24 HAZİRAN
SEÇİMLERİNİ NASIL OKUMALIYIZ? BU SONUÇLAR DA NEYİN NESİ?
Hatırlarsanız 08.05.2018 tarihinde “24 HAZİRAN SEÇİMİ SONUÇLARI ÇOK SÜRPRİZLER ÜLKEMİZİ BEKLİYOR!.. KİMSE
BU SEÇİMLERİ ÇANTADA KEKLİK GÖRMESİN !... DÜNYANIN EN ZOR SEÇİM TAHMİNLERİ
BÖLGESİ ÜLKEMİZDİR ! ” konulu bir
yazı yazmıştım. (http://www.samsunhaber.com.tr/24-haziran-secimi-sonuclari-cok-surprizler-ulkemizi-bekliyor-kimse-bu-secimleri-cantada-keklik-gormesin-dunyanin-en-zor-secim-tahminleri-bolgesi-ulkemizdir-makale,133.html)
Ve iki seçimi bir arada yaşadık. Bu yazımı yazarken henüz
seçim sonuçları tam açıklanmamıştı. Sandıkların % 50’lik bir bölümü henüz
açılmamıştı. Aslında bu seçimle herkesim büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.
İktidar hayal kırıklığı yaşadı! Çünkü büyük ihtimalle mecliste istediği çoğunluğu
yakalayamayacağı görülmekte. Muhtemelen 600 vekilli meclisin 290-300 gibi bir
çoğunluğuna sahip olacak. Belki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ikinci tur gibi
bir risk henüz gözükmüyor görünse de olası. İktidarın ülke çapına göre geçmişte
ki aldığı oyları düşündüğümüzde 2003 ten beridir % 70’lerden % 50’lere bazı
bölgelerde kademeli olarak düştüğü gözükmekte. Bunu Sayın Cumhurbaşkanının
Seçim sonunda konuşmasında yüz hatlarından rahatça anlaşılmaktadır.
Şu anki seçim sonuçlarını iyi okumak gerekirse halk, İktidar
Partisine açıkçası bu ekonomik krizin belirtilerini göre göre, bile bile
İktidar partisine “Bu krizi sen açtın
şimdiye kadar bu krizi yok etmeliydin, krizi iyi yönetemedin, bu krizi düzelt”
der gibi bu krizi bizzat giderme görevini verdi olarak da okunabilir. Aynı
zamanda halk ülke yönetiminde meclis çalışmalarında koalisyonlu çalışmayı,uzlayışıyı
hedef gösterdi olarak bu sonuçlar
okunabilir.
Bu seçimde muhalefet partisinde bir önceki
Cumhurbaşkanlığı seçiminde M.H.P faktörü vardı. Bu seferde M.H.P den ayrılan
Meral ASKŞENER ve beraberindekiler İYİ PARTİ’yi kurmalarıyla kendileri siyasette yeni bir aksiyon olarak
gözüktü. OHAL’in olması ve seçim çalışmalarında engellemelerle birlikte
şimdilik palazlanmaması için yaptıkları engelleme başarılı olmuş gibi gözükse
de yinede belli bir oran oy aldığı gözüküyor. En son gördüğümde İYİ Parti’nin
oy oranı % 7 civarındaydı. Aslında 2003 öncesi M.H.P.’nin % 18 gibi bir oyu
vardı. M.H.P nin bir önceki seçimlerde oy oranı % 11 civarında olduğu, C.H.P.
nin de aynı oranlarda olduğu düşünülürse
bu kayıbın AK Parti den ve kararsızlardan kaynaklandığı aşikardır.
Aslında bu seçimlerde İktidar Partisi zafer kazanmış gibi gözükse de hala ileri
boyutta kendileri için alarm zillerinin çaldığını söyleyebiliriz. Özellikle İYİ
Partinin seçimlere girmemesi için yapılan tüm engellemelerin AK Partiden % 7’lik
bir oy potansiyelini koparttığını da söyleyebiliriz. Hatta C.H.P den 15
milletvekilinin İYİ Partiye geçmesiyle bu kopmanın bedeli bir nevi ödenmiş
gözükmektedir. Ne olursa olsun kriz o zaman o şekilde yönetilmemeliydi. Kriz
iyi yönetilemedi. Sayın Bahçeli o krizin baş sorumlusu olsa da krizin en
kazançlı çıkan olanı olarak görülmüştür.
M.H.P. ye gelince, biliyorsunuz Kapsam Haberde Hüseyin
Kurt “AK KURTLAR YUVAYA DÖNÜYOR!” 19
Haziran 2018 tarihli bir yazısı vardı. O yazı da ki tespit ettiği “MHP’liler bizzat partisine oy vereceği”
şeklinde tespiti vardı. Hatta Bayram dolayısıyla Samsun, Havza bölgesinde ki
köyleri de dolandığımı, görüştüğüm bütün ülkücü arkadaşların Hüseyin KURT ‘un söylediklerinin
bizzat gerçekleştiğini Denizevleri Ortaokulundaki tüm sandıkların oy
sayımında dolaştığımda gördüm.
Yazımın başında belirttiğim gibi yazdığım o yazıda “24 Haziran seçimleri sonucunda muhtemelen
iktidar partisi %44-46 civarında, muhalefet blokunun da % 41- 43 civarında oy alacağı tahmin
edilmektedir. Bu seçimler çok şeylere gebedir. Bu seçimlerde en büyük yarayı
M.H.P.’nin alacağı şeklinde siyasi otoriteler fikir belirtmekteler. C.H.P. ‘nin
% 22-24, İYİ Parti’nin %19-21 oy alacağı, Saadet Parti’nin de sürpriz yapıp %
4-6 civarında oy alabileceği üzerinde tahmin edilmektedir. Tabi ki bunlar
tahmin. Başkanlık sistemine gelince İktidar partisi % 46-48 aralığında oy
alacağı ve akabinde çok sürpriz bir seçim yaşanacağıdır. Muhalefet partilerinin
bu kez sandık güvenliğini yabana bırakmayacağı düşünüldüğünde çok sürprizli bir
seçim olacağı kuşkusuzdur.” diye yazmıştım. Halkın Meral AKŞENERE’e tam
güvenmediğinden bu oranı gelecek seçimlere milliyetçilere, ülkücülere
birleşmeleri olarak bu % 7-10 arası sonuç değerlendirilebilir. CHP‘nin de
kararsızları toparladığını anlayabiliriz. Yine o yazımda “Kısacası bu seçim sonucunda, bir çok siyasi ünlünün siyasi hayatı son bulabilecektir.
Bilinen bir şey var ki bu seçim sonucunda mahkemeler, yüksek yargı bol bol
çalışacak gibi” diye bir terim yazmıştım. Maalesef o gerçekleşecektir.
Bundan sonra İktidar partisi bu sonuçlardan sonra çok
akıllı hareket etmek zorundadır. “Devletin
yapısı ile uğraşacağına, halkın refah seviyesini yükseltmekle uğraşmalıdır.”
Diğer taraftan bir “soğan, patates”
krizinde bile krizi yönetemeyip hemen “soğan,
patates lobisi” suçlusu aramakta, hatta daha ileri götürüp basından
izlediğim kadarıyla “bol yağışlar
sonucunda büyük şehirlerin alt yapılarının yetersiz olmasından dolayı oluşan
sel, baskınları bile dış ülkelerin etkeni olarak önüne gelen beyanat
vermektedir.” Bu Partinin adam akıllı dur diyecek, teşkilatlara çeki düzen
verecek adamları yok mudur? Önüne gelen absürt beyan mı vermelidir.? En basiti
soğan, Patates krizinde bile hemen kolaycı çözüm olan ithalata yönel inmektedir.
O zaman seneye üreticiler soğan, patatesi neden eksin, üretsin ki! Hâlbuki bir
üretim takvimi hazırlanabilirdi. Yine temel gıda olan et problemi
halledilmelidir. İktidar tarım ve hayvancılık politikalarını gözden
geçirmelidir. Ülkenin Tarım ve Hayvancılık bakanı olarak Veteriner Hekimler
dururken Doktor bakan yapılırsa (Sayın bakanımı tenzih ederim küçümseme olarak
belirtmiyorum ikisi farklı meslek erbabı olduklarını dile getirmek için
belirttim) “soğan ve patates 50 kuruşken depolarda çok var dediler ihraç
edilmesine izin verdik bu zam nasıl oldu anlamış değilim” diyecektir.
Normaldir.
Yine İktidar Partisi halkın ekonomik, mali yapısal
sorunlarıyla artık ilgilenmelidir. İstedikleri kadar dile getirmeseler de
ülkemizde kendisini iyice hissettiren bir kriz mecuttur. Kısa vadede gerekeni
yapmazlarsa belki bana kızabilirler, “krizle
gelen iktidar krizle gidebilir.” Bu sefer dış güçler gerçekten bizi zor
durumda bırakabilirler. Hatta uluslar arası saygınlığımıza da gölge
düşürebilirler. Bize ağır dayatmalar dayatabilirler.
Hükümetin en kısa zamanda bankaları millileştirmesini
öneriyorum. “Bankalarımızın % 70’i
yabancıların elinde olduğu sürece ekonomiyi, enflasyonu dizginlememiz oldukça
zordur.”
Muhalefet partilerine gelince, hesapsız, kitapsız
popilist politikalarla halkın önüne çıkarsanız halk buna görüldüğü gibi rağbet
etmiyor. Hamaset nutukları ile toplanan halka dikkat etmenin gerektiğini bu
sonuçların muhalefete öğreteceğini umuyorum. Yine halk bu krizi iyi okuduğundan
“bu krizi çıkaranlara bu seçimde yeşil
ışığı yakmış olarak bu seçim okunmalıdır.” Temel konularda “ben 100 lira fazlasını vereceğim, şurayı
satacağım, burayı satacağıma da halk rağbet etmiyor. Bir yönde hem iktidar hem
muhalefet artık satma işini bırakın mutfaklarımızda ki yangını artık birlikte
söndürün, hizipleşmeyin” demektedir. Halk, “akılcı politikalarla karşılarına çıkmalarınızı istiyor” da
denilebilir.
Bu günlük burada keselim ileriki günlerde tekrar bu
konuları irdelemeye devam edelim.
Son söz olarak;
“Sevdiklerinizle
siyaset yapmayınız zira siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına
devam ederken siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız” diyelim
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder