BİZ AMERİKA’NIN
HER DEDİĞİNİ YAPMAK ZORUNDA MIYIZ?
Evet sevgili dostlarım yazıma tam da bu noktadan
başlayacağım. Biz “Amerika’nın sevdiğini
sevmek sevmediğini sevmemek zorunda mıyız?”
Osmanlı tarihimizi, Cumhuriyet tarihimizi iyice okursanız
Osmanlı’ya da devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’ne de başımıza ne bela geldiyse
bu sömürgeci dış mihraklardan geldiğini görürsünüz. Bunu bilmek için kahin
olmaya gerek var mı? Haçlı seferlerini inceleyin yeter. Fetö neden başımıza
bela edilmiştir. Yıllarca orada neden tutulmaktadır. Aslında gerekçeler belli.
Bu mikroplar tam 9 tane haçlı seferi yaptılar. Bizim için
en önemli olanı dört tanesidir. Hepsinin
özünde birbirilerine destek vermek, daha fazla sömürge yerlerine hâkim olmak,
Müslümanların bilhassa Türklerin yükselmesinin önünü kapamaktır.
İki gün önce Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKÇİ “Patatesin 6 liraya çıkmasıyla Türkiye’nin
ihtiyacının yüzde 1’ini geçmemek kaydıyla Suriye’de Türkiye’nin kontrol altına
aldığı bölgeden ithalatın serbest bırakıldığını, bu kapsamda TL bazında 4 bin
ton patates ithal edildiğini” söyledi. İyide yapıldı.
Olması gerekende buydu. Bizde bir söz vardır “Gavura
kızılıp oruç bozulmaz” Amerika bizim neyimiz. Suriye ile bir milim sınırı bile
olmayan sömürgeci bir millet. Gittiği her yere kan ve göz yaşı getirmiştir.
Suriye zamanında pkkyı apoyu barındırıp çocuklarımızı, halkımızı katlettirmekte
rol oynasalar da bizim kararlılığımızla o bölgede tutunamayıp, topraklarındaki
yuvalarından çıkarmak zorunda kalmışlardır. Sadece Amerika değil, İtalya’sı,
İngiliz’i, Yunanistan’ı, Almanya’sı tüm Avrupa ülkeleri yıllardır bu hasmane
tutumlarını sergilemeye devam ediyorlar. Bunun özü “siz güçlü olursanız dostunuz var ama yoksanız akbaba gibi tepenize
çullanırlar.” Güçlü olmanız içinde ekonominiz güçlü olmalıdır. Tüm bankalar
özelleştirilmelidir. Yoksa sizi beş sente muhtaç ederler.
Elbette komşumuz ile alışveriş yapmalıyız. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”.
“Esat“ birden “Eset” olsun. Ortadoğu’daki
petrol tükenmeye yüz tuttukça bu dış mihraklar başka bölgelere kayacak bizler
yine komşularımızla baş başa kalacağız.
Neredeyse dört kıtaya hükmeden biz Türklerin düştüğü
duruma bak. Binlerce kilometre uzaktan gel burada demokrasi ayağı adı altında
istediğin yeri işgal et. Bu dış mihrakların hepsi kendi ülkelerinin tarihine
baksınlar. Engizisyon mahkemeleri bunlarda, kazıklı voyvoda bunlarda,
Müslümanları koyun boğazlar gibi boğazlamak bunlarda, koskoca ülkenin sahibi
Kızılderilileri asimile etmek, yok etmek bunlarda. Cinayet entrika, hayasızlık
ahlaksızlık hepsi bunlarda.
Gittikleri her yere önce ahlaksızlığı götürürler.
Kültürünüzü, dokunuzu bozarlar. Tarımınızı, hayvancılığınızı, sanayinizi,
ekonominizi bozup kendilerine muhtaç ederler. Sizi en son faiz sarmalına sokup,
ülkenizi teslim alırlar. Tarihinizi saptırıp yok ederler, Sizi bir güzel
Osmanlı’ya, milli liderlerinize düşman ederler. Sizi bu milletin lideri Gazi
Mustafa Kemal ATATÜRK’e de düşman ederler. Tarihinizle bağınızı kopartırlar
cettine düşman bir nesili oluştururlar. Bu ülkelerin hepsinin asıl amaçları
İsrail’i korumak, İsrail’in kendi hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak,
korumak, sizin yer altı zenginliklerinizi de ele geçirmek ve kendi insanlarına
götürüp yaşam seviyelerini yükseltmektir. Bunlar emperyalisttir.” Kurt’dan kuzu doğduğu hiç görülmüş
müdür?”
Sevgili dostlar bu emperyalist ülkelerin tezgahlarına
aldanmayalım. Eğer onlara bir kez kapılırsak, Ne Osmanlısı, Ne cumhuriyeti, Ne
dokuz ışığı, Ne Atatürk’çülüğü nede Müslümanlığınız kalır. Hepsinin yerinde
yeller eser.
Akıllı olmalıyız. Çocuklarımızı iyi eğitmeliyiz.
Tarihimizi iyi öğretmeli, kültürümüzü daima yeşertmeliyiz. Çocuklarımızı ilim,
fen şartlarına uygun yetiştirmeliyiz. Kendimize ülkece bir hedef koymalıyız.
Dostumuzu, düşmanımızı onlara öğretmeliyiz.
Yarın çocuklarımız üniversite sınavına giriyorlar.
Hepsine başarılar diliyorum.
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder