaş”
 “Antik eserlerinizin tamiri için Mimari sanat Tarzları Işıl Tuana- Mustafa Kemal Bektaş”
 “Antik eserlerinizin boyanması, korunması ve bakımı ve Onarımı (Restorasyonu ve Konservasyonu) Işıl Tuana- Mustafa Kemal Bektaş”
konularına bakıp yardım alabilirsiniz. 

Sizlere Daha önceki yayınlamış olduğumuz Oymacılıkta kullandığımız ağaçları yeniden gözden geçirerek sizlerin hizmetinize sunmak ihtiyacı duydum.
SAYGILAR....

İŞTE SİZE MOBİLYA VE OYMACILIKTA KULLANILABİLEN AĞAÇ TÜRLERİ :

22. ÇAM AĞACI



Çam ağacı, çamgiller familyasından kozalaklı bir ağaçtır. 115 farklı çeşidi bulunan çam ağacının cinsi Pinus\\\'tur.

Türkiye\\\'de sarıçam, Halep çamı, kızılçam, karaçam, fıstık çamı olarak beş çam ağacı türü vardır. Özellikle sarıçam Karadeniz Bölgesi\\\'nde bol miktarda yetişir.
Daima yeşil kalan çam ağaçları en çok tropikal bölgelerde ve dağlık kesimlerde görülür. İğne biçimindeki yaprakları kış mevsiminde dökülmez. Reçineli olan kabuğu genellikle pullu ve kalındır.
Dişi kozalaklar ise odunsu, iri bir yapıya sahiptirler. Döllenme özellikleri vardır ve uzun süre kalabilmektedirler.

Kullanım alanları
Çam ağacının tıbbi olarak pek çok faydası vardır. Özellikle kronik öksürük için mucizevi bir etki sağlar. Astım tedavisinde, balgam ve idrar sökmede çam ağacından yararlanılmaktadır.
Ayrıca doğumu kolaylaştırdığı rivayet edilir. Güzel kokusu pek çok parfüm esansında kullanılmaktadır.
Kereste ticaretinde önemli bir yeri olan çam ağacı kağıt hamuru yapımında da değerlendirilmektedir.

23. LAREKS AĞACI







İğne yapraklı ağaçların içinde en sert yapıya sahip bir ağaçtır. Yerli katran ağacı yerine kullanılan bu malzemenin renk verme, boyama ve cilalanma özellikleri çok iyidir. Sert dokusundan dolayı özellikle dış cephe sistemlerinde kullanılır. Gemi inşaatında kimyasal malzeme fıçıları, tornacılık, telefon direği, çit direği yonga levha yapımında taban ve tavan döşemelerinde oldukça sık kullanılır. İyi kurutulduğunda su içinde veya nemli ortamlarda 100 yıldan fazla dayanabilir

24. KÖKNAR AĞACI












20-70 m boylarında, yalnız uzun sürgünler taşıyan, kısa sürgünleri olmayan, yaprak dökmeyen bir orman ağacı. Göknar olarak da bilinir. gövdeleri düzgün, açık boz renktedir. Dallar yatay uzar, gövdenin alt dalları erken kurur. Yaprakları yassı, şeritsi, üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü iki paralel beyaz çizgilidir. Koparıldığı zaman, yaprak tabanında küçük dairemsi bir tabla görülür ve dal üzerinde dairemsi bir iz kalır. Kozalaklar, dal üzerinde dik olarak oturur. Olgunlukta, kozalak pulları dökülür. Yalnız eksen kalır. Tohumları üç köşeli ve kanatlıdır. Köknar, gölgede, derin ve zengin topraklarda iyi yetişir. azami 300 yıl yaşar. Soğuğa dayanır.
Çamgiller familyasının abies cinsini oluşturan ve yapraklarını dökmeyen 40 kadar ağaç türünün ortak adına Köknar denir. Doğal olarak yetiştiği yerler Kuzey ve Orta Amerika, Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’dır. Köknarlar, olgunlaştığında koni biçimini alan ve dalları gövdeye çevrel olarak dizilen yüksek orman ağaçlarıdır.
Doğrudan doğruya dallardan çıkan, iğnemsi ve genellikle yassı yaprakları döküldüğünde, dalların üstünde halka biçimindeki bir iz bırakır. Dallara dik olan kozalaklar çoğu kez tepeye doğru daralan silindir ya da yumurta biçimindedir ve her biri geniş kanatlı iki tohum taşıyan çok sayıda puldan oluşmuştur. Tohumlar olgunlaştığında kozalakların pulları dökülür ve geriye başağı andıran bir eksen kalır
Memleketimizde dört köknar türü vardır. Bunlar: (A. bornmüllerianae) Kuzeybatı Anadolu Dağlarında; (A. nordmanniana) KuzeydoğuAnadolu Dağlarında; (A. cilicica) Toros Dağlarında; (A. equi-trojani) Kaz Dağında yetişir.
Diğer bazı köknar türleri ise şunlardır: (A. alba): Avrupa dağlarında, ormanlar halinde yetişir. Fransa’da gövdesinden terementin elde edilir. (A. balsamea): Amerika’da çok yaygın olan bu türün gövdesinden yaralama ile elde edilen reçineli balsam, Kanada balsamı adını alır. Optik sanayiinde kullanılır. (A. concolor): Kuzey Amerika’nın batı bölgesinin dağlarında yetişir. İstanbul’da da yetiştirilir. Makbul bir park ağacıdır.
Kullanıldığı yerler: Kerestesi yumuşak, beyaz, hafif ve reçinesizdir. Memleketimizde, odunundan kağıt fabrikalarında selüloz elde edilir. İnşaatlarda kalıplık olarak kullanılır. Köknarın körpe dal ve yaprakları ve taze meyvaları solunum organları hastalıklarında kullanılır. Eterik yağ banyoları, insanı rahatlığa kavuşturur, canlılık verir. İnce ufalanmış köknar kabukları ile yün, siyaha boyanır.
Köknar Türkiye’de yetiştiği yerler: Karadeniz, Akdeniz, Marmara bölgelerinde deniz seviyesinden 300-1800 m yüksekliklerde.
Çeşitleri
Köknarın Balsam Köknarı, Yunanistan Köknarı, Kafkasya ya da Doğu Karadeniz Köknarı, Uludağ Köknarı, Kazdığı Köknarı gibi çeşitleri vardır. Çoğunlukla süs ve Noel ağacı olarak kullanılan köknarın yaprakları gibi ilaç yapımında kullanılan türleri vardır.
Köknar ağacının renkli özodunu bulunmayan ve reçine kanalları, içermeyen beyazımsı odunu, selüloz ve kâğıt sanayisinde, inşaatlarda, mobilyacılıkta, müzik aletleri yapımında ve ambalaj malzemesi üretiminde kullanılır

25. LADİN AĞACI







Ladin Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz.
Kışın iğne yapraklarını dökmeyen, daimi yeşil sürgünleri bulunan ağaçlar. Yalnız, uzun iğne yaprakları, dallar üzerinde teker teker bulunur. Yapraklar kısa, dört köşeli ve her bir yüzeyinde beyazımsı bir mum çizgisi olup, yaprak uçları batıcıdır. Kozalakları dallarda sarkık durumda bulunup, olgunlaşan kozalaklar bütün olarak düşer ve esmer renktedir.
Ladin, serin ve rutubetli sahalarda ve rutubetli topraklarda yetişir. Köknar ve diğer ağaç türleri ile ormanlar meydana getirirler. Ladinin kökleri yayvandır ve derine gitmez. Bu sebepten rüzgardan devrilebilirler. Azami 400 sene yaşayabilirler.
Ladin ağacının gövdesi düzgün olup, kırçıl renktedir. Kerestesi yumuşak, hafif, reçineli ve köknarınkinden daha makbuldür. Dayanıklı değildir. Memleketimizde bulunan Doğu ladini (P.orientalis), Doğu Karadeniz bölgesinde, dağların denize bakan yamaçlarında, 1200-2000 metrelerde yayılış gösterirler.
Kullanıldığı yerler: İnşaat kerestesi ve mobilyacılıkta kullanılır. Odunundan kağıt fabrikalarında selüloz elde edilir.
 Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz.

26. ARDIÇ AĞACI




Üremesi , bir başka türe bağlı bir ağaç türü. Ardıç ağacı tohumlarını yere döker ancak bu tohumlar bir ardıç kuşu ( Karatavuk) tarafından yenmedikçe hiçbir işe yaramaz. Ardıç kuşunun
Karatavuk Yaşadığı yerler: Palearktik bölgenin dağlık, ormanlık, fundalık ve bahçelerinde. Özellikleri: Uzunluğu 25 cm erkeği kara, dişisi kahverenklidir. Sarı gagalı, ötücü göçmen kuşlardır. Çeşitleri: Tek türü bilinir.
Karatavukgiller familyasından, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da yaygın olarak bulunan, güzel ötücü bir kuş. Boyu 25 cm kadardır. Erkeği kara, dişisi kahverengi tüylüdür. Dağlık, ovalık, fundalık ve ormanlarda bulunur. Çam ormanlarında rastlanmaz. Gagasıyla topraktan çıkarır
sindirim sisteminde ardıç ağacının tohumlarının kabukları açılır.
Sindirim sistemi veya gastrointestinal sistem, sindirim borusu (sindirim kanalı veya gastrointestinal kanal) ile sindirim bezlerini içeren, çok hücreli hayvanlarda yiyeceğin vücuda alınımı, sindirilmesi, gerekli besin ve enerjinin absorbe edilmesi ve atık maddelerin vücuttan atılması ile ilgilenen organ sistemidir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Ardıç kuşu dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar tutar. Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi-Orta Anadolu
Kışın yapraklarını dökmeyen daimi yeşil ağaçlardan. Yaprakları küçük pulsu veya iğne şeklinde olup 1-2 cm uzunluğundadır. Bir evcikli veya iki evcikli bitkilerdir. Ardıç yemişi diye anılan kozalakları dişi ağaçlar üzerinde bulunur. Ardıç türleri kozalaklarının büyüklüğüne, rengine ve özellikle her kozalağın içinde bulunan tohumlarının sayısına göre birbirinden ayırt edilir.
Çeşitleri ve kullanıldığı yerler: Sıcak iklimlerde ve korunmuş alanlarda ağaç gibi büyümesine karşılık, soğuk bölgelerde çalı manzarasındadırlar. Genel olarak odunu yumuşak ve dayanıklıdır. Kurşun kalem yapılır. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanılır.
Bütün Kuzey Yarımküre’de yetişen 60 türü vardır. Memleketimizde 8 ardıç türü yetişmekte olup önemlileri şunlardır:
Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygındır. Çalı veya küçük bir ağaç şeklindedir. Yaprakları üçlü ve batıcıdır. Kozalakları kırmızımsı olup iki tohumludur. Dallarından elde edilen katranı cilt hastalıklarında kullanılır.
Adi ardıç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalımsı veya küçük ağaçlardandır, yaprakları batıcıdır. Kozalakları mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. İdrar söktürücü olarak kullanılır.
Bodur ardıç (Juniperus nana): Memleketimiz dağlarında, özellikle Kuzey Anadolu dağlarında geniş topluluklar meydana getirir. Kozalakları mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.
Kokar ardıç (Juniperus foetidissima): Doğu Akdeniz Bölgesi ağacıdır. Memleketimizin dağlık yerlerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli, kozalakları mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildiği zaman fena kokular çıkarır.
Yüksek ardıç (Juniperus excelsa): Memleketimizin dağlık bölgelerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli değildir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.
Finike ardıcı (Juniperus phoenicea): Batı ve Güney Anadolu’da yetişen çalımsı, bodur ağaçlardandır. Kozalakları kızılımsı kahverengi, 4-9 tohumludur.


27. LİMBA AĞACI





Limba tropikal ağaç türlerinde olup Afrika’da yetişmektedir. Limba yumuşak bir ağaçtır, bu nedenle çok rahat işlenmektedir ve oyulmaktadır. Fakat dayanıklılığı meşe veya gürgene göre daha düşüktür. Yumuşak bir ağaç türü olan Limba, tropikal iklime alışkındır, aynı zamanda yumuşak olması sebebiyle uygulanacağı alanlar belirlidir. Benzer unsurları çam ağacı için de söyleyebiliriz. Çam ağacı da yumuşak ağaç türlerindendir ve bu nedenle de süresiz garanti verilebilecek imalatlar için kullanılması uygun değildir. Limba, dekoratif kaplama levha imalinde, kontraplaklarda, mobilya, iç marangozluk işlerinde, tornacılık, oymacılık ve markiteride kullanılır. Kayın ağacının kullanılmadığı riskli yerlerde Limba alternatif olarak kullanılabilinir. Ancak rutubetli yerlerde demirle temasından etmesi önlenmelidir.
Tomruk özellikleri : Diri odun 10 cm kadar genişlikte, Öz odunla aynı renkte, öz odun sarımsı kahverengi, bazen koyu renkli şeritler nedeniyle güzel görünüşlü, lif yapısı düzgün ve girift, hafif parlak, dekoratif. Öz odun mantarlara karşı dayanıksız, termit ve böceklere karşı hassastır. Kurutulması kolay ve hızlıdır. Diri odun orta derecede güç, öz odun son derecede güç emprenye edilir.


Saygılar

Melike Sudenur Bektaş & Mustafa Kemal Bektaş
Melike Varakçılık
www.melikevarakcilik.com

o.553.538 12 64

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder