5 Temmuz 2018 Perşembe

ÜLKEMİZDE KOOPERATİFLEŞME ÜLKEMİZİN KALKINMASINDA EN TEMEL FAKTÖRDÜR

KOOPERATİFLEŞME BU ÜLKENİN KALKINMASINDA EN TEMEL FAKTÖRDÜR

Dün Samsun’umuzun Kavak İlçesinin Koçalan Mahallesindeydik yani eski haliyle köyünde. Mahalle sakinlerinden Eyüp AKÇA’ya mecburiyetten misafir olduk. Zira tavukları ölmekteydi. Ben VESTED Samsun Dernek Başkanı Mehmet Kemal ŞENER ile Kavak’ta klinik muayenehanesi olan Veteriner Hekim Hüseyin UYANIK ile birlikte ölen tavukları yerinde görmek amacıyla gittik.



Kavak 2017 tarihi itibariyle nüfusu 20079 yanlış hatırlamıyorsam 84 mahallesi (Köyü) bulunmakta. Bölgede fasulyesi ile meşhur Germiyan Mahallesi bulunmakta. Bende Havza doğumlu olduğumdan bu bölgemizi iyi bilmekteyim. İlçe Tarım Müdürlüğünün Web sayfasına baktığımda ilçedeki büyükbaş, küçükbaş, kanatlı hayvan sayısını göremedim. Neden koymazlar anlamadım. Samsunda da İl Müdürlüğüne gittiğimde hayvan sayısını ilgili meslektaşlarıma sorsam da sayı vermediler. Nasıl bir devlet sırrı onu da anlamadım.
Veteriner Hekimimizden hayvan sayısını sordum toplamda küçükbaş olarak Kavak’ta 14 bin civarında olduğunu, Büyük baş hayvan sayısının da 14 bin civarında olduğunu, bölgede çiftlik düzeyinde işletmeler olduğunu söyledi. Bu arada 2016 yılı itibariyle 11 bin 125 hayvana şap aşısı yapıldığı bilgisine sahibiz. Yine kooperatif sayısını sorduğumda kooperatifleşmenin olmadığını öğrendim. Kendisine Havza’da kooperatifleşme var burada neden yok dediğimde cevabını verecek olanın Tarım Müdürlükleri olduğunu söyledi. Kavak ilçemizde serbest çalışan 3 veteriner hekim mevcut. İlçe Tarım Müdürlüğünde ki personel sayısını da sormadım.
Havza’da 2012 ve 2014 yıllarında ve öncesinde kooperatifler kanalıyla halka muhtelif miktarda büyük baş hayvan hatta hamile düve dağıtıldığını o zamanlar Havza’da Radyo Fm.i işlettiğimden dolayı biliyorum. TİGEM Genel Müdürü olan Ziraat Mühendisi olan Mehmet TAŞAN Şeyhsafi mahallesinden (Köyünden). Sanırım Havza’da kooperatifleşme Mehmet Taşan Bey sayesinde hızlandı. Ama bu topraklarda doğup büyüyen Mehmet Taşanın komşu ilçelere de bir hizmeti olamaz mı? Ya da Tarım ilçe ve İl müdürlüğü Samsun’un ilçelerine de kooperatifleşmenin önünü açamaz mı? Ülke olarak kooperatifleşme hızla kalkınmamızın önünü açacaktır diye düşünüyorum.
Neyse biz konumuza dönelim. Mahalle sakinlerimizden Eyüp AKÇA’nın 60 kadar yetişkin 40 kadar civcivi mevcut. Yetişkin ve anaçlardan yaklaşık 10 kadarı ölmüştü. Veteriner Hekim Hüseyin UYANIK ile otopsi yaptık. Bende kolları sıvadım yardım ettim.
Yaptığımız otopsi neticesinde ölen tavukların “Piliç, tavuk, hindi ve güvercinlerde ülkemizde de çok yaygın görülen bakteriyel bir hastalık olan CORYZA olan spesifik etkeni “Mycoplasmatocea” ailesinden Haemophilus paragallinarumun neden olduğu akut solunum yolu enfeksiyonudur. Bu hastalığa “Hemophilus İnfluenzae” adlı bir bakteri neden olmaktadır. Boğaz da sümük salgısı, özellikle gözaltlarından buruna doğru olan bölümlerde, alın kısmında hissedilir bir şişme vardı..Sakal ve yüzde subkutanöz bir ödem. Akciğerde rengi iltihaplı bir renkteydi. Bu hastalıkta en karakteristik belirti solunum zorluğu, hırıltılı soluma, ses çıkartırken hırıltılı tonlar gözlenebilir. Bu hastalığı kuşlar taşımaktadır. Diğer evcil olmayan kuşlarla her türlü temasın kesilmesi gerekir. Ama burası köy nasıl kesilecek onu da Eyüp amcanın düşünmesi gerek. Hasta olup kalan sağlara da beraberimizde gördüğümüz antibiyotiği de tatbik edip oradan ayrıldık.
Şunu gördüm ki çiftçilerimiz etini tavuğunu kendileri ürettim mi çevresine de faydası oluyor “ışıyan mum etrafına ışık saçar misali”. Tarlasını ekerken beraberinde yetiştirdiği tavuğu, hayvanı derken bölge bu tarımsal ve hayvansal gıda maddeleriyle satarak hem kendisine ve hem de çevresine faydası oluyor. Dolayısı ile dışarıdan o gıda maddelerini almak için döviz harcamıyoruz. Bir ülke ancak böyle kalkınır. Ülke çapında hayvancılık ve tarım kooperatifler kurularak desteklenmelidir. Eğer tarım ve hayvancılık yaygınlaşırsa bölge ülkelerine satabilir süper bir devlet olmanın adımlarını atabiliriz.



Dün gördüm işte her evin yanı başında vatandaş tenceresinde pişecekleri yetiştiriyor. Mısırıydı, fasulyesiydi, patatesiydi, meyve ağaçlarıydı, tavuğuydu derken dışarıdan alımları asgariye indirip ayakta durmaya çalışıyor. Yumurtaya para vermiyor kendisi üretiyor. Büyük baş hayvan üreterek süte ve süt ürünlerine para vermeyip kendisi üretiyor derken çevresine de ışık oluyor. Bunları kendileri üretmeseler, çarşıda marketlerden alacaklar. Sonuçta dövizimiz ülkede kalacak. Mazot ve tarımsal ürünleri yerli yerinde teşviklerle vatandaşı desteklersek kalkınmayı başaracağımıza inanıyorum.
Saygılarımla


Mustafa Kemal Bektaş










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder