23 Nisan 2018 Pazartesi

ÜLKEMİZDE Kİ SİYASİ VE TİCARİ AHLAK ÜZERİNE Ülkemizdeki temel ana sorunlarımızdan biriside işte bu siyasi ve ticari ahlak sorunudur. Bu iki sorun çözülse ülkemiz kalkınmada bir değil birkaç çığır atlar. Bu sorunlara örnekleriyle tek tek değinelim bakalım. Aslında ikisi at başı birlikte bir problem olup şimdi sırası ile örnekleriyle inceleyelim:

ÜLKEMİZDE Kİ SİYASİ VE TİCARİ AHLAK ÜZERİNE

Ülkemizdeki temel ana sorunlarımızdan biriside işte bu siyasi ve ticari ahlak sorunudur. Bu iki sorun çözülse ülkemiz kalkınmada bir değil birkaç çığır atlar. Bu sorunlara örnekleriyle tek tek değinelim bakalım. Aslında ikisi at başı birlikte bir problem olup şimdi sırası ile örnekleriyle inceleyelim:
Biliyorsunuz gelişmiş ülkelerde radyolar radyo frekanslarından GPRS yöntemleriyle trafik ulaşım yol yardımı vermektedirler. Hiç bilmediğiniz bir yere gidiyorsunuz sizi nokta atışı yönünüzü bulmanızda yardımcı oluyorlar. Siz X bir yerden X diğer bir yere gideceksiniz yolu bilmiyorsanız sorun yok. Açıyorsunuz radyo istasyonunu gideceğiniz yere kadar ulaşıma kapalı yolları da değerlendirerek trafikte sizi yönlendirirler. Bu sistem ülkemizde de var. Ama ülkemizde bir bakmışsınız güzergahınızdaki sokağa, caddeye bakmışsınız ki sokak yol çalışması v.s nedenle yol trafiğe kapalı ! Yolu ya belediye kazmıştır, ya Telekom ya da bir nedenle vatandaşın birisi alt yapı için kazdırmıştır ! Kimin haberi vardır? Sanmam kimsenin haberi olacağını. Ülkemizde eline kazma kürek alan istediği yeri kazmaya her an girişebilir. Ancak birisi o kazanılan yerine düşer can kaybı, yada bir araç düşer neden sonra herkesin haberi olur ve tedbir alınır.
Bakın yurt dışında sistem nasıl çalışıyor bizde sistem nasıl çalışıyor görüyorsunuz. Yurt dışında bir yolda tamirat varsa geniş ve çalışma yapılacak uzunlukta bir branda yolun yarı şeridini kaplayacak şekilde yayılır. İki ucuna seyyar trafik akülü lamba konur. Tek şeritten o tamirat bölgesinden trafiğe yol verilir. İş bitince de branda toplanır. Tek bir kum parçası bile kalmayacak şekilde kapanır, temizlenir malzemeler toplanır gidilir. Bizim ülkemizde neden olmuyor bu tarz çalışmalar anlamıyorum!
Ya da bisiklet ile yola çıktınız istediğim her yol benim diyemezsiniz. Başında kaskın olmadan yola çıkamadığınız gibi sadece bisiklet yolundan gidebilirsiniz. Aykırı hareket yapı  görün anında polisi karşınızda görebilirsiniz. Bizde ise trafiğin her tarafında motorlu yada bisikletli sürücüleri görmeniz mümkündür.
Mesela evinizde tamirat yaptıracaksınız usta soruşturuyorsunuz. Usta yeter ki sizinle tanışmasın işi alıncaya kadar usta peşinizde pervane olur. Ama işi aldıktan sonra siz peşinde pervane olursunuz. Üstelik işinizi de berbat edip çıkar, paranızı verirsiniz işinizi yapmaz, sizi rezil kepaze eder bırakır.
Ve ya devlet kuruluşlarına, kurumlarına işçi, memur alınacaktır. Hemen siyasi nüfusu kullanarak adamını bulup yakınını yerleştirme peşine düşerler.
Mesela Havza’da hamam esnafımızı hiç unutmam 25 kuruşluk pet suyu 1-1,5 Tl den satmaktaydılar. Kendilerini az uyarmadım. Bakın bu tür davranışlarla yarın bir gün müşteri kaçırırsınız diye ama dinleyen kim! Bir süre sonra baktım hamam için gelenler sularını çarşıdaki marketlerden alıp yukarı çıktıklarını gördüm.
Ya da adam gider dere yatağına binalar yapar. İmar izni de verilir. Daha içerisine insanlar girmeden binalar çatırdar ayrılır, yan yatmaya başlar. Hesap sorulduğunda ses yok ! biz tedbir alınmasını söyledik derler. İyi de nasıl söylediniz kim verdi oraya? imar iznini nasıl verildi ?
Bunlar ve buna benzer olaylar neden ülkemizde oluyor. Bunları dile getirenleri hemen refüze, rencide edip, karalayıp karşı görüşten olmakla itham edilirsiniz. Yanlış olan bir şeyi söylerseniz anında size muhalif damgasını basarlar. Bunların hepsi maalesef ahlak erozyonundan kaynaklanan şeylerdir.
Bir ülkede ahlak erozyona uğramışsa, adalet de buna paralel olarak tam işlevini görmezse çeteleşme, kayırmacılık başlar. Herkes siyasi oluşumları kullanınca da ülkenin kaynakları belli kimselere peşkeş çekilerek kaynakların heba olmasına sebebiyet verilir.  Bu gün ülkemizde 30 yılda yaşananların özeti budur. Kaynaklarımız hayali ihracatla, hayali ithalatla, hayali teşviklerle, kdv kayırmacılığı ile, Devlet arazilerinin değerinin altında bir sınıfa verilmesiyle, kredi batıklarıyla v.s uygulamalar ile bir bir tüketilmiş ziyan edilmiştir. Parası olan nüfuzu olan siyasetin içindedir, bu pastanın içerisindedir.
Şimdi soruyorum size bir vatandaş 5-10 bin lira maaş için belediye başkanlığına yada 15-20 bin lira maaş için milletvekilliğine ciddi ciddi 100-200 bin tl neden harcayıp talip olur!
Bu soruların cevabı verildiği vakit sorunlar çözülmeye başlanacak, ülke kalkınmaya başlayacaktır. Şunu yapacağım, bunu yapacağım, alt yapı yapacağım diye talip olan belediye başkanlarımız seçildiğinin ertesinde bakıyorsunuz vaat ettiklerini yapmaya başladığını gördüğünüzde seviniyorsunuz. Bir bakmışsınız alt yapı tamamlanmış tebrik edersiniz. Çok geçmeden biten yerler yeniden kazılmaya başlanmıştır ! Bu nedir ? diye sorarsınız su borularını değiştireceğiz, doğal gaz borusu döşüyoruz, bisiklet yolu yapıyoruz, yaya yolu yapıyoruz yada fiber optik kablo döşüyoruz derler. İyide bunu geçen sefer neden düşünüp yapmadınız? Dersiniz ses yok! Ya da doğal gaz firması karşılıyor derler. Doğal gaz firması onu cebinden mi karşılıyor ! Halka yansıtıyorlar. Çektirdikleri eziyet de çabası. Bunların hepsi düzensiz ve ahlaki olmayan bir etikle yapılan çalışmalardan kaynaklanmaktadır.
Her gelen yıkıyor her gelen yapıyor. Gelen gideni kötülüyor. Borç borç üstüne. Eldeki ödenek gelirler giderleri karşılamıyor. Kadrolarına göre çalıştıracakları memur ve işçi sayısının üstüne katlanarak çıkmışlar.! Dünya beri borç olmuş umurlarında değiller. Nasıl bir şey bu anlamadım.
Ben devletin yerinde olsam Tüm halkı din ve ahlak bilgisi dersine tabi tutar birde imza ile de tebliğ ederim. Ayrıca bu tür suçlarda da ağır ceza hükümleri getirmek için düğmeye basarım meclisten geçirir uygulamaya koydururum. Bütçesi üzerinde müsrifçe harcama yapanlara da o borcu ödettiririm.

Saygılarımla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder