16 Ağustos 2018 Perşembe

17 AĞUSTOS DEPREMİ, H.A.A.R.P ve SUNİ DEPREMLER ÜZERİNE!

17 AĞUSTOS DEPREMİ, H.A.A.R.P ve SUNİ DEPREMLER ÜZERİNE!

17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 18 yıl geçti. Yaraları hala silinmedi. Bu depremde ölenlerimize KAPSAM HABER olarak Allah’tan c.c. rahmet d geride kalanlarına metanet ve baş sağlığı diliyoruz
Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı. Marmara Depremi'nden en çok etkilenen Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
17 Ağustos 1999'da olan depremin ardından çok şey konuşuldu. Kimilerine göre bu deprem sun’i olarak yapıldı. Amerika’nın Alaska’da bulunan H.A.A.R.P. tesislerinden İYONESFER’e enerji yükleyerek, İYONESFER’de yoğunlaştırılıp deprem plaklarına yüklü bir enerji vererek bu depremi oluşturuldu diye dilden dile dolanmakta!

PEKİ BU İŞİN ASLI NEDİR! SUN’İ DEPREM YAPILABİLİR Mİ!
Sistem İYONESFER’de 100 km irtifaya sinyal gönderip bunların İYONESFER’den yere sekmesini sağlıyor. Seken sinyal Aşırı Düşük Frekans (ELF) bandında yayılan 1 Hertzlik bir sinyal olacak. 1 Hertzlik süper zayıf bir sinyalle internetten film indiremezsiniz, ama Amerika’nın deniz altında pusuya yatan nükleer motorlu nükleer füze denizaltılarına kimsenin duyamayacağı emirler verebilirsiniz. Ama atmosferden seken sadece 1 Hertzlik radyo dalgalarıyla Dünya’da depreme yol açamazsınız!
Her şeyden önce bu sinyalin şiddetinin toprağın doğal manyetik alanından 10 milyon kat zayıf. Mesela CERN parçacık hızlandırıcısındaki süper mıknatıslar birkaç metre mesafeden boynunuzdaki kolyeyi kopartacak kadar şiddetli bir manyetik alan oluşturduğu halde, bu mıknatısların yarattığı manyetik alanlarla bile depreme yol açamazsınız!
Deprem yapmak için elektromanyetik sinyallerle üretebileceğimizden daha büyük bir enerji gerek. Isı ve elektrik enerjisinden daha güçlü bir şey; yani nükleer enerji ve nükleer bombalar.gerek!

H.A.A.R.P. NEDİR İNCELEYELİM!
H.A.A.R.P.  (High Frequency Active Auroral Research Program); Amerikan Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Alaska Üniversitesi ve Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından finanse edilmiş, Alaska’da bulunan ve radyo dalgalarıyla çalışan bir araştırma tesisinin adıdır. Birkaç futbol sahası büyüklüğündeki beton pisti kaplayan çok sayıda antenden oluşan bu tesis, ilk bakışta, 80 yıllarda Türkiye’deki evlerin balkonunda televizyon yayınlarını almak için kullanılan karasal antenlerden oluşan metalik bir ormanı andırıyor. Sivillere de açık olan bu tesiste Alaska, Stanford, Penn State, Dartmouth, Cornell, Maryland, Massachusetts, Polytechnic, Tulsa, Clemson üniversiteleri ile Boston College ve MIT mühendisleri HAARP tesisinde araştırma yapıyor..28 dönüm arazi işgal eden ve her biri 22 metre boyunda 180 yüksek frekanslı anten barındıran, özünde radyo sinyalleriyle araştırma yapan bir gözlemevidir..Tesisin maksimum sinyal gücü 3600 kilowatt olup, çok kuvvetli frekanslardan yayın yapan  ticari bir radyo istasyonundan 75 kat güçlü yayın yapmaktadır.

H.A.A.R.P TESİSİNİN GÖREVİ İYONOSFER TABAKASINI İNCELEMEKTİR
Bu tesiste güneş ışınları ve güreş rüzgarının etkilediği İYONOSFER tabakasını inceliyor. Ancak, yerden 60 km ile 1000 km yüksekte yer alan İYONOSFER  tabakasını etkileyen güneş ışınlarının yanında, HAARP’ın 75 radyo istasyonu gücündeki vericisi devede kulak kalır. İYONOSFER’i incelemek önemli, çünkü yerdeki bir antenden gönderdiğimiz sinyalle ufuk ötesindeki bir kasabaya TV yayını yapabilmemizi Dünya’nın İYONOSFER tabakasına borçluyuz. İYONOSFER’radyo sinyallerini ayna gibi yeryüzüne geri yansıtıyor. Dünyamız yuvarlak bir gökcismi ve 15 km uzaktaki herkes size göre çukurda kalıyor. İYONOSFER olmasaydı ufuk ötesi iletişim kurmak için balonlar ve uydular kullanmamız Karasal antenlerle iletişim mümkün olmayacaktı.

SİZLERE İKİ OLAYI TAŞIYACAĞIM OLAYI ANLAMANIZA YARDIMCI OLACAĞIM!
İlki A.B.D'nin Kaliforniya eyaletinin güneyinde, 4 Aralık'ta ormanlık alanda çıkan ve şiddetli rüzgârın etkisiyle hızla yayılan yangın, 105 kilometrekare alanın kül olmasına yol açan bu afetin, eyalet tarihinde kaydedilen en büyük orman yangındır.
Yangın öncesinde California eyaletinde 5 yılı aşkın süredir devam eden kuraklık nedeniyle 100 milyondan fazla ağaç yok oldu.
Diğeri de 20. yüzyılın en büyük nükleer kazası olarak da bilinen ÇERNOBİL faciasının üzerinden yıllar geçmiş ama bu felaketin izleri hala silinememiştir. Kazadan sonra aşırı radyasyona maruz kalan binlerce insan hayatını kaybetmiş, etrafa ölüm saçan parçacıklar yüzünden sakat bebekler dünyaya gelmiş, bir tek SSCB değil, radyoaktif bulutlardan neredeyse tüm ülkeler nasibini almıştır. 1970 yılında ÇERNOBİL Nükleer Santrali çalışanları için kurulmuş Pripyat, kısa sürede hayalet şehre dönüşmüştür. 
Şimdi sizlere bu iki olayı neden anlattım izah edeyim. Bu sistemi çalıştırmak için çok yüklü bir enerji girişine ihtiyaç gerek. Nitekim ÇERNOBİL’in 50 km. yakınında RUSYA’nın H.A.R.P. sistemleri vardı. Amerika bu tesisleri uzun süre dinlemiş bu tesislere AĞAÇKAKAN tesisleri demişlerdir. Ve akabinde ÇERNOBİL faciası yaşandı. Kimse üzerine gitmedi! Nedenlerini kimse araştırmadı. Üzeri kapatıldı!
Neden kapatıldı sizce!
Hemen her gelişmiş ülkenin kendi HAARP tesisi var. Bunlar arasında Rusya’da Sura, Norveç’te EISCAT, Porto Riko’da Arecibo radyo teleskopu (Evet, uzayda karanlık madde arayan radyo teleskoplar da birer HAARP) ve Fairbanks’te UCLA’nın işlettiği HIPAS’ı sayabiliriz. Yani “tencere dibin kara senin ki benden kara!” Zaten kendileri de RUSYA’yı kontrol ediyor! Bu sistemi çalıştırmak için çok yüksek enerjiye ihtiyaç vardı! ÇERNOBİL’de bu nedenle  bir problem yaşandı!  Üzeri de kapatıldı.

ŞİMDİ BU İYONESFER NEDİR ONU İNCELEYELİM
İYONOSFER, elektromanyetik dalgaların geçmesi ve iletilmesi için ihtiyaç duyulan iyonları içeren ve aynı zamanda da elektronların serbest bir şekilde dolaştığı atmosferin katmanıdır. Atmosferin katmanları arasında bulunan İYONOSFER, 70 ila 500 km lik diliminde bulunuyor. İYONOSFER,  GÜNEŞ’in morötesi ışınları ile DÜNYA’nın manyetik alanını kısmen aşan GÜNEŞ rüzgârının taşıdığı yüklü parçacıkların DÜNYA atmosferini etkilemesiyle oluşuyor.
Hatta GÜNEŞ rüzgârının yeryüzüne olduğu gibi ulaşıp bize zarar vermemesini ozon tabakasından önce, gezegenimizin manyetik alanına ve İYONOSFER’E borçluyuz. 10 binlerce km irtifadaki manyetik alana ve 20-30 km yükseklikteki ozon tabakasına ek olarak tam 940 km kalınlığında bir radyasyon kalkanımız da var! Öyle ki 80 ila 160 km yüksekteki alt İYONESFER’de gece olunca GÜNEŞ’in zararlı radyasyonu hızla azalıyor. Ancak 320 km irtifada radyasyonun azalması bütün gece sürüyor
Radyo dalgalarının bu katman içerisinde yansıtılması  önemli bir konudur. İYONOSFER katmanı içerisinde bulunan gazlar, iyon halinde bulunur. Bu sayede de radyo dalgaları iyi bir şekilde iletilir. 

ŞİMDİ GELELİM BU SİSTEMLE DÜNYA’YA MEYDAN OKUNABİLİR Mİ?
2006 yılında HAVZA’da RADYO GERÇEK FM’i çalıştırırken ÇAKIRALAN’da radyomuzun vericisi vardı. Arıza oluştu. Bende elektronikçi TUNCAY diye bir arkadaşımı da aldım oraya gittik. Aktarma çanak anten uçuruma uçmuştu. Kendimce çanak anten olmazsa bu iş olmaz diye düşünürken kulübenin kapısı saç olduğundan LNB yi saç kapıdan yansıtarak yayınımı vermeye başladı. Ancak vericide bir bölüm vardı ki orada 18 bin kilovat enerji bulunmaktaydı. Giriş 220 volt olan verici cihazında o kadar enerjiyi depolamaktaydı! O ara arkadaşım LNB yi göğe tutarak “ben istersem bu şehre milyonlarca kilovat enerjiyi yığarım” dedi.! Şaşırmıştım. Araştırdım olmasının da mümkün olduğunu bu sayede öğrendim. Kumanda cihazları da bu enerji transferine bir örnektir. Nikolay TESLA denen Sırp bilim adamı 1900 lu nyılların başında çok dehaca buluşlar bulduğunu araştırmalarımda öğrendim.

BU SİSTEMLE NELER YAPILABİLİR!
İnsanda ağladığında, üzüldüğünde, sevindiğinde, kuşku duyduğunda, v.s hallerde beyinden farklı elektrik dalgaları yayınlanır. E:E:G ve E.M.G cihazları bu elektriksel dalgaların kağıda dökülmüş halidir. Eğer isterseler bu sistemde askeri amaç olarak bu dalgaları düşük bantlardan yayınlarsalar isterse bir ülkeyi çıldırtabilirler! İkliminizi değiştirebilirler. Kasırgalar yaratabilirler. Sizin elektronik haberleşmenizi kilitleyebilirler. Daha nice askeri silah olarak kullanımı için çalışmalar yapabilirler. Tankla, topla, silahla size ele geçiremezseler de bu sistemle ordunuzu durdurabilirler. Halkınızı size asi yapabilirler.İklimlerinizi dahi değiştirebilirler.Yaz ayığının ortasında kar yağdırabilirler!
İnterneti gözetlemekten hava, kara ve deniz kuvvetlerinin iletişim kurmasına ve kıtalararası balistik füzelerin Amerika’dan kalkıp Rusya’yı vurmasına kadar her alanda sinyal kalitesi önemli. Zayıf bir sinyal iletişimi kesebilir, füzelerin yoldan çıkması ve hedefi ıskalamasına yol açabilirler.
Kısacası bu nasıl bir süper silahsa gizli olmadığı gibi bir sürü ülkede benzeri var (yani Amerika’nın silah üstünlüğü yok) ve bu tesisleri Google Haritalarda yazıp bulabiliyorsunuz.
Saygılarımla

Mustafa Kemal Bektaş


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder