28 Eylül 2017 Perşembe

Samsun Site Cami ile ilgili bakım ve onarımı ile ilgili 28.09.2017 tarihinde BİMER'e yazı yazdım. Bir ay sonra bu bürokrasi hastalığından dolayı yine başa döndük. Haklı mıyım? Haksız mıyım? Buyurun okuyun kararı siz verin. Sayın Başbakanım; 28.09.2017 tarihinde 1701303584 Başvuru Detayı ile zatı alinize Samsun'da İlkadım ilçesinde 1980 yılında ödüllü proje yarışması sonucu yapılan Site Cami ile ilgili sorunların olduğunu, bu eserin geleceğe aktarılmasının en iyi çözümü caminin tescil edilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da desteği ile ancak cami hayata kazandırılabilir olduğunu bildirmiştim. Bu olan bitene nedense herkes kayıtsız kalmakta bu tutum ve davranış da caminin iyice elden çıkmasına çanak tutmaktadır dedim resimlerini de gönderdim.

Samsun Site Cami ile ilgili bakım ve onarımı ile ilgili 28.09.2017 tarihinde BİMER'e yazı yazdım. Bir ay sonra bu bürokrasi hastalığından dolayı yine başa döndük. Haklı mıyım? Haksız mıyım? Buyurun okuyun kararı siz verin.

#1701433938 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım;
28.09.2017 tarihinde 1701303584 Başvuru Detayı ile zatı alinize Samsun'da İlkadım ilçesinde 1980 yılında ödüllü proje yarışması sonucu yapılan Site Cami ile ilgili sorunların olduğunu, bu eserin geleceğe aktarılmasının en iyi çözümü caminin tescil edilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da desteği ile ancak cami hayata kazandırılabilir olduğunu bildirmiştim. Bu olan bitene nedense herkes kayıtsız kalmakta bu tutum ve davranış da caminin iyice elden çıkmasına çanak tutmaktadır dedim resimlerini de gönderdim.
Önce SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI > FEN İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (26.09.2017 16:40)'ndan
"İlgi tarihli yazınız ekindeki BİMER başvurusuna istinaden, bahse konu planlamasının Fen İşleri Daire Başkanlığımızca bir ilgisi bulunmayıp, ilgisi gereği İmar ve Şehircilik İşleri Daire Başkanlığı tarafından incelenmesi gerekmektedir.
İlgili birimden cevap gelecektir" yazısı tarafıma geldi.
Daha sonrada bu gün itibari ile
SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI > İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI (29.09.2017 08:33)
İlgi :09.09.2017 tarih ve 1701303584 sayılı BİMER başvurusu.

"İlgi BİMER başvuru yazısında Samsun ili, İlkadım İlçesi, Site Camii ile ilgili sorunların olduğu belirtilmektedir.
5393 sayılı kanunun 15. Maddesi gereği konu ile ilgili bilgilerin İlçe Belediyesinden (İlkadım Belediyesi) temin edilmesi gerekmektedir.
Bilgilerinize rica ederim." yazısı geldi.
Sayın Başbakanım vatandaş olarak zatı alinize 28.09.2017 tarihli yazımın cevabı yazısı budur. Buyurun adını siz koyun ! Ben vatandaş olarak vatandaşlık görevimi yapıyorum, O zamanın değerinde kaç yüz kilo altın verilerek yapılan caminin şu an ki içine düştüğü durumun hazin öyküsü budur. Zaten bu camiye işlem yapılsaydı ben bunu zatı alinize bildirmezdim. Ülkemizin içinde bulunduğu bürokrasi hastalığının özetidir bu. Bu cami tamir görülseydi ben Samsun'da ikamet ederken size bildirmezdim. Burada yapısal sorunlar var düzenli bir devlet disiplini içinde bakım onarımlarının yapılabilmesi için tescil edilerek bu eserin elden çıkmaması için Kültür Bakanlığı'na devrinin uygun olacağı kansındayım diye arz etmişim. Bu yazı Samsun'da Büyük şehir Belediyesinin iki Dairesi arasında paslaşılmış en sonunda koştura koştura bana cevap yetiştirilmiş. Ben bu cevabı ne yapacağım sayın Başbakanım. Bende İlk adım belediyesine başvurabilirdim. Şimdiye kadar bakım onarımlarını yapmamış şimdiden sonra mı yapacaktır. Bu bilgileri bana gönderinceye kadar sayın Büyük şehir belediyesi ana kent belediyesi olarak "Başbakanlığın emri deyip dibindeki İlk adım belediyesine gereğini yapın " diye gönderemez miydi!" Bu işlevden sorumlu İlk adım belediyesi ise bu belediye uzayda bir belediye değil ki! Kendi sınırları içinde ki Merkez Belediyelerden birisi ! Bana bu cevabı yazıncaya kadar kendileri oraya da gönderebilirdi. İlla ki gereğini yapmak için sizden emir almalarımı gerek. Sizin bu dilekçemi göndermeniz emir yerine geçmiyor mu!
Sayın Başbakanım bu arada ülkemizin bu bürokrasi hastalığından kurtarılması gerekmekte olduğunu, yerel idare ve mülki amirleri yöneltmekte olan danışmanlar ordusunun bu görevi yapmalarında yetersiz kaldıkları bilgisinin ortaya çıktığını zatı alinizde görmüş bulunuyorsunuz. Eğer sağlıklı bir şekilde gereği yapılması düşünülse idi o evraka yerinde işlem yapılır İlk adım belediyesine gönderilirdi. Eğer bu durum düzelmezse Sayın Cumhurbaşkanım sık sık bizde de hata var açıklamasında sık sık bulunabilir.
Sayın Başbakanım;
Konumun özüne dönmek gerekirse, bu site camisinin kısa zamanda bakım ve onarımları yapılmazsa bu cami elimizden çıkacaktır. Eğer bu camini kimin sorumluluk bölgesinde ise şimdiye kadar gerekli işlemi yapması gerekirdi. Ve hala da ayak sürünmektedir. Bu arada bana gelen bilgilere göre site caminin altındaki dükkan sahiplerinden birisi İlk adım Belediyesine imar değişikliği için müracaat yaptığı bilgisi geldi. Eğer bir de imar değişikliği yapılacak olursa orada önüne gelen ya kat çıkacak ya külliyenin sağından solundan eklemelerle, çarpık yapılaşma ile şehirin ortasında garabet yuvası bir külliyeye dönüşecektir. Bu aynı şuna benzeyecektir. Şu anki mevcut Cumhurbaşkanlığı külliyesinin sağına soluna müştemilatlar yapılsa, en üst katına ayrıca katlar çıkılsa bu o külliyeye zarar verir mi vermez mi? Bakım ve onarımı yaptırmayan bir belediye imar mevzuatına müsaade ederse anında suç duyurusunda bulunacağımı şimdiden zatı alinize arz ediyorum. Ülkemizin tabii kültür varlıklarını kimsenin yaz boz tahtasına çevirmeye hakları yoktur.
Yine ben bu yazıyı yazdığımdan beridir o camiye namaz kılmaya giderim. Geçtiğimiz Cuma günü imam efendilerin odasına gittim. Oradakilerin hiç birisi bakım onarım çalışması ile en ufak bilgileri bile yok.
Sayın Başbakanım; bu eserin kurtulması gerekmektedir. Bu tür komplike külliye tipinde ki camilerin, türbelerin tescil edilerek Kültür Bakanlığına devri düşünülmelidir. Aksi takdirde kültür varlıkları demeyip elimizden hepsi çıkacak yerinde imar mevzuatları dönerek ranta dönüşecektir.
Söz konusu site caminin bakım onarımı, tescil edilmesi, kültür varlıklarının imar mevzuatı ile elden çıkmaması için emirlerinize arz ederim.
Saygılarımla.

Başvuru hareketleri için tıklayınız.
29.09.2017 09:40 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.
BİMER Başvurusu
B
bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr <bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr>
Cum 29.9.2017, 09:40

Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ,

T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış olduğunuz
başvurunuz 29.09.2017 tarihinde alınmıştır.


Başvurunuzu 1701433938 sayısı ile takip edebilirsiniz.

Samsun İlinde düzenlenen İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları (Deaflympics) için yapılan lkadım Atletizm Sahasının ısınma pistinin Bakanlığımızın arazinin boşaltılmasını istemesi nedeniyle yıkıldığı, devletimizin zarara uğradığı iddia edilen ilgi başvuru yazımız ekinde gönderilmektedir. İlgi başvuruda değinilen hususların Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü uzmanlarınca 2863 sayılı Yasa kapsamında incelenerek hazırlanacak rapor, fotoğraf, harita vb. dokümanların Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne iletilmesi için bilgilerinizi ve





T.C.
KÜLTÜR VE TURIZM BAKANLIGI
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlügü

Sayı : 18508952-752.99-E.193722 22.09.2017                                           22.09.2017
Konu : Mustafa Kemal BEKTAŞ’ın CİMER
           başvurusu (55.13.13

DAĞITIM YERLERİNE

İlgi      : Mustafa Kemal BEKTAŞ’ın 26.08.2017 tarihli ve 1533623 sayılı CİMER başvurusu
            Samsun İlinde düzenlenen İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları (Deaflympics) için yapılan lkadım Atletizm Sahasının ısınma pistinin Bakanlığımızın arazinin boşaltılmasını istemesi nedeniyle yıkıldığı, devletimizin zarara uğradığı iddia edilen ilgi başvuru yazımız ekinde gönderilmektedir.
           İlgi başvuruda değinilen hususların Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Müdürlüğü uzmanlarınca 2863 sayılı Yasa kapsamında incelenerek hazırlanacak rapor, fotoğraf, harita vb. dokümanların Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne iletilmesi için bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.


                                                                                                              e-imzalıdır
                                                                                                          Fügen KARAMAN
                                                                                                                 Bakan a.
                                                                                                              Daire Başkanı
Ek : İlgi CİMER başvuru örneği (1 sayfa)

Dağıtım:
Gereği:                                                                 Bilgi:
SAMSUN KÜLTÜR VARLIKLARINI                         Sayın Mustafa Kemal BEKTAŞ
KORUMA                                                             Esenevleri Mah., 332. Sokak, No:16/6
BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜNE                       Atakum / SAMSUN
                                                                             (Ek konulmadı)
Not: 5070 sayılı Elektronik Imza kanunu geregi bu belge elektronik imza ile imzalanmıstır.
Fevzi Pasa Mah. Cumhuriyet Bulv. No:4 (Eski Sayıstay Binası) A Blok Ulus                           Bilgi için:Ibrahim SOYLU
Altındag/ANKARA                                                                                                                                                Mühendis
Telefon: 0(312) 508 64 12 Faks: 0(312) 508 64 11                                                                      Telefon No:(312) 508 64 61 www.kulturvarliklari.gov.tr emlak@kultur.gov.tr                  

                                                                      

Eveeet Gelelim şu YİMPAŞ Mevzuularına.. Sayın Başbakana ve Sayın Cumhurbaşkanına YİMPAŞ ile ilgili suç duyurusunda bulundum. Bakalım Adalet ve Hukuk Devletinde ne kadar yürüyeceğiz.. Görelim.. Sayın Cumhurbaşkanım; Ülkemizin kanayan yaralarından biriside kar paylı katılım kısacası YİMPAŞ'tır. Halkımızdan binlercesi yurt dışındakiler de dahil varını yoğunu bu kuruluşa yatırdılar.Başlangıçta düzgün izah edilmediğinden hep kar payını dile getirip ülkemizin şartlarına,devletin kuruluşlarının güvenine göre herkes birikimlerini yatırdı. 5 nisan kararları ile ülke krize girince YİMPAŞ zedeler bir anda oluştu. 2003 yılı itibari ile Sermaye Piyasa Kurulu ve TAKAS BANK buradaki hisselerin devrini ve mağdurlara ödemeleri durdurdular.Şu anda Yimpaşın mal varlığı nedir bunu bilen de yok?Bir çoğu bu kuruluş yüzünden hayatını felçli olarak sürdürmek zorunda kaldılar.Bir kısmı intihar ettiler. Bir kısmı da hayata veda edip geride kalanlarına pürüzlü bir miras bıraktılar.Sayın Cumhurbaşkanım bu mağdurların durumu ne olacak.Bu Yimpaş zedeler adına zatınız nezdinde suç duyurusunda bulunuyorum. Bu meselenin halledilmesi için milletimin Başkanı adına bizzat zatı alinizin el atmasını arz ederim

Eveeet Gelelim şu YİMPAŞ Mevzuularına.. Sayın Başbakana ve Sayın Cumhurbaşkanına YİMPAŞ ile ilgili suç duyurusunda bulundum. Bakalım Adalet ve Hukuk Devletinde ne kadar yürüyeceğiz.. Görelim..

Cumhurbaşkanlığına yaptığınız başvuru hakkında.
cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr <cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr>
Per 28.9.2017, 19:44
Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ ,
Cumhurbaşkanlığına göndermiş olduğunuz başvurunuz alınmıştır.Göstermiş olduğunuz duyarlılık için teşekkür ederiz.
Başvurunuz yasal sürede ilgili Kurum/Kuruluş tarafından değerlendirilip, sonucu e-posta/posta aracılığıyla tarafınıza bildirilecektir.
İyi günler dileriz.
Başvuru Numaranız :1630468
Başvuru Metni:
Sayın Cumhurbaşkanım; Ülkemizin kanayan yaralarından biriside kar paylı katılım kısacası YİMPAŞ'tır. Halkımızdan binlercesi yurt dışındakiler de dahil varını yoğunu bu kuruluşa yatırdılar.Başlangıçta düzgün izah edilmediğinden hep kar payını dile getirip ülkemizin şartlarına,devletin kuruluşlarının güvenine göre herkes birikimlerini yatırdı. 5 nisan kararları ile ülke krize girince YİMPAŞ zedeler bir anda oluştu. 2003 yılı itibari ile Sermaye Piyasa Kurulu ve TAKAS BANK buradaki hisselerin devrini ve mağdurlara ödemeleri durdurdular.Şu anda Yimpaşın mal varlığı nedir bunu bilen de yok?Bir çoğu bu kuruluş yüzünden hayatını felçli olarak sürdürmek zorunda kaldılar.Bir kısmı intihar ettiler. Bir kısmı da hayata veda edip geride kalanlarına pürüzlü bir miras bıraktılar.Sayın Cumhurbaşkanım bu mağdurların durumu ne olacak.Bu Yimpaş zedeler adına zatınız nezdinde suç duyurusunda bulunuyorum. Bu meselenin halledilmesi için milletimin Başkanı adına bizzat zatı alinizin el atmasını arz ederim
________________________________________
Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Başkanlığı
BİMER Başvurusu
bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr <bimerbilgi1@basbakanlik.gov.tr>
Per 28.9.2017, 20:37
Siz;
Sayın MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ,

T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış olduğunuz
başvurunuz 28.09.2017 tarihinde alınmıştır.
Başvurunuzu 1701431874 sayısı ile takip edebilirsiniz.

#1701431874 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi: 28.09.2017
Başvuru Yolu: İnternet
Başvuru Tipi: Şikayet
Sayın Başbakanım;
Gerek Bimer ve gerekse Cimer vasıtasıyla Zatı alinize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza muhtelif toplumsal konuları,vatandaşlarımızı toptan ilgilendiren toplumsal yapılandırma gerektiren konuları, Hazine yararına olan konuları arz ettim. Hemen hemen tümüne yakınına duyarlılıkla gerekli işlemi yaptırttınız. Bu nedenle tekrar teşekkürümü arz ediyorum
Sayın Başbakanım 28.9.2017, 19:44 tarihi itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımıza CİMER aracılığı ile 1630468 Başvuru numarasıyla YİMPAŞ hakkında suç duyurusunda bulundum.
1995 yıllarından sonra milletimizin hiç alışık olmadığı, bilgi sahibi olmadığı bir ortaklık durumu türedi. Kâr ve zarar ortaklığı. Bu ortaklığı da bilinçli olarak Avrupa'da çalışan gurbetçilerimizden başlattılar. Nedense bu ortaklığı yerleştirmek içinde dini ergümanları kullanarak yurt dışında ki camilerimizden ve orada görev yapmış imamlarımızın şahsi sosyal durumlarından yararlanılarak bu sistemi oturtup süratle yurt içinde de aynı ergümanları kullanarak toplamaya başladılar.
Hatta öyle ki 2003 yılında yurt dışına çıktığımda hemen hemen her gurbetçi ile görüştüğümde bana ifade ettikleri şu idi:
" Para toplama işlerinde Avrupa'da görev yapmış imamlar tercih edilerek Dini kisveye bürünüp güven verdiler, hatta verdiğimiz paraları bile müslümanız güvenimiz var deyip saymadan çuvallara doldurup doldurup gittiler. Para istediğimizde de al gülüm ver gülüm belgesiz para verdiler."
aynen böyle sayın Başbakanım.
5 Nisan kararlarına kadar her şey güllük gülistanlık giderken toplanmış paralar basından izlediğim kadarıyla 50 milyar Euro'yu geçtiği şeklinde. 5 Nisan'ı müteakip bu yıldız bozuldu bir an'da Binlerce YİMPAŞ 'zede oluştu. sadece o değil, JETPA, KOMBASAN, İHLAS'zedeler de türedi.
Yurt içi ve Yurt dışındaki tüm vatandaşlarımız müslümanız Elhamdülilllah adına neleri varsa tanımadıkları bir Kâr payı sistemi adına yatırıp; o zaman hiç mi hiç bahsetmedikleri zarar ortaklığını da dillendirmeye başladılar.
Sayın Başbakanım; bu mağdurların bir kısmı yüklü miktarda varını yoğunu yatırdıklarından sağlıklarını kaybedip felç geçirenler oldu. Az miktarda olanlar üzerine su içti. Yada hayattan göçenler gerideki varislerine pürüzlü bir miras bıraktılar. Hatta o dönem Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan iken "Bana mı danıştınız bu paraları yatırırken" Diye fırça da attı.
Evet Sayın Başbakanım durum ve ahvalimiz bu. 2003 yılında Sermaye Piyasa Kurulu ve TAKAS BANK hissedarlara ödemeyi de, hisse devrini de kapattı.
El insaf Sayın Başbakanım, Cumhurbaşkanım bu insanlar Devletine ve Milletine, yetkili makamlarına, makam sahiplerine hiç güvenemeyecek mi? Bu adamlar hac parasına kadar bu kuruluşa yatırdılar. Paraları çarpsınlar kaderleriyle baş başa kalsınlar var mı böyle bir Dünya Başbakanım! Bu Devlet bir hukuk ve adalet devleti değil midir? Adalet ve Hukuk hatırı sayılırlara ayrı, halkına ayrı kanun ve Hukuk mücadelesi mi verecektir.?
Sayın Başbakanım; Yimpaş hangi devlet içinde kuruludur? Bu kuruluşa kim müsaade etmiştir. Yurt dışına kurulur iken de Hazine garantörlük yapmamış mıdır? Devlet ciddiyeti "Bana mı danıştınız bu paraları yatırırken" şeklinde fırçalamak mı olmalıdır! "
Bu insanlar bu kuruluşlarla yakın zamanda tanıştılar. Yanıldılar yatırdılar. O zaman Devletin başındakiler kim ise "Dur benim vatandaşımı nasıl zarara uğratırsınız diye hesap sorması gerekmez miydi?
Sayın Başbakanım şimdi size soruyorum:
a. Sermaye Piyasa Kurulu ile TAKAS BANK kuruluşları hangi bakanlığa yada direk Sayın Cumhurbaşkanlığı'na mı bağlıdır. Eğer Zatı alinize bağlı ise bu YİMPAŞ zedelerin sayısı biliniyor mu? Çözüm olarak ne düşünülüyor?
b. Yimpaşın öz varlıkları hissedarlar açısından mal kaçırması olabileceğinden hissedarlar korumaya alınmış mıdır?
c. YİMPAŞ kayıtlarına SPK ve TAKASBANK'ça el konularak ne kadar YİMPAŞ hissedarı var, Ne kadar mevduat (PARASI) var, NE kadar öz varlıkları var? Öz varlıklar bu hissedarları karşılıyor mu? Yada Yarın bir gün karşılamıyorsa zarara ortak keyfiyetiyle hissedarlardan bu YİMPAŞ zararlarını ödettirmesi ile karşı karşıya kalacaklar mı?
d. Hali hazırda YİMPAŞ hissedarlarının zararları ne zaman karşılanacak; Ne zaman ödemeleri yapılacak, En basiti Belediyelere ve Kuruluşlarına FETÖ'ye bulaştıklarından dolayı KAYYUM'ar atanırken bu YİMPAŞ için KAYYUM atamayı düşündünüz mü? Hala o yöneticeler mi iş başında.
e. YİMPAŞ gibi holdinglerin Genel Kurul toplantıları yapıp, sermaye artırımı yada hissedarlara ödeme yada hisse devirleri kararları alınması gerekirken bu kurullar yapılmakta mıdır? Yapılıyorsa hissedarlara neden bilgi verilmiyor.
f. YİMPAŞ'la ilgili hissedarların hakkını hukukunu savunma açısından yapısal hangi tedbirler alınmıştır? Bu alınan tedbirler var ise hissedarlara bilgi vermeyi zatı aliniz düşünüyorlar mı?
9. Yeni YİMPAŞ, JETPA, İHLAS, KOMBASAN gibi insanlarımızın manevi duygularını istismar ederek, kazandıklarını sömüren kişi ve kuruluşlara karşı yaptırım uygulanacak Ağır ceza gerektirecek KANUN ve mevzuat değişiklikleri yapılmış mıdır?
h. Bu kuruluşlara bir şekilde parasını kaptıran kişilerin zararları ne olacaktır?

Sayın Başbakanım,
Söz konusu kuruluşlar nedeniyle insanlarımız mağdur olmuş, felç olup yataklara düşmüş, Varını yoğunu kaybedip intihar edenler de olmuş. Şimdilerde de geride kalan ailesi de neye göre miras dolayısıyla hukuksal mücadelesini yapacaktır? Bu Devlet bizim değil mi? Bu kuruluşlara kim müsaade etti? neye göre çalışma izini aldılar? Yurt dışına mağazalar açarken HAZİNE garantörlük yapmadı mı? Kâr ve zarar ortaklığını cayır cayır her mağazasında hisse satışı yaparken devletimizin yetkili kurumları bunu bilmiyor muydu? Neden müsaade edildi? Bunun çözümü nedir, Nasıl çözüm öneriyorsunuz?
Sayın Başbakanım Camilerde , kuruluşlarda yeni kazazedeler oluşmaması için Allah c.c. rızası için bir düzenleme yapın bu yardım, hisse , kâr zarar ortaklığı gibi her defasında vatandaşı söğüşleyenlere karşı kalıcı ve ağır bir ceza kanunu oluşturun.
Zatınız nezdinde suç duyurusunda bulunuyorum. Gereğini arz ederim. Saygılarımla

Başvuru hareketleri için tıklayınız.
28.09.2017 20:37 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.


Cumhurbaşkanlığına yazın başvurunuz hakkında.
cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr <cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr>
Cum 29.9.2017, 15:37
Siz;
Cumhurbaşkanlığına yapmış olduğunuz 1630468 no'lu başvuru, değerlendirilmek üzere Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Gönderilmiştir.
Başvuru Metni :Sayın Cumhurbaşkanım; Ülkemizin kanayan yaralarından biriside kar paylı katılım kısacası YİMPAŞ'tır. Halkımızdan binlercesi yurt dışındakiler de dahil varını yoğunu bu kuruluşa yatırdılar.Başlangıçta düzgün izah edilmediğinden hep kar payını dile getirip ülkemizin şartlarına,devletin kuruluşlarının güvenine göre herkes birikimlerini yatırdı. 5 nisan kararları ile ülke krize girince YİMPAŞ zedeler bir anda oluştu. 2003 yılı itibari ile Sermaye Piyasa Kurulu ve TAKAS BANK buradaki hisselerin devrini ve mağdurlara ödemeleri durdurdular.Şu anda Yimpaşın mal varlığı nedir bunu bilen de yok?Bir çoğu bu kuruluş yüzünden hayatını felçli olarak sürdürmek zorunda kaldılar.Bir kısmı intihar ettiler. Bir kısmı da hayata veda edip geride kalanlarına pürüzlü bir miras bıraktılar.Sayın Cumhurbaşkanım bu mağdurların durumu ne olacak.Bu Yimpaş zedeler adına zatınız nezdinde suç duyurusunda bulunuyorum. u meselenin halledilmesi için milletimin Başkanı adına bizzat zatı alinizin el atmasını arz ederim

Halkla İlişkiler Başkanlığı

27 Eylül 2017 Çarşamba

Müteahhit Dava Açtı konulu haberde Sayın müteahhit Mustafa Kazancıoğlu, bir takım yanlış beyanatlarda bulunduğundan bu basın beyanatımdır ! Sayın müteahhit Mustafa Kazancıoğlu, Atakum’da Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan ve yıkılmasının ardından Gelemen’e taşınan Tarım Anadolu Meslek Lisesi ve Tarım Meslek Lisesi’nin Atakum’daki eski yerleşkesinde tekrar yapılması için düzenlenen ihaleyi kazandığını beyan ederek ihalenin daha sonra iptal edilmesi üzerine Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dava açtığını, Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kandırılarak zarara uğratıldığını iddia ediyor. Söz konusu basın beyanında bir kısım yazdıkları doğrudur. Ancak bilgileri kasıtlımı saklayarak bu şekilde neden bir beyan verdiğini anlayamadım. Sayın müteahhit Mustafa Kazancıoğlu ile 2-3 hafta önce olayı bir de ondan dinlemek istedim. Kendisine telefonla uğraştım. Bana bazı bilgileri verdi, Kendisini Belediye’nin zarar uğrattığı söyledi ve kendisine tamam gerçek ne ise dürüstçe adaletli olunarak olup bitenleri anlatabilirsin dedim ve kendisine burada dönen hukuksuzluklardan bahsedip bu davayı zaten kazanacağız dedim. Başka da bir görüşmem olmamıştır.

Müteahhit  Dava Açtı konulu haberde Sayın  müteahhit Mustafa Kazancıoğlu, bir takım yanlış beyanatlarda bulunduğundan bu basın beyanatımdır !

Sayın  müteahhit Mustafa Kazancıoğlu, Atakum’da Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan ve yıkılmasının ardından Gelemen’e taşınan Tarım Anadolu Meslek Lisesi ve Tarım Meslek Lisesi’nin Atakum’daki eski yerleşkesinde tekrar yapılması için düzenlenen ihaleyi kazandığını beyan ederek ihalenin daha sonra iptal edilmesi üzerine Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dava açtığını, Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kandırılarak zarara uğratıldığını iddia ediyor.
Söz konusu basın beyanında bir kısım yazdıkları doğrudur. Ancak bilgileri kasıtlımı saklayarak bu şekilde neden  bir  beyan verdiğini anlayamadım.
Sayın müteahhit Mustafa Kazancıoğlu ile 2-3 hafta önce olayı bir de ondan dinlemek istedim. Kendisine telefonla uğraştım. Bana bazı bilgileri verdi, Kendisini Belediye’nin zarar uğrattığı söyledi  ve kendisine tamam gerçek ne ise dürüstçe adaletli olunarak olup bitenleri anlatabilirsin dedim ve kendisine burada dönen hukuksuzluklardan bahsedip bu davayı zaten kazanacağız dedim. Başka da bir görüşmem olmamıştır.
Şimdi gelelim Sayın müteahhit Mustafa Kazancıoğlu’nun beyanlarına  ve kasıtlımı bu şekilde beyan verdi bilmiyorum söylediklerinin bir kısmının gerçeği yansıtmadığını belgelerde yaptığım çalışmalar sonucunda gerçekleri burada ifşa etmeye…
Sayın müteahhit Mustafa Kazancıoğlu mağdur olabilirsiniz, zarara da uğrayabilirsiniz ! Ancaak burada durun ! Ben hayatım boyunca hukuk ve yargı kararlarından çıkmadım. Bir şeyi incelemeden de Tarzan gibi ortaya çıkmadım. Haklı olana haklı haksız olana haksız dedim. Ama hiç kimseyi iyice incelemedikten sonra direk olarak haksız yere suçlamadım. Eğer ki bir hatam var ise, beni yanıltmışlar ise de özür mutlaka dilemişimdir.
Şimdi gelelim sizin beyanlarınıza. Tüm hukuki süreçte ki belgeleri inceledim. Burada Milli Eğitim İl Müdürlüğü’nü töhmet altında bıraktığınız kanısına vardım. Madem bu konuyu yazıp hiç alakası olmayan bir kurumu hedef alıyorsunuz bunlara cevap vereceksiniz. Aksi takdirde  İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü beklemeden ben hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım.
Bu okulun arazisinde hukuksuzluklar vardı. Mahkeme bu hukuksuzluklara ikinci kez dur dedi ve oraya okul yapılacak kararı verdi. Bizim başvurularımızın hiç birisinde haksız yere hiç bir kurumu hedef almamışızdır. Burada söz konusu olan Okuldur. Bunda bizim bir çıkarımız yoktur. Çıkarımız çocuklarımız ve geleceğimiz ve okulumuzdur.
Ama sizin gelir getirici bir menfaatiniz söz konusudur. Bu menfaatinizi gözetirken hem bir kuruma çamur atıyor konumuna düşüyorsunuz  ve hem de kendi menfaatiniz içinde bu okulun geleceğine zarar veriyorsunuz. İki gündür bu yazdıklarınızı hukuki belgelerde aradım. Hatta yazdığınızı sosyal medya da bu yanlışlıkları bile bile paylaştım. Gün boyu sizden buna ne tepki vereceğinizi bekledim. Ama siz verdiğiniz beyanatla kendi menfaatiniz için hiç oralı olmadınız! Ben buna müsaade etmem, edemem. Şimdi açıyorum bunlara lütfen cevap verin.:
Araştırmalarımda Öncelikle Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğüne iddia edildiği gibi yöneltilmiş bir dava bulunmadığını tespit ettim.  Gelemen’de şu an eğitim ve öğretime devam eden okulla ilgili bütün süreç tamamen yargı kararları neticesinde şekillenmiştir. En son Danıştay tarafından verilen karar doğrultusunda okulun Atakum İlçesine taşınmasına karar verilmiş ve Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kanun gereği gerekli iş ve işlemler başlatılmıştır.
Buraya kadar doğru mu? Var mı bir itirazınız! Devam ediyorum:
Ancak söz konusu davalar devam ederken Samsun Büyükşehir Belediyesi yol yapım çalışması Milli Eğitim Müdürlüğüne haber vermeksizin okulun bahçesini ve binanın bir kısmını yıkarak okulun eğitim ve öğretim amacıyla kullanımına engel olmuştur. Bu yüzden de ilgili idare tarafından yapılan inceleme ve soruşturma neticesinde okulun onarımı ile yeni bir okul yapımı hemen hemen eşdeğer olduğundan okulun yeniden yapılmasına karar verilmiştir. Hatta enkazın temizlenmesi konusunda bütün süreç  Samsun Büyük şehir belediyesi tarafından gerçekleştirilmiştir. Yani yıkan Belediye, Enkazı kaldıran Belediye!
Beyanatınızda neden Samsun Büyükşehir Belediyesi yol yapım çalışması için Milli Eğitim Müdürlüğüne haber vermeksizin okulun bahçesini ve binanın bir kısmını yıkılmasından bahsetmediniz? Buraya kadar da doğru değil mi! ! Varsa bir itirazınız yazınız!
Şimdi size soruyorum Yıkımı kim gerçekleştirdi ? Ben sizin bu ayrıntıya girmediğiniz konuyu da aydınlatacağım, devam ediyorum:
Okulun yıkılıp enkaz temizlenmesi işlemleri sırasında belediye tarafından hemen Meclis kararı ile okulun yeri kent park alanına dönüştürülmüş, henüz yargı süreci sonlandırılmamış, Danıştay kararı da yok sayılarak alınan meclis kararı ile birlikte okulun yapımı ile ilgili ihale Samsun Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı tarafından iptal edilmiştir. Öte yandan bütün bu süreçte ihaleyi yapan ve meclis kararı sonrasında da ihaleyi iptal eden Samsun Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı olduğunu bile bile neden bunu beyanatınızda belirtmiyorsunuz? Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ihalenin yapımı ve iptalinde neresinde kusuru ve yetkisi var soruyorum size! Neden bunu saklayıp yanlış beyan veriyorsunuz? Siz de biliyorsunuz ki İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bu süreçte bir kusuru ve yetkisi bulunmamaktadır.
Ve devam ediyorum:
Yine siz Sayın Mustafa Kazancıoğlu meclis kararının meclis kararının iptali için Samsun İdare Mahkemesine dava açmadınız mı? Neden şimdi hedefinizi Milli eğitim İl Müdürlüğü’ne yönelttiniz? Sizin neyan ettiğiniz zararınızın sorumlusu kimdir? İhalenezini kim iptal etti? İl Milli eğitim Müdürülüğü bu sürecin neresindedir? İhaleyi iptal eden Samsun Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon  Başkanlığı değil midir? Siz  dava dilekçesinde sizi  zarara uğratanın Belediye olduğunu belirterek  dava açmadınız mı?
Evet sayın halkımız ben gerçekler ne ise onu yazarım. Menfaati için bir kurumu hedef almak büyük absürt davranıştır. Yukarıda belirttiğim hususların bizzat Müteahhit Sayın Mustafa Kazancıoğlu tarafından gerçeği beyan etmesini aksi takdirde hakkında suç duyurusunda bulunacağımı tüm kamuoyuna duyururum

Mustafa Kemal BEKTAŞ
Okul Aile Birliği Adına

28.09.2017

26 Eylül 2017 Salı

Sayın Başbakanım; Söz konusu başvuru detayımla Yıkılan Tarım Meslek Lisesi ile ilgili muhtelif eğitim ve öğretim detayında Tarım Meslek Lisesi öğrencilerinin yapılacak yeni okullarında geliştirdikleri Avrupai projelerinin yurt ekonomisine kazandırılmasını zatı alinize arz ettim. Tarafıma Milli Eğitim Daire Başkanlığınca verilen cevabı yazıda: "Türkiye genelinde 72 okulumuzda tarım alanı eğitimi verilmektedir.Öğretim yapılan alan ve dalların açılması, il istihdam ve mesleki eğitim kurul kararları ,çevre işverenlerin görüşü,öğrenci,öğretmen,veli isek ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak valiliklerden gelen teklifler doğrultusunda Bakanlığımızca değerlendirilerek uygun görünen alanlar açılmaktadır." denmektedir.Sayın Başbakanım okulun adı Tarım Meslek Lisesi diye bu çocuklara okullarda eğitim müfredatı diye elma, armut, domates yetiştiriciliği tarım dersleri öğretilmemektedir. O zaman buyursunlar Normal Tarım Meslek Lisesinden birisi gelsin Hayvan anatomisi ve fizyolojisini, yada hayvanlardaki mikro enjeksiyon uygulamalarını anlatsın!!! Aslında en büyük yanlış ismidir aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasıdır. Zaten arazisi de bu anlayış ile bu yüzden imar mevzuatı ile okulun elinden alınması girişimidir. Bu çocukların müfredatlarının normal Tarım Meslek Lisesinden farkı vardır. Bu okullara Milli Eğitim Bakanlığımızda ki bürokratların gözü ile bakılırsa bu okul ziraat Tarım eğitimi yapan normal tarım meslek lisesi gibi anlaşılmaktadır. Eğerki bu zihniyet ile bu yönetim Veteriner Fakültesini de kendilerine bağlanırsa herhalde Ziraat Fakülteleri ile eş tutulacağı aşikar gözükmektedir.

#1701418105 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi:
Başvuru Yolu:
Başvuru Tipi:
Sayın Başbakanım;


1701330796 Başvuru Detayım
Sayın Başbakanım; Söz konusu başvuru detayımla Yıkılan Tarım Meslek Lisesi ile ilgili muhtelif eğitim ve öğretim detayında Tarım Meslek Lisesi öğrencilerinin yapılacak yeni okullarında geliştirdikleri Avrupai projelerinin yurt ekonomisine kazandırılmasını zatı alinize arz ettim.
Tarafıma Milli Eğitim Daire Başkanlığınca verilen cevabı yazıda:
"Türkiye genelinde 72 okulumuzda tarım alanı eğitimi verilmektedir.Öğretim yapılan alan ve dalların açılması, il istihdam ve mesleki eğitim kurul kararları ,çevre işverenlerin görüşü,öğrenci,öğretmen,veli isek ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak valiliklerden gelen teklifler doğrultusunda Bakanlığımızca değerlendirilerek uygun görünen alanlar açılmaktadır." denmektedir.
Sayın Başbakanım bu okulun adı Tarım okuludur. Yanlış bir addır. Aslında hayvancılık ağırlıklı eğitim yapan bir kurumdur. Aslında İsminin "Tarım ve Hayvancılık Okulu" olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Normal tarım okullarında tarım dersleri okutulup, yüzeysel olarak hayvancılık dersleri verilirken bu okulda Veteriner Fakültesinde de okutulan dersler okutulmaktadır. Şöyle ki ;

Parazitoloji,
Sun'i tohumlama,
Anatomi,
Mikrobiyoloji,
Sun'i tohumlama,
Zootokni,
Fizyoloji,
... v.s
Şu an müfredatına sonradan eklenmiş olabilen mesleki (Veterinerlik) dersleri okutulmaktadır. Bunları okutacak da kendi dallarında uzmanlık yapmış Veteriner Hekimlerdir.
Sayın Başbakanım; Bir zamanlarda Ziraat Fakültelerinde de Veteriner derslerini okutmaya başladılar ama sonunda başaramadılar. Bizim ülkemizde en büyük hastalık ben her şeyi bilir ve öğretirim ve yaparım hastalığıdır.
Ben nasıl ki bir Milli Eğitim Bakanlığında ki uzmanlaşmış personelin bilgisi kadar bilemeyeceğim gibi yada zatı alinizinde Deniz Bilimleri Fakültesi'nden mezunsunuz. Yüzeysel olarak ben gemiciliği biliyorum. Ama sizin gibi bilmem mümkün müdür?
Sayın Başbakanım muhtelif tarihlerde de (Ben hiç bir sınıfı zümreyi hedef almak istemiyorum) Piyade albayımızın birisi de anatomi dalında profesörlük derecesini alıp Yedek subay olarak askerlik eğitimine gelen tıp doktoruna Anatomi dersi vermeye kalkıştı. Bu anlayış terk edilmelidir. Bizim ülkemize bu anlayış zarar vermektedir. Bizim mesleğimiz özel meslektir. Aslında Tarım Bakanlığına bağlı olması gerekirken tüm okulların Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması yanlışlığı nedeniyle bu okul bazı sıkıntılar yaşayabilmektedir.
Sayın Başbakanım;
Ben Silahlı Kuvvetlerden mezun olan emekli Veteriner Astsubayıyım. Muhtelif tarihlerde meslek büyüklerimizin anlatımları ile Veteriner sınıfını kaldırmak için bir görüş ortaya çıkmış şu o zamanki meslek büyüklerimizce şu anlatımlarla bu düşünceden vazgeçilmiştir:
Sizler görünür düşmanlarla savaşmaktasınız. Biz görünmez düşmanla savaşmaktayız. En basiti gıda kontrol müfrezeleri kapatıldığı için askerlerimiz zehirlenmekte hatta hayatını kaybettiğinde Gıda Kontrol müfrezeleri ve Veteriner Hekim ile Veteriner Sağlık Teknisyenleri akla gelmiştir.
Yine Genelkurmay başkanının kahvesine zehir konduğunda bunun analizi yine bu Gıda Kontrol müfrezeleri ve Veteriner Hekim ile Veteriner Sağlık Teknisyenleri (Astsb) akla gelmiş ve bunlar tarafından analizi yapılmıştır. Buralarda görev yapan Veteriner Sağlık Teknisyenleri bu okullardaki eğitim müfredatları ile eğitim görüp mezun olup görev yapanlardır.
Kaç tane meslektaşımız deli dana hastalığından hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde kuduz mücadelesini, şap hastalığı, Kanatlılardan geçen Veba hastalıklar gibi hastalıklarla da mücadele eden bu okuldan mezun olanlardır.
Sayın Başbakanım okulun adı Tarım Meslek Lisesi diye bu çocuklara okullarda eğitim müfredatı diye elma, armut, domates yetiştiriciliği tarım dersleri öğretilmemektedir. O zaman buyursunlar Normal Tarım Meslek Lisesinden birisi gelsin Hayvan anatomisi ve fizyolojisini, yada hayvanlardaki mikro enjeksiyon uygulamalarını anlatsın!!! Aslında en büyük yanlış ismidir aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasıdır. Zaten arazisi de bu anlayış ile bu yüzden imar mevzuatı ile okulun elinden alınması girişimidir. Bu çocukların müfredatlarının normal Tarım Meslek Lisesinden farkı vardır. Bu okullara Milli Eğitim Bakanlığımızda ki bürokratların gözü ile bakılırsa bu okul ziraat Tarım eğitimi yapan normal tarım meslek lisesi gibi anlaşılmaktadır.
Eğerki bu zihniyet ile bu yönetim Veteriner Fakültesini de kendilerine bağlanırsa herhalde Ziraat Fakülteleri ile eş tutulacağı aşikar gözükmektedir.
Bizim bütün sıkıntımız budur. Bu mesleği bir türlü ilgili kadrolara anlatamadık Yada anlayamadılar. Yoksa Milli Eğitim Daire Başkanlığımız bu şekilde "Türkiye genelinde 72 okulumuzda tarım alanı eğitimi verilmektedir." diye bir cevap göndermezdi.
Sayın Başbakanım şekil itibariyle Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olsun yada olmasın bu okul normal tarım okulu değildir. Müfredatının onlarla alakası yoktur. Eğitimleri hayvancılık ağırlıklı olup Veteriner Fakültelerinde okulan derslerle orantılıdır. Bu nedenle elma, armut, ceviz ağacı, sebze yetiştiriciliği gibi özel dersler yoktur.
Zaten yanlışlık bu zihniyetten kaynaklanmaktadır. Hayvancılık bakanlığına bağlanırsa daha uygun olacaktır. Ama mümkün değilse Milli Eğitim Bakanlığında ki bürokratlarımızın bu okulun normal Tarım Meslek Liseleri olmadığını bilmesi gereklidir.
Sayın Başbakanım ben sorun yaratma vatandaşı değilim. Bu şekilde toplumsal yapıdaki yanlış anlaşılmalara karşı anayasadan doğan vatandaşlık görevimi yapmak isteyişimden sık sık yazmaktayım. Devletime, hükümetime bilgimle yardımcı olmak istiyorum. Eğer bu suç ise söyleyin yazmam. ama bir şeylerde yanlışsa bildirmek benim anayasal görevim değil mi?
Sayın Başbakanım bir kez daha bu okul ile olan isteklerimi, (Eski yerine ulusal ödül almış, Avrupai tarzdaki akıllı okul projesi ile eski yıkılan yerine kent dokusunu bozmadan parklı bahçeli halkı ile iç içe bir okul yapılması hususunda arzum da ısrarcıyım. Yine M.E.B.lığımın da bu okulun farklılığını bilmelerini isterim.
Bu hususlarda bilgilerinizi arz ederim.




 Başvuru hareketleri için tıklayınız.
 27.09.2017 08:44 tarihinde internet üzerinden başvuru alındı.

https://www.samsunhaber.com/ozel-haber/samsunlu-vatandastan-hem-gulduren-hem-dusuren-oneri-h26179.html


Samsunlu vatandaştan hem güldüren hem düşüren öneri 

Artan dilenci sayısından şikayetçi olan Samsunlu bir vatandaş, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa dilekçe yazarak ilginç bir talepte bulundu.




Samsun Haber – Samsun’da artan dilenci sayısında şikayet eden Mustafa Kemal Bektaş isimli vatandaş, Cumhurbaşkanlığı’na ve Başbakanlığı dilekçe yazılarak dilenciliğin iş kolu olarak görülerek dilencilerden vergi alınmasını istedi. Dilencileri hakkında Cumhurbaşkanlığı’na dilekçe yazma sürecini anlatan Mustafa Kemal Bektaş, “Zabıtaların akşama kadar dilenci kovaladığını görüyordum. Dilencileri yakalıyorlar, götürüyorlar ama Kabahatler Kanunu’na göre bir ceza kesiliyor o kadar. Dilenciler güle oynaya hayatlarına devam ediyor. Üstelik zabıtalara karşı çirkin davranışlarda bulunuyorlar. Bu beni rahatsız ediyordu” dedi. 




“Dilencilerin Mal Varlıkları Var” 

Bu durumu kendine dert ederek dilencileri araştırmaya karar veren Bektaş, “Ben bunlardan birkaç tanesini araştırdım hatta. Geliniyle birlikte dilenen ihtiyar bir kadın var Samsun’da. Günün belirli saatlerinde gelininin yanına gelerek parayı topluyor. Ben bu dilencilerin Çarşamba’da mal varlıkları olduğunu öğrendim. Zaten yakalandıklarında üstlerinde dünya kadar para çıkıyor. Daha sonra demek ki bunlar dilenciliği iş olarak yapıyorlar diye düşündüm ve BİMER ile CİMER’e bu konuyu yazmaya karar verdim” diye konuştu. 

“Madem İş Olarak Görüyorlar; Vergi Versinler” 

Bektaş, yazdığı dilekçenin içeriği hakkında ise “Şikayet dilekçemde dilencilerden vergi alınmasını talep ettim. Madem iş olarak yapıyorlar bu dilenciliği; çalışan her vatandaş gibi dilenciler de vergi versin. Vergilerini verdikten sonra istedikleri gibi dilensinler” şeklinde konuştu. 

Haber: Yasir BABA



https://www.samsunhaber.com/ozel-haber/samsunlu-vatandastan-hem-gulduren-hem-dusuren-oneri-h26179.html