DELİ AYTEN'İ HATIRLAYANINIZ VAR MI? BİR “DELİ AYTEN” VARDI BURSA SOKAKLARINDA
Sevgili
dostlarım bu gün farklılık yapıp size değişik bir aşk, hayat hikâyesini
yazacağım. Ben 1981- 1990 yıllarında As. Vet Eğt Mrk K.lığında görev yaptığım
dönemde İvaz ağa Kapalı Çarşısının oralarda birkaç kez bir kadını görmüştüm. Kadının
elinde çantalar, bir kez de elinde ud görmüştüm. Bu kim diye çevremdekilere
sorduğumda bana “kafayı yemiş garip deli
biri” demişlerdi.
Geçen
gün internette sörf yaparken bu kadın ile ilgili bir haber görmüştüm
gazetelerimizin birinde. Hikâyesini yazmışlardı. O dönemde bu kadınımızı çok
gördüğümden bana anlatılanlarla okuduklarımdan da etkilenerek size bu
kadınımızın hikâyesini taşımak istedim. Bu stresli seçim döneminin ardından iyi
gider sanıyorum.
Kamberlerde
1935 yılında doğan, 3 yaşında menenjit geçirip. Hastalığının etkileri zamanla
geçmeye başlamış ve 13-14 yaşına gelince kendi gibi garip bir alkolik Cümbüş
Hasan'a sevdalanmış bu kadınımız. Evet, size Ayten’den bahsediyorum namı diğer “deli Ayten’den
Ailesi
"Bu kız zaten garip, bir de bu
alkoliğe varırsa nice olur hali" diye düşünüp, "Hayır, Cümbüş Hasan'la evlenemezsin!" demişler Ayten'e.
Ayten bu kez iyice delilenip kontrol edilemez hale gelmiş. Kızın bu haline
herkes "Sevdadandır, kara
sevda çekiyor. Vermezseniz Cümbüş'e iyice gider bu kız" deyince
sonunda ailesi azı olmuş.
Dillere desten bir düğünle evlendirilmiş Ayten ama deliliği bir türlü düzelmemiş
Dillere desten bir düğünle evlendirilmiş Ayten ama deliliği bir türlü düzelmemiş
Cümbüş
Hasan da bir yandan yoksulluk bir yandan alkol bağımlılığı, diğer yandan Deli
Ayten derken meyhaneden hiç çıkmaz olmuş. 1,5 yıl zor dayanmış ve bir sabah evi
terk edip bir daha hiç geri dönmemiş Cümbüş Hasan.
Evi
terk eden Cümbüş Hasan, gitmiş gitmesine de durumu Ayten'den hiç farklı
değilmiş. Bu hali ile yaşayan Cümbüş Hasan kısa bir süre sonra meyhane
masasında ölmüş.
Ve
haber tez gelir Ayten'e ve Deli Ayten bir kez daha yıkılır.
Eşinin
ölümüyle yıkılan Ayten de avare halde sokaklarda dolaşmaya başlar ve adı “deli Ayten’”e çıkar. Bir omzuna
astığı çok sayıda rengârenk çantayla gezerek cümbüş ve davul çalan
Deli Ayten, özellikle kent merkezindeki esnaf için bir dönemin simge
isimlerinden biri oldu. Tarihi Kapalı Çarşı ve devamındaki Uzun Çarşı’da dükkânları
dolaşarak bahşiş toplayan Deli Ayten, genellikle kendi halinde ve zararsız
olmasına karşın kızdırıldığı zamanlarda çevresindekilere saldırganlaşırmış.
Çarşıda para ve yiyecek toplayan Ayten topladıkları ne varsa para yiyeceklerinin hepsini mahallesine döndüğünden ihtiyacı olanlara dagıtırmış.
Deli Ayten omzuna takdığı davul , eline aldığı cümbüşü ve koluna taktığı rengarenk çantaları ile sabahtan akşama kadar o çarşı senin, bu pazar benim dolaşıp durmuş.
Çarşıda para ve yiyecek toplayan Ayten topladıkları ne varsa para yiyeceklerinin hepsini mahallesine döndüğünden ihtiyacı olanlara dagıtırmış.
Deli Ayten omzuna takdığı davul , eline aldığı cümbüşü ve koluna taktığı rengarenk çantaları ile sabahtan akşama kadar o çarşı senin, bu pazar benim dolaşıp durmuş.
Kamberlerdeki
kulübesinde 1992 yılında komşuları tarafından ölü bulunmuş. Ölüm haberi yerel
gazeteye çıkmış. Ölümünden bir yıl sonra Kapalı Çarşı esnafı Deli Ayten’in
hayalini gördüğünü ileri sürerek, bunun üzerine aralarında para toplayarak
mezarını düzenlemişler. Günümüzde Kamberler parkında bir heykeli ve heykelin
arkasında bir müzisyen mektebi var.
Yaz geldiğinde Bursalılar tatil beldelerine, sayfiye
yerlerine gider çarşıda, pazarda işler dururmuş. Sokaklardaki o hengâme,
koşturmaca, kalabalık sesler gider yerine derin bir sessizlik çökermiş. İşlerin
kötü olduğu zamanlarda çarşının girişinde duyulan davul sesi Deli Ayten'in
geldiğini müjdelermiş. Boş oturmaktan sıkılan esnaf neşelenir Deli Ayten'i
sevinçle karşılarmış. Ayten davulunu çalarak çarşıyı bir uçtan diğerine geçer
sonra da geldiği yoldan cümbüşünü inleterek geri dönermiş
Esnafın inancına ve şahit olduklarına göre Deli
Ayten hangi dükkânın önünde soluklanmak için dursa o dükkâna nur yağarmış.
Esnaf, “Deli Ayten” onların
dükkânında dinlensin diye Aksaray'da müşteri çekmeye çalışan balıkçılar gibi
kapılara koşar ''Ayten hanım buyurmaz
mısınız?'' diyerek onu ağırlamak için birbirleriyle yarışırlarmış. Deli
Ayten dükkânlarını neşelendirsin, nurlandırsın diye sırf onun dikkatini çekmek
için referans yapanlar, amuda kalkanlar bile olurmuş...
Deli Ayten’in konakladığı
dükkanda bereketin kilidi açılır olurmuş
Deli Ayten kibirle bakarmış esnafın onun için
yaptıklarına.... Bazen sinirlenerek, “Ne
o? kız Yakup gibi kıvırıp duruyorsunuz, hoppalık yapıyorsunuz” diye
azarlardı esnafı. Sonra da gönlü hangi kapıda durmak istiyorsa o dükkânın
önünde mola verirmiş. Deli Ayten’in konakladığı dükkânda bereketin kilidi
açılmış olurdu. Çayını kahvesini içerken davulunu tıngırdatıp cümbüşünü çalar,
ardından kalkıp başka bir dükkâna uğur ve bereket getirmek için harekete
geçerdi.
Ayten Bursa’da bütün delilerin
kraliçesiydi
Bursalılar için “Deli Ayten” tam bir efsaneydi. Sokaklarda yürüdüğü zaman insanlar
onu karşılamak için evlerinden çıkar, mahalleden ayrıldığında alkışlayarak
uğurlarlardı. Arkasında daima çocuklardan oluşan uzun bir kuyrukla dolaşırdı.
Her mahallenin bir delisi vardı kuşkusuz. Ve bu deliler mahalleyi babalarının
malı gibi görürlerdi. Hanedanlık alanlarına başka delilerin sızmasından da hiç
hazzetmezlerdi. Ama Ayten’in deliler üstü bir kimliği vardı. O bütün delilerin
tartışılmaz kraliçesiydi.
O ve ailesi müzisyen ve besteciydi. Kardeşi
Bayram ŞENPINAR’ da müzisyen bestecidir.
Bursa’nın delileri, her yıl hıdrellez haftasının
pazar günü Deli Ayten için bir çeşit takdis töreni düzenlerdi. Henüz ufuk
ağarmamışken Deli Ayten, kız Yakup mahallesindeki derme çatma evinden yola
çıkardı. o gün en güzel elbisesini giyer, en şık çantalarını koluna takar, en
kırmızı rujuyla dudaklarını boyardı. Bir iki gün öncesinden temizlediği davulu
ve parlattığı cümbüşü de yanında olurdu tabii ki.
Deli Ayten ilk kendi mahallesinden festivaline
başlardı. Meydana gelir, davuluna üç kere vururdu. Mahallede yaşayan iki deli
çıkagelir “Deli Ayten”’in ardında
yerlerini alırdı. Sonra hep birlikte ikinci mahalleye yürünürdü. Yine üç kez
tokmak davula vurulur, oranın delisi de gelip konvoya katılır, böylece 15
mahalle dolaşılırdı. Bursa’nın akıllıları derin uykularındayken Bursalı deliler
Ayten’in ardında ayinlerini yapardı. Ayten, ardında 15-20 kişilik bir deli
tümeniyle sokakları dolaştığında Bursalılar uyanıp camlara dökülür, konvoya
alkışlarla tempo tutarlardı. Deli Ayten ve tebaası dönüp dolaşıp ikindi vaktine
doğru, kraliçelerinin tenekeden şatosunun bulunduğu kız Yakup mahallesindeki
Müzisyenler Kahvesinin önüne gelirdi. Burada onları müzisyenler darbukalar,
davullar, kemanlar ve kanunlarla grubu karşılardı. Sazlar çalar, kızlar oynar,
akşam da evli evine köylü köyüne giderdi.
Türlü çeşit tevatür dolaşırdı Deli Ayten
hakkında. Kimisi çok zengin bir İstanbullu ailenin kızı olduğunu, çok gençken
kafayı sıyırıp Bursa’ya geldiğini söylerdi. Bazıları onun Selanik’ten göç eden
bir ailenin çocuğu olduğunu, annesini babasını bir yangında kaybettikten sonra
yapayalnız kaldığını anlatırdı. Bursa’da Deli Ayten'i tanıyan çok sayıda
insanın büyük kısmının mutabık kaldığı asıl hikaye yine Kız Yakup mahallesinde
başlıyor
Asıl Adı Soyadı: Ayten
Şenaşık!tır.
Çocukluğunda ateşli hastalıklarla boğuşmuş.
16-17 yaşında genç bir adama aşık olmuş. Kendisinden beş altı yaş büyük olan
Cümbüş Hasan (Bayındıroğlu) da sevmiş Ayten’i. Ama ailesi çok içki içiyor, gece
âlemlerinde kendini kaybediyor diye kızın sevdiği adama kavuşmasına engel
olunca, yanıp tutuşan Ayten, yemeden, içmeden, uykudan kesilmiş.
İşte bu dönemde açılıyor gerçeklikle aklı
arasındaki mesafe. Tüm böyle hikâyelerde olduğu gibi, tabip tabip dolaşıyorlar.
Sonunda bir doktor, “sevdiği adama
kavuşursa belki düzelir” diye tavsiyede bulunuyor ailesine. Altı yılın
sonunda rıza gösteriyorlar evlenmelerine. Ama iş işten geçmiş, Ayten ile gerçek
dünya arasında açılan mesafe bir türlü kapanmıyor. Alkolizmin derinliklerinde
kaybolan Cümbüş Hasan da zaten bir gün evi terk edip gidiyor. Ayten de
kocasından kalan cümbüşü eline alıp, davulu boynuna takıyor, sokak sokak
dolaşıp Hasan’ı arıyor. Birkaç yıl sonra Hasan hastalanıp ölünce defter tamamen
kapanıyor. Ayten de kalan ömrünü sokaklarda tamamlıyor.
Kızyakup’taki kulübesinde 12 mart
1992 günü ölü bulunan Ayten, ertesi gün Ahmet Dai camii’nde kılınan cenaze
namazından sonra Pınarbaşı’nda defnediliyor...
Cenaze namazına 3 binden fazla Bursalı
katılıyor. 2001’de, dönemin belediye başkanı Hilmi Şensoy’un girişimiyle mezarı
granit kaplanıyor, mezar taşına davullu bir fotoğrafı konuluyor.
Osmangazi Belediyesi Kız Yakup mahallesinde
çöküntü alanı olan bir bölgeyi kamulaştırarak Kamberler Tarih ve Koordinasyon
parkını inşa etti. İki sene önce ulusal bir yarışmada kazanan projenin
uygulandığı parka aralarında Osman Gazi, Orhan Gazi, Ahmet Hamdi Tanpınar, Zeki
Müren’in de bulunduğu ünlülerin büst ve heykelleri dikildi. Belediye başkanı
Recep Altepe’nin önerisiyle Deli Ayten’in de parka dikilmek üzere bir heykeli
yaptırıldı. Ama kaidesi ve çevre düzenlemesi bitmediği için henüz yerine
dikilmeyen heykel Saadet Partisi Bursa Gençlik kolları tarafından protesto
edildi. O kadar ünlü Türk büyüğünün yanında deli bir kadının heykelinin ne işi
var, dediler.
Konu belediye meclisinde de gündeme geldi fakat
başkan Altepe kararından geri adım atmıyor: “Deli Ayten’in Bursa’da yaşamış ve yaşı 30’u aşmış herkeste bıraktığı
bir hikâyesi vardır. Bir trajedi kahramanı olmasına rağmen, her sabah etrafına
neşe ve sevinç taşımış olan bir insandır Deli Ayten.”
2009 yılında Deli Ayten'in heykeli hak ettiği gibi dikilir; Bursa’da taşıdığı birden fazla çantayla, cümbüş ve davul çalarak gezen "Deli Ayten"in heykeli, ölümüne kadar yaşadığı roman mahallesinin kentsel dönüşümle park haline getirilen bölümüne dikildi.
2009 yılında Deli Ayten'in heykeli hak ettiği gibi dikilir; Bursa’da taşıdığı birden fazla çantayla, cümbüş ve davul çalarak gezen "Deli Ayten"in heykeli, ölümüne kadar yaşadığı roman mahallesinin kentsel dönüşümle park haline getirilen bölümüne dikildi.
İşte size bir delinin hayat hikâyesi
Saygılarımla Mustafa Kemal Bektaş
KAYNAKLAR:
Elif Akgül - Ayten'in bir deli aşk hikayesi Bianet
Org
Deli Ayten 16 Yıl sonra Bursa’ya Dönüyor - http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/deli-ayten-16-yil-sonra-bursa-ya-geri-donuyor-10749097
Hüsna KÖŞKER - Hikayesiyle Bursa'nın
meydanlarını süsleyen kadın: Deli Ayten (Gazete Hayat)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder