BİR
DEİZM EKSİKTİ ! İMAM HATİPLİLER NEDEN BU
AKIMA KAYMAYA BAŞLADI?
Dün haber sitelerinden birinde bir imamızın 2 çocuğundan
birisinin deist diğerinin de ateist olduğu ile ilgili haberi okuyunca irkildim.
Nedir Bu deizm. Son günlerde sıkça konuşulan ve Sayın
Cumhurbaşkanı’nın da dile getirdiği ve Milli Eğitim Bakanını yanına çağırarak
dile getirdiği bu Deizm meselesi nereden çıktı!
Konya Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından dinî eğitim veren
bazı vakıf elemanlarının ve din dersi öğretmenlerinin de katılımıyla bir din
eğitimi çalıştayı gerçekleştirilmesiyle ve
de Sayın Cumhurbaşkanı’nın da dahil olduğu bu mesele durup
dururken ortaya çıkmadı. Göstere göstere bu mesele bu hale geldi.
Bakalım Deistlik neymiş:
Deistlere göre Allah’u Zülcelal Hz.leri evrene müdahalede
bulunmaz ve herhangi bir aracı yollamaz, inanan Deist'ler peygamberler,
kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet,
cehennem, ahiret ve kader gibi kavramlara inanmazlar !. Belirli bir
öncüsü, merkezi bulunmaması sebebiyle deizmde ihtiyaç duyulan tek şey sağduyulu
olmak ve her şeyi akıl süzgecinden geçirmektir.
Yaradancılık olarak da tasvir edilen bu Deizm, temel olarak
tüm dinleri reddeder ve tek bir Yaradan’a inanır. Akıl yolu ile dini bilgilere
ve ibadetlere ulaşılabileceği savur ve Vahiy gibi konuları da asla kabul
edilmez. Bu mesele sizin anlayacağınız bu kadar tehlikeli bir boyuta gelmiştir.
Deizme göre Allah’u Zülcelal Hz.lerinin evrende ve dünya
hayatına müdahale etmediğine inanılır. Sadece akıl yürüterek insanın Allah’u
Zülcelal Hz.lerini bulabileceği savunulmaktadır. Bu düşünceyi savunan
kişilere bildiğiniz gibi Deist demektedir. Latince'den gelmekte bu
tanım, özgür düşünceli insanların Tanrı inancını belirtmesinde
kullanılmaktadır.
Onlara göre kainatı yaratan, işleyişi için doğa kanunlarını
intizamlı bir şekilde koyan, öte yandan insanlığa ve evrene müdahale
etmeyen; doğruları keşfetmeleri için insanlara akıl ve mantık yürütme
yetisi vermektedir. Genellikle bu doğrultuda olanlar evreni Tanrı tarafından tasarlanan, hareketi
başlatılan; dışarıdan müdahale olmadan doğa kanunlarına uygun şekilde işleyen
bir bütünlük olarak görmektedirler.
Bu iş o kadar tehlikeli boyuttaki bu akımdakiler; Allah’u
Zülcelal Hz.lerinin evrene asla müdahalede bulunmadığını, herhangi bir aracı resul,
peygamber yollamadığına inanarak kutsal kitaplara, sevaba, günâha, ibâdete, duaya,
vahiye, meleğe, cine, şeytana, cennete, cehenneme, ahrete, kadere bilumum dini
kavramlara inanmaz. Onlar için ihtiyaç duyulan tek şey sağduyulu olmak ve
her şeyi akıl süzgecinden geçirmektir. Gördünüz işte bu nasıl bir akıdır wsiz
anlayabiliyorsanız biz de anlayacağız.
Sadece İmam Hatiplerde mi bu mesele çıkmıştır sizce? Aşağı
yukarı lise seviyesinde okuyan genelde sıkı ve bezdirici bir dinsel öğretinin
maalesef ürünüdür bu Deizm. Tabi ki hepsini de bu şekilde suçlayamayız. Bu
meseleye bulaşmayanlarda az değildir.
Bu meselenin bu şekilde ortaya çıkmasının birinci nedeni din
konusunda ehliyetsiz kişilerin kontrolsüzce gençliğe zorla korkutarak,
yıldırarak dini bilgileri anlatmaya kalkışmalarıdır. Bir şeyi kurcalarsanız o
işin suyu çıkar. Hele de ehliyetsiz kişilerin kurcalaması ile de görünen köy
kılavuz istemez misali bu mesele maalesef inanç bağlamında sıkıntı verir hale
gelmiştir.
Deizm de tanrı inancı vardır ama din kurumunun bağlayıcı
kurallarını kabul etmezler. dini ret eden bir inanç felsefesi taşırlar. Bu bir felsefi
akımdır. Bu akıma bulaşanların tümü din ile ilgili her şeyi sorgular. Bir nevi “Dinsizlik dini” de denilene bilir. Bunlar peygamberlik, vahiy, melek, ahiret, günah,
sevap, farz, haram gibi kişinin manevi anlamda sorumluluk taşıdığını hatırlatan
kavramlar yoktur asla inanmazlar.
Din, istismarcıların insafına, yorumuna, savunmasına ve hatta
düşmanlığına bırakılmayacak kadar özel bir değerdir. Dini öğreticiler belli bir
ilmi seviyede ve ehliyetli olmalı, insanları bıktırmamalı ve onlardan yaka silkmesine
izin verilmemelidir. Bunda devletimizin büyük sorumluluğu vardır.Şekle şemaile,
kılık kıyafete bakılarak istismar yapanların gördüğünüz gibi vereceği zarar çok
büyük boyuttadır.
Yetkililerimizin bir kez daha bu hususlarda köklü tedbirler
almasını umuyoruz.
Bir başka yazımda tekrar buluşmak dileğimle…
Saygılarımla
Mustafa Kemal BEKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder