17 AĞUSTOS DEPREMİ, H.A.A.R.P ve SUNİ DEPREMLER ÜZERİNE!
17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de Merkez
üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde meydana gelen ve yaklaşık 45
saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 18 yıl geçti. Yaraları hala
silinmedi. Bu depremde ölenlerimize KAPSAM
HABER olarak Allah’tan c.c. rahmet d geride kalanlarına metanet ve baş
sağlığı diliyoruz
Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da
büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17
bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı. Marmara
Depremi'nden en çok etkilenen Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9
bin 881 kişi yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı
ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86
konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
17 Ağustos 1999'da olan depremin ardından çok şey konuşuldu.
Kimilerine göre bu deprem sun’i olarak yapıldı. Amerika’nın Alaska’da bulunan
H.A.A.R.P. tesislerinden İYONESFER’e enerji yükleyerek, İYONESFER’de
yoğunlaştırılıp deprem plaklarına yüklü bir enerji vererek bu depremi
oluşturuldu diye dilden dile dolanmakta!
PEKİ BU İŞİN ASLI NEDİR!
SUN’İ DEPREM YAPILABİLİR Mİ!
Sistem
İYONESFER’de 100 km irtifaya sinyal gönderip bunların İYONESFER’den yere
sekmesini sağlıyor. Seken sinyal Aşırı Düşük Frekans (ELF) bandında yayılan 1
Hertzlik bir sinyal olacak. 1 Hertzlik süper zayıf bir sinyalle internetten
film indiremezsiniz, ama Amerika’nın deniz altında pusuya yatan nükleer motorlu
nükleer füze denizaltılarına kimsenin duyamayacağı emirler verebilirsiniz. Ama
atmosferden seken sadece 1 Hertzlik radyo dalgalarıyla Dünya’da depreme yol açamazsınız!
Her
şeyden önce bu sinyalin şiddetinin toprağın doğal manyetik alanından 10 milyon
kat zayıf. Mesela CERN parçacık hızlandırıcısındaki süper mıknatıslar
birkaç metre mesafeden boynunuzdaki kolyeyi kopartacak kadar şiddetli bir
manyetik alan oluşturduğu halde, bu mıknatısların yarattığı manyetik alanlarla
bile depreme yol açamazsınız!
Deprem
yapmak için elektromanyetik sinyallerle üretebileceğimizden daha büyük bir
enerji gerek. Isı ve elektrik enerjisinden daha güçlü bir şey; yani nükleer
enerji ve nükleer bombalar.gerek!
H.A.A.R.P. NEDİR
İNCELEYELİM!
H.A.A.R.P. (High Frequency Active Auroral Research
Program); Amerikan Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Alaska Üniversitesi ve
Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından finanse edilmiş,
Alaska’da bulunan ve radyo dalgalarıyla çalışan bir araştırma tesisinin adıdır. Birkaç futbol sahası büyüklüğündeki
beton pisti kaplayan çok sayıda antenden oluşan bu tesis, ilk bakışta, 80
yıllarda Türkiye’deki evlerin balkonunda televizyon yayınlarını almak için
kullanılan karasal antenlerden oluşan metalik bir ormanı andırıyor. Sivillere
de açık olan bu tesiste Alaska, Stanford, Penn State, Dartmouth, Cornell,
Maryland, Massachusetts, Polytechnic, Tulsa, Clemson üniversiteleri ile Boston
College ve MIT mühendisleri HAARP tesisinde araştırma yapıyor..28 dönüm arazi
işgal eden ve her biri 22 metre boyunda 180 yüksek frekanslı anten
barındıran, özünde radyo sinyalleriyle araştırma yapan bir gözlemevidir..Tesisin
maksimum sinyal gücü 3600 kilowatt olup, çok kuvvetli frekanslardan yayın yapan
ticari bir radyo istasyonundan 75 kat
güçlü yayın yapmaktadır.
H.A.A.R.P TESİSİNİN GÖREVİ İYONOSFER
TABAKASINI İNCELEMEKTİR
Bu
tesiste güneş ışınları ve güreş rüzgarının etkilediği İYONOSFER tabakasını
inceliyor. Ancak, yerden 60 km ile 1000 km yüksekte yer alan İYONOSFER tabakasını etkileyen güneş ışınlarının
yanında, HAARP’ın 75 radyo istasyonu gücündeki vericisi devede kulak kalır.
İYONOSFER’i incelemek önemli, çünkü yerdeki bir antenden gönderdiğimiz sinyalle
ufuk ötesindeki bir kasabaya TV yayını yapabilmemizi Dünya’nın İYONOSFER
tabakasına borçluyuz. İYONOSFER’radyo sinyallerini ayna gibi yeryüzüne geri
yansıtıyor. Dünyamız yuvarlak bir gökcismi ve 15 km uzaktaki herkes size göre
çukurda kalıyor. İYONOSFER olmasaydı ufuk ötesi iletişim kurmak için balonlar ve
uydular kullanmamız Karasal antenlerle iletişim mümkün olmayacaktı.
SİZLERE İKİ OLAYI TAŞIYACAĞIM OLAYI
ANLAMANIZA YARDIMCI OLACAĞIM!
İlki
A.B.D'nin Kaliforniya eyaletinin güneyinde, 4 Aralık'ta ormanlık alanda çıkan
ve şiddetli rüzgârın etkisiyle hızla yayılan yangın, 105 kilometrekare alanın
kül olmasına yol açan bu afetin, eyalet tarihinde kaydedilen en büyük orman yangındır.
Yangın öncesinde California eyaletinde
5 yılı aşkın süredir devam eden kuraklık nedeniyle 100 milyondan fazla ağaç yok oldu.
Diğeri
de 20. yüzyılın en büyük nükleer kazası olarak da bilinen ÇERNOBİL faciasının üzerinden yıllar
geçmiş ama bu felaketin izleri hala silinememiştir. Kazadan sonra aşırı
radyasyona maruz kalan binlerce insan hayatını kaybetmiş, etrafa ölüm saçan
parçacıklar yüzünden sakat bebekler dünyaya gelmiş, bir tek SSCB değil,
radyoaktif bulutlardan neredeyse tüm ülkeler nasibini almıştır. 1970 yılında ÇERNOBİL
Nükleer Santrali çalışanları için
kurulmuş Pripyat, kısa sürede hayalet şehre dönüşmüştür.
Şimdi sizlere bu iki
olayı neden anlattım izah edeyim. Bu sistemi çalıştırmak için çok yüklü bir
enerji girişine ihtiyaç gerek. Nitekim ÇERNOBİL’in 50 km. yakınında RUSYA’nın
H.A.R.P. sistemleri vardı. Amerika bu tesisleri uzun süre dinlemiş bu tesislere
AĞAÇKAKAN tesisleri demişlerdir. Ve akabinde ÇERNOBİL faciası yaşandı. Kimse
üzerine gitmedi! Nedenlerini kimse araştırmadı. Üzeri kapatıldı!
Neden kapatıldı sizce!
Hemen
her gelişmiş ülkenin kendi HAARP tesisi var. Bunlar arasında Rusya’da Sura,
Norveç’te EISCAT, Porto Riko’da Arecibo radyo teleskopu (Evet, uzayda karanlık madde arayan
radyo teleskoplar da birer HAARP) ve Fairbanks’te UCLA’nın işlettiği HIPAS’ı
sayabiliriz. Yani “tencere dibin kara
senin ki benden kara!” Zaten kendileri de RUSYA’yı kontrol ediyor! Bu
sistemi çalıştırmak için çok yüksek enerjiye ihtiyaç vardı! ÇERNOBİL’de bu
nedenle bir problem yaşandı! Üzeri de kapatıldı.
ŞİMDİ BU İYONESFER NEDİR ONU İNCELEYELİM
İYONOSFER,
elektromanyetik dalgaların geçmesi ve iletilmesi için ihtiyaç duyulan iyonları
içeren ve aynı zamanda da elektronların serbest bir şekilde dolaştığı
atmosferin katmanıdır. Atmosferin katmanları arasında bulunan İYONOSFER, 70
ila 500 km lik diliminde bulunuyor. İYONOSFER, GÜNEŞ’in morötesi ışınları ile DÜNYA’nın
manyetik alanını kısmen aşan GÜNEŞ rüzgârının taşıdığı yüklü parçacıkların DÜNYA
atmosferini etkilemesiyle oluşuyor.
Hatta GÜNEŞ rüzgârının yeryüzüne olduğu
gibi ulaşıp bize zarar vermemesini ozon tabakasından önce, gezegenimizin
manyetik alanına ve İYONOSFER’E borçluyuz. 10 binlerce km irtifadaki manyetik
alana ve 20-30 km yükseklikteki ozon tabakasına ek olarak tam 940 km
kalınlığında bir radyasyon kalkanımız da var! Öyle ki 80 ila 160 km yüksekteki
alt İYONESFER’de gece olunca GÜNEŞ’in zararlı radyasyonu hızla azalıyor. Ancak
320 km irtifada radyasyonun azalması bütün gece sürüyor
Radyo dalgalarının bu katman içerisinde
yansıtılması önemli bir konudur. İYONOSFER katmanı içerisinde
bulunan gazlar, iyon halinde bulunur. Bu sayede de radyo dalgaları iyi bir
şekilde iletilir.
ŞİMDİ
GELELİM BU SİSTEMLE DÜNYA’YA MEYDAN OKUNABİLİR Mİ?
2006
yılında HAVZA’da RADYO GERÇEK FM’i çalıştırırken ÇAKIRALAN’da radyomuzun
vericisi vardı. Arıza oluştu. Bende elektronikçi TUNCAY diye bir arkadaşımı da
aldım oraya gittik. Aktarma çanak anten uçuruma uçmuştu. Kendimce çanak anten
olmazsa bu iş olmaz diye düşünürken kulübenin kapısı saç olduğundan LNB yi saç
kapıdan yansıtarak yayınımı vermeye başladı. Ancak vericide bir bölüm vardı ki
orada 18 bin kilovat enerji bulunmaktaydı. Giriş 220 volt olan verici cihazında
o kadar enerjiyi depolamaktaydı! O ara arkadaşım LNB yi göğe tutarak “ben
istersem bu şehre milyonlarca kilovat enerjiyi yığarım” dedi.! Şaşırmıştım.
Araştırdım olmasının da mümkün olduğunu bu sayede öğrendim. Kumanda cihazları
da bu enerji transferine bir örnektir. Nikolay TESLA denen Sırp bilim adamı 1900
lu nyılların başında çok dehaca buluşlar bulduğunu araştırmalarımda öğrendim.
BU SİSTEMLE NELER YAPILABİLİR!
İnsanda
ağladığında, üzüldüğünde, sevindiğinde, kuşku duyduğunda, v.s hallerde beyinden
farklı elektrik dalgaları yayınlanır. E:E:G ve E.M.G cihazları bu elektriksel
dalgaların kağıda dökülmüş halidir. Eğer isterseler bu sistemde askeri amaç
olarak bu dalgaları düşük bantlardan yayınlarsalar isterse bir ülkeyi
çıldırtabilirler! İkliminizi değiştirebilirler. Kasırgalar yaratabilirler.
Sizin elektronik haberleşmenizi kilitleyebilirler. Daha nice askeri silah
olarak kullanımı için çalışmalar yapabilirler. Tankla, topla, silahla size ele
geçiremezseler de bu sistemle ordunuzu durdurabilirler. Halkınızı size asi
yapabilirler.İklimlerinizi dahi değiştirebilirler.Yaz ayığının ortasında kar
yağdırabilirler!
İnterneti gözetlemekten hava, kara ve
deniz kuvvetlerinin iletişim kurmasına ve kıtalararası balistik füzelerin
Amerika’dan kalkıp Rusya’yı vurmasına kadar her alanda sinyal kalitesi önemli.
Zayıf bir sinyal iletişimi kesebilir, füzelerin yoldan çıkması ve hedefi
ıskalamasına yol açabilirler.
Kısacası
bu nasıl bir süper silahsa gizli olmadığı gibi bir sürü ülkede benzeri var
(yani Amerika’nın silah üstünlüğü yok) ve bu tesisleri Google Haritalarda yazıp
bulabiliyorsunuz.
Saygılarımla
Mustafa
Kemal Bektaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder