29 Haziran 2018 Cuma

BİZ AMERİKA’NIN HER DEDİĞİNİ YAPMAK ZORUNDA MIYIZ?

BİZ AMERİKA’NIN HER DEDİĞİNİ YAPMAK ZORUNDA MIYIZ?

Evet sevgili dostlarım yazıma tam da bu noktadan başlayacağım. Biz “Amerika’nın sevdiğini sevmek sevmediğini sevmemek zorunda mıyız?”
Osmanlı tarihimizi, Cumhuriyet tarihimizi iyice okursanız Osmanlı’ya da devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’ne de başımıza ne bela geldiyse bu sömürgeci dış mihraklardan geldiğini görürsünüz. Bunu bilmek için kahin olmaya gerek var mı? Haçlı seferlerini inceleyin yeter. Fetö neden başımıza bela edilmiştir. Yıllarca orada neden tutulmaktadır. Aslında gerekçeler belli.
Bu mikroplar tam 9 tane haçlı seferi yaptılar. Bizim için en önemli olanı dört tanesidir.  Hepsinin özünde birbirilerine destek vermek, daha fazla sömürge yerlerine hâkim olmak, Müslümanların bilhassa Türklerin yükselmesinin önünü kapamaktır.
İki gün önce Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKÇİ “Patatesin 6 liraya çıkmasıyla Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 1’ini geçmemek kaydıyla Suriye’de Türkiye’nin kontrol altına aldığı bölgeden ithalatın serbest bırakıldığını, bu kapsamda TL bazında 4 bin ton patates ithal edildiğini” söyledi. İyide yapıldı.
Olması gerekende buydu. Bizde bir söz vardır “Gavura kızılıp oruç bozulmaz” Amerika bizim neyimiz. Suriye ile bir milim sınırı bile olmayan sömürgeci bir millet. Gittiği her yere kan ve göz yaşı getirmiştir. Suriye zamanında pkkyı apoyu barındırıp çocuklarımızı, halkımızı katlettirmekte rol oynasalar da bizim kararlılığımızla o bölgede tutunamayıp, topraklarındaki yuvalarından çıkarmak zorunda kalmışlardır. Sadece Amerika değil, İtalya’sı, İngiliz’i, Yunanistan’ı, Almanya’sı tüm Avrupa ülkeleri yıllardır bu hasmane tutumlarını sergilemeye devam ediyorlar. Bunun özü “siz güçlü olursanız dostunuz var ama yoksanız akbaba gibi tepenize çullanırlar.” Güçlü olmanız içinde ekonominiz güçlü olmalıdır. Tüm bankalar özelleştirilmelidir. Yoksa sizi beş sente muhtaç ederler.
Elbette komşumuz ile alışveriş yapmalıyız. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”. “Esat“ birden “Eset” olsun. Ortadoğu’daki petrol tükenmeye yüz tuttukça bu dış mihraklar başka bölgelere kayacak bizler yine komşularımızla baş başa kalacağız.
Neredeyse dört kıtaya hükmeden biz Türklerin düştüğü duruma bak. Binlerce kilometre uzaktan gel burada demokrasi ayağı adı altında istediğin yeri işgal et. Bu dış mihrakların hepsi kendi ülkelerinin tarihine baksınlar. Engizisyon mahkemeleri bunlarda, kazıklı voyvoda bunlarda, Müslümanları koyun boğazlar gibi boğazlamak bunlarda, koskoca ülkenin sahibi Kızılderilileri asimile etmek, yok etmek bunlarda. Cinayet entrika, hayasızlık ahlaksızlık hepsi bunlarda.
Gittikleri her yere önce ahlaksızlığı götürürler. Kültürünüzü, dokunuzu bozarlar. Tarımınızı, hayvancılığınızı, sanayinizi, ekonominizi bozup kendilerine muhtaç ederler. Sizi en son faiz sarmalına sokup, ülkenizi teslim alırlar. Tarihinizi saptırıp yok ederler, Sizi bir güzel Osmanlı’ya, milli liderlerinize düşman ederler. Sizi bu milletin lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e de düşman ederler. Tarihinizle bağınızı kopartırlar cettine düşman bir nesili oluştururlar. Bu ülkelerin hepsinin asıl amaçları İsrail’i korumak, İsrail’in kendi hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak, korumak, sizin yer altı zenginliklerinizi de ele geçirmek ve kendi insanlarına götürüp yaşam seviyelerini yükseltmektir. Bunlar emperyalisttir.” Kurt’dan kuzu doğduğu hiç görülmüş müdür?”
Sevgili dostlar bu emperyalist ülkelerin tezgahlarına aldanmayalım. Eğer onlara bir kez kapılırsak, Ne Osmanlısı, Ne cumhuriyeti, Ne dokuz ışığı, Ne Atatürk’çülüğü nede Müslümanlığınız kalır. Hepsinin yerinde yeller eser.
Akıllı olmalıyız. Çocuklarımızı iyi eğitmeliyiz. Tarihimizi iyi öğretmeli, kültürümüzü daima yeşertmeliyiz. Çocuklarımızı ilim, fen şartlarına uygun yetiştirmeliyiz. Kendimize ülkece bir hedef koymalıyız. Dostumuzu, düşmanımızı onlara öğretmeliyiz.
Yarın çocuklarımız üniversite sınavına giriyorlar. Hepsine başarılar diliyorum.
Saygılarımla


Mustafa Kemal Bektaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder