SAMSUN”UMUZ LA
BİRLİKTE TÜM ÜLKEMİZİN ORTAK SORUNU İŞSİZLİK, EĞİTİM VE BESLENME YETERSİZLİĞİ,
ÖZ SAMSUN’LI MİLLETVEKİLİ İSTİYORUZ: ÇÜNKÜ !!
“Bebeklere süt vermekten daha iyi bir yatırım olamaz.”
Wiston Churchill
Konuya bebeklerle başladım. Beslenme sadece bir sağlık
sorunu değil insan kaynaklarımızın niteliğini geliştirmek için kullanılacak en
önemli araçlarından birisidir. Dünyada gıdaya en fazla ihtiyaç duyulan
toplumların gelişme sürecinin en alt kademelerde oldukları görülmektedir.
Sağlıklı, zeki ve çalışkan bir nesil yetiştirmek istiyorsanız tüm gıdalardan,
proteinlerden dengeli bir beslenme ile neslinizi beslemek zorundasınız. Bunun
içinde halkınıza o gıda maddelerini yedirmek için ona yaşayabileceği ve geleceğine
yatırım yapabileceği yaşama ve hayat standardına göre uygun ücreti,
çalışabileceği işi sunmak zorundasınız. Günlük çorbayla, ekmekle, makarna v.s
obezliğe yol açan maddelerle zeki bir nesil yetiştiremezsiniz.!!
Yıllardır kalkınmada öncelikle yöre ve fakir bölge diye diye
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi sunuldu! Aslında öylemiydi? Maalesef bana
kalırsa Karadeniz bölgesi o bölgelerden çok geri kalmıştır. Kentimiz de
bunlardan nasibini almıştır. Karadeniz bölgesini ayakta tutan Tarım ve
hayvancılıktı. Ne zaman ki üreticinin malı para etmedi! Ne zaman ki üretici
toprağını işleyemedi bu enflasyon ateşi tüm ülkemizi sardı.
En basit örneği vereyim Fındık mesela Fiskobirlik vardı.
Halkın malı Fiskobirlik sayesinde para etmeye, pazarlanmaya başlandı. Sonra bir
takım oyunlarla Fiskobirlik, Sağra v.s bana kalırsa bilinçli olarak atıl duruma
getirildi. Ve Piyasaya resmen üreticinin malını değerinin altında alan
simsarlara kaldı ya da bırakıldı. Şimdi de resmen İtalya’nın Nutella markası
ile Ferroli firmasının insafına terk edildi. Çay da aynı şekilde Ulusal
kuruluşumuzdan Çaykur üreticinin malını değerlendirmek için kurulmuştu.
Şimdilerde Lipton firması v.s firmalarının insafına terk edilmiş durumda.
Acilen kentimizde ve ülkemizde tarım ve hayvancılık kooperatifleri yaygınlaştırılarak üreticinin malı gerçek değerinden para
etmesi,pazarlanması için tedbir alınmalıdır. Giderler minümuma indirilmelidir.
(Mazot v.s giderler)
Kalkınmada öncelikli yöre fakir bölge denilen bölge
dediğimiz Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgesinde kontrolsüzce çoğalan bir insan
doğumu olmaktadır. İnsanlarımızın ahlaksız ticaret yapması o bölgeye yapılan
her türlü yatırım hep hayali yatırıma dönüşmüştür. Devlet teşvikle para veriyor
git oraya fabrika yap adam yerini gösteriyor alıyor parayı yiyor yerine bir şey
yapıldığı yok. Para uçtu hayali yatırımla parayı hep beraber yediler sonuç
kontrol olmayınca ne olacak sıfır. Ülkemizin kaynakları maalesef hayali
ihracatlarla, hayali yatırımlarla bu şekilde eridi gitti. Demek ki sağlıklı
zihinli nesiller yetiştirmenin yanında ahlaklı beyinlerde yetiştirmek
gerekiyor. Peygamber efendimiz s.a.v ne diyor “Aldatan bizden değildir”
Yıllardır Samsun’a ne yapıldı? Çocukluk yıllarımda Havza’nın
Mısmılağaç köyü sırtlarına Sümerbank malimo tipi iplik fabrikası yapılacaktı.
Rahmetli Erbakan hoca geldi temel attı. Beş sene orada bekçi kaldı maaşını
aldı. Sonrasında temelde gitti fabrikada, bekçide. Gözle görülen Samsunda
fabrika kaç tane siz sayın. Çarşamba’da şeker fabrikası, Ladik’te Çimento
Fabrikası, Samsun’da bakır İşletmeleri. Hadi gerisini siz getirin. Yıllardır
Samsun’umuz Meclise vekil gönderir vekillerimiz ne yapar, ne yaptılar anlamış
değilim. Şimdilerde de Samsun’umuzda bana kızıp darılmasınlar ama öz ve öz
Samsunlu beyinlerimizin suyu çıktı ithal vekillerimiz başladı. Haksız mıyım.
Bir tane Samsun’lunun başka illerden seçildiğini gösterin bana.
Son günlerde yerli arabanın üretimi için ön ayak olunmaya
başlandı. Günaydın derler insana. Nihayet Samsun için düşünmeye başlanıldı.
Popilist politikalarla Samsun’umuz yıllarca oyalandı. Artık şakşakçılığa son
verelim. Gidin Asarcık, Vezirköprü Havza, Kavak ve Bafra’nın köylerine
Güneydoğu’dan daha geri kalmış köyleri görürsünüz. Birileri Doğu ve Güneydoğu
kartını bu ülkeye kötü oynadı. Kaynakları Hayali yatırımlarla yada yerli
yerinde yapılmayan yatırımlarla heba ettiler. Keban barajı, Harran ovası
şimdilerde tamamen yabancı yatırımcının elinde. Kendi ülkemizde maraba durumuna
düştük. Düştüğümüz içinde durumumuz budur. Kokskoca bir işsizlik ordusu başka söylenilecek söz kalmış mıdır ! Hani Köylü
milletin efendisiydi?
Samsun’un en büyük sorunu işsizlik ve pahalılıktır. Kentimiz
en verimli ovasına ve topraklarına sahiptir. Ama hepsine içine girip inşaat
yaptılar. Bilinçsiz sulamalar, ilaçlamalar, ürünler ve gübrelemelerle ile
toprakları çoraklaştırdılar. Mersinde domates 1 lira iken siz üretilen
topraklarımızda 2 liraya yiyorsanız burada bir sorun var demektir. Memur şehri
olan kentimiz artık memur şehrinin yerinde yeller esmektedir. Kentimizin bir
milyondan fazla nüfusu var ama yapılan fabrika sayısı kaç? Bir elin
parmaklarını geçmiyor. Sanayi siteleri var ama birisi şehrin içinde kalmış
durumda. Diğerleri de sürekli el değiştiren orta ölçekte bakım, onarım tamir,
yada imalathanelerden oluşmakta. Yakın zamana kadar bu işletmelerde sigortasız
işçi çalıştırılmaktaydı. Hala çalıştıran olabilir. Aldıkları ücret hala asgari
ücretin altında çalışan çoğu çocuk işçi ve niteliksiz elemanlarla dolu. Ben
size sayayım ne iş yaptıklarını:
Tamirci, Araba Kaporta bakım onarımı, Geri dönüşüm
toplayıcıları, Boyacılar, zımparacılar, Marangoz yardımcısı, Kaynakçı, Parçacı,
Camcı, son zamanlarda çıkan Balkon camı katlanır sistem montaj ekibi,
elektrikçi, inşaatçı, kalıpçı gerisini de siz sayın….
Buralarda çalışanların alacağı para ne ki? Bunlarla gün
geçer mi ? İşi veren zaten ayakta zor duruyor çalışanına ne verecek? Stopajı
var, Sigortası var, vergisi, elektriği, suyu var? Teşvik! İşte orada durun.
Samsun’umuz o yüzden geçmiş zamanda bir gol yedi. Şimdi bunu kime sormak
zorundayız! O milletvekillerimiz öz ve öz Samsun’lu olaydı o teşvikden gol
yermiydik! Teşviğin yanında D.M.O gibi bölge müdürlüğü bazında bazı
kuruluşlarda Samsun’dan çevre illere kaydırıldı ! Gidin bakın Kayseri’ye,
Yozgat’a şehri tanıyamıyorsunuz. Bir önceki Cumhurbaşkanının Kayseri’den olması
nedeniyle şehrin her tarafında fabrika dolu. Keza Yozgat’ta, Mesela Niğde’ye
gidin. Şehri tanıyamıyorsunuz. Kısacası şehirden seçilen o şehrin öz doğumlu
insanları kendi memleketlerine yatırım yapıyorlar. Samsun’umuzda bu iş tam tersi
durumda. Samsun’da da başka illerden doğmuş olanların seçildiği yer haline
geldi. İlk defa şehrimizden bakan seçilmesiyle şehrimiz yatırım yüzü gördü spor
kompleksleri yapıldı.
İlimizde o kadar çok sorun var ki bunların başında olanı
işsizliktir. Halkınıza ayakta duracak, geleceğine yatırım yapacak insanımıza
makul ücretli iş imkanı sunmazsanız bu insanlar potansiyel suçlu olarak
karşınıza çıkarlar. Geçenlerde bir sohbette Ülkemizde en fazla suç işlenilen
yerin Adana olduğu biliniyor diye bir sohbet konusu vardı. Ama içimizden birisi
maalesef en fazla suç işlenilen yer Samsun’umuz dedi. Evet maalesef en fazla
suçun işlendiği yer Samsun’umuz olmaktadır.
Bıçaklama, yaralama, baly uyuşturucu madde kullanma, esrar
eroin kullanma, tarla sınır davaları, cinayet, adam kaçırma, hırsızlık, gasp,
ırza tecavüz, intihar, v.s Bu suçların hepsi işsizlikten ve yeterli ücreti
sağlayamamaktan ileri gelmektedir. Bir kısmı da yurt içi ve yurt dışı göçlere
dayalıdır. Siz ilimize göç getiriyorsanız onun kazanacağı işi vermek
zorundasınız. Öyle paldır kültür burada yaşayın derseniz bir süre sonra
dilenciler ordusu görüntüsü haline yaşadığınız mekanları sokarsınız. Yeterince
kendi işsizimiz varken birde bu işsizlik ordusunu tetikleyecek davranışlardan
kaçınmak gerek. Günlük 10-15 Tl ye amelelik yapan Suriye’lileri bile gördüm. Saathane meydanına gidin her
sabah orada bir karmaşa yaşanmaktadır. Havza’ya gidin esnaf kahvesinde iş
bekleyenlerin pineklediğini görürsünüz. Kavak’ta güzel formül bulunmuş.
Belediye hopörlerinden işci ihtiyacı ilan ediliyor ama bunların hepsi geçici
çözümlerdir. Niteliksiz elemanda kısa vadeli zamanda işe yarar ama nitelikli
olan fakülte bitiren bilgisayar mühendisine kazma kürek işi de vermezsiniz ki!
Bir ilin yatırımı ancak ve ancak önce devletin kendisi ya da
yerel yönetiminin yatırımları ile özel kuruluş ve şahısların yatırımları ile
olur. Devlet yatırımı yapmıyorsa özel şahıs neden yapsın? Yaparsa gider
memleketine yapar. Ben yıllardır çok esnaf tanırım Samsun ve ilçelerinde orada
kazanır gider memleketine yada Samsun dışına yatırım yaparlar. Hata kazandığını
bile Samsun dışında harcayanları bilirim. Bu hiç hoş bir şey değildir, etik
değildir. Sen bu insanlardan kazan git başka yerde ye. İnsana söğer gibi bir
şeydir. Mesela Samsun Havza’da bir dönem yerel radyo çalıştırdım bizim tüm
gelirimiz reklamdı. 25 liraya reklam mı olur? Onu bile zar zor alıyordum. Oysa
ticaret için batılılar kazandığının yarısından fazlasını reklama verirler. Ama
bilinçsiz bir iş kesimi var Samsun’umuzda. Bana reklam vermeye gelenler küçük
işletmelerdi. Reklam spotunu hazırlamadan önce bana sat malını derdim. Ama kem
küm başlardı ve sonunda mümkünse bu iş sana göre değil, belli elinde üç beş
kuruş var ya kredi çektin, yada büyüklerin ön ayak olup para verdiler bunu da
burada kaybedeceksin deyip reklamını almazdım. Bana inadına öbür radyoya gider
reklam verirlerdi. Hatta oradan geçerken mahsus radyonun sesini açarlardı. 5 ay
sonra kapalı !! evet niteliksiz elemanların yapacağı iş bu kadar olur. Halbuki
devletimiz organize bir şekilde tüm kentimizdeki yada işsizlerimizi İş Kur
aracılığı ile tespit edip eğitse, yeni iş imkanları kurdursa, en basitinden
ilimizde kurulan 4 tane büyük organize sanayi bölgelerini ful çalışmaya teşvik
etse bu sorunlar kalır mı! Samsun büyük iç ve dış göç almaktadır. Buna bağlı
olarak tüm hizmetler yetişmemektedir. Alt yapıda, ulaşımda, sağlıkta, emniyet
teşkilatında, Gıda sektöründe, v.s sorunlar daha da katmerlenmektedir. İşte Öz
Samsunlu olmayan siyasetçilerimizle bu sorunlar daha da artmaktadır.
Bunun içinde devletimizin koordinesinde ve yerel
yöneticilerimizle tüm halkımızı muhtelif kurslar düzenleyerek yeni çalışma
sektörleri yaratılmalıdır. Hayvancılık, tarım geliştirilmelidir. Organize
sanayi bölgeleri acilen el atılıp, işsizliği giderici olarak bu bölgelerde
istihdam yaratılmalıdır. Kısır çekişmeler ne bölgemize nede ülkemize fayda
getirir. Seçtiğimiz siyasetçilerin, vekillerimizin ağzının iş yapmasını değil
icraat yapmalarını, bu topraklarda doğan ve büyüyen insanlarımızdan
vekillerimizin seçilmesini istiyoruz.
İleriki günlerde bu detaylı isteklerimize devam edeceğiz.
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder