KOOPERATİFLEŞME BU ÜLKENİN KALKINMASINDA EN TEMEL FAKTÖRDÜR
Dün Samsun’umuzun Kavak İlçesinin Koçalan
Mahallesindeydik yani eski haliyle köyünde. Mahalle sakinlerinden Eyüp AKÇA’ya mecburiyetten
misafir olduk. Zira tavukları ölmekteydi. Ben VESTED Samsun Dernek Başkanı
Mehmet Kemal ŞENER ile Kavak’ta klinik muayenehanesi olan Veteriner Hekim
Hüseyin UYANIK ile birlikte ölen tavukları yerinde görmek amacıyla gittik.
Kavak 2017 tarihi itibariyle nüfusu 20079 yanlış
hatırlamıyorsam 84 mahallesi (Köyü) bulunmakta. Bölgede fasulyesi ile meşhur Germiyan
Mahallesi bulunmakta. Bende Havza doğumlu olduğumdan bu bölgemizi iyi
bilmekteyim. İlçe Tarım Müdürlüğünün Web sayfasına baktığımda ilçedeki büyükbaş,
küçükbaş, kanatlı hayvan sayısını göremedim. Neden koymazlar anlamadım.
Samsunda da İl Müdürlüğüne gittiğimde hayvan sayısını ilgili meslektaşlarıma
sorsam da sayı vermediler. Nasıl bir devlet sırrı onu da anlamadım.
Veteriner Hekimimizden hayvan sayısını sordum toplamda küçükbaş
olarak Kavak’ta 14 bin civarında olduğunu, Büyük baş hayvan sayısının da 14 bin
civarında olduğunu, bölgede çiftlik düzeyinde işletmeler olduğunu söyledi. Bu
arada 2016 yılı itibariyle 11 bin 125 hayvana
şap aşısı yapıldığı bilgisine sahibiz. Yine kooperatif sayısını
sorduğumda kooperatifleşmenin olmadığını öğrendim. Kendisine Havza’da
kooperatifleşme var burada neden yok dediğimde cevabını verecek olanın Tarım
Müdürlükleri olduğunu söyledi. Kavak ilçemizde serbest çalışan 3 veteriner
hekim mevcut. İlçe Tarım Müdürlüğünde ki personel sayısını da sormadım.
Havza’da 2012 ve 2014 yıllarında ve öncesinde kooperatifler
kanalıyla halka muhtelif miktarda büyük baş hayvan hatta hamile düve
dağıtıldığını o zamanlar Havza’da Radyo Fm.i işlettiğimden dolayı biliyorum.
TİGEM Genel Müdürü olan Ziraat Mühendisi olan Mehmet TAŞAN Şeyhsafi
mahallesinden (Köyünden). Sanırım Havza’da kooperatifleşme Mehmet Taşan Bey
sayesinde hızlandı. Ama bu topraklarda doğup büyüyen Mehmet Taşanın komşu
ilçelere de bir hizmeti olamaz mı? Ya da Tarım ilçe ve İl müdürlüğü Samsun’un
ilçelerine de kooperatifleşmenin önünü açamaz mı? Ülke olarak kooperatifleşme
hızla kalkınmamızın önünü açacaktır diye düşünüyorum.
Neyse biz konumuza dönelim. Mahalle sakinlerimizden Eyüp
AKÇA’nın 60 kadar yetişkin 40 kadar civcivi mevcut. Yetişkin ve anaçlardan yaklaşık
10 kadarı ölmüştü. Veteriner Hekim Hüseyin UYANIK ile otopsi yaptık. Bende
kolları sıvadım yardım ettim.
Yaptığımız otopsi neticesinde ölen tavukların “Piliç, tavuk, hindi ve güvercinlerde ülkemizde de çok
yaygın görülen bakteriyel bir hastalık olan CORYZA olan spesifik etkeni “Mycoplasmatocea”
ailesinden Haemophilus paragallinarumun neden olduğu akut solunum yolu
enfeksiyonudur. Bu hastalığa “Hemophilus İnfluenzae”
adlı bir bakteri neden olmaktadır. Boğaz da sümük salgısı, özellikle
gözaltlarından buruna doğru olan bölümlerde, alın kısmında hissedilir bir şişme
vardı..Sakal ve yüzde subkutanöz bir ödem. Akciğerde rengi iltihaplı bir renkteydi. Bu hastalıkta en karakteristik
belirti solunum zorluğu, hırıltılı soluma, ses çıkartırken
hırıltılı tonlar gözlenebilir. Bu hastalığı
kuşlar taşımaktadır. Diğer evcil olmayan kuşlarla her türlü temasın kesilmesi
gerekir. Ama burası köy nasıl kesilecek onu da Eyüp amcanın düşünmesi gerek.
Hasta olup kalan sağlara da beraberimizde gördüğümüz antibiyotiği de tatbik
edip oradan ayrıldık.
Şunu gördüm ki çiftçilerimiz etini
tavuğunu kendileri ürettim mi çevresine de faydası oluyor “ışıyan mum etrafına ışık saçar misali”. Tarlasını ekerken
beraberinde yetiştirdiği tavuğu, hayvanı derken bölge bu tarımsal ve hayvansal
gıda maddeleriyle satarak hem kendisine ve hem de çevresine faydası oluyor.
Dolayısı ile dışarıdan o gıda maddelerini almak için döviz harcamıyoruz. Bir
ülke ancak böyle kalkınır. Ülke çapında hayvancılık ve tarım kooperatifler
kurularak desteklenmelidir. Eğer tarım ve hayvancılık yaygınlaşırsa bölge
ülkelerine satabilir süper bir devlet olmanın adımlarını atabiliriz.
Dün gördüm işte her evin yanı başında vatandaş
tenceresinde pişecekleri yetiştiriyor. Mısırıydı, fasulyesiydi, patatesiydi,
meyve ağaçlarıydı, tavuğuydu derken dışarıdan alımları asgariye indirip ayakta
durmaya çalışıyor. Yumurtaya para vermiyor kendisi üretiyor. Büyük baş hayvan
üreterek süte ve süt ürünlerine para vermeyip kendisi üretiyor derken çevresine
de ışık oluyor. Bunları kendileri üretmeseler, çarşıda marketlerden alacaklar.
Sonuçta dövizimiz ülkede kalacak. Mazot ve tarımsal ürünleri yerli yerinde
teşviklerle vatandaşı desteklersek kalkınmayı başaracağımıza inanıyorum.
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder