ŞU
HABERE BAKIN. TARIM VE HAYVANCILIK ÜLKESİ DEĞİLMİYDİK BİZ?
Şu habere bakın. Hep beraber Okuyalım:
“Hayvancılık
sektöründe dışa bağımlılık artarken, sığır ihracatında dünya ikincisi ve Avrupa
lideri Türkiye, saman ithal ediyor. Bulgaristan'dan ithal edilen yaklaşık 4 bin
ton saman İzmir Limanı'na geldi.
Türkiye'nin
Bulgaristan pazarına yönelmesi ile tonu 40 dolar olan saman 60 dolara kadar
çıktı. Türkiye piyasasını yakından izleyen Bulgaristan'daki üreticiler, yerli
saman fiyatının yükselmesi ve Türkiye'nin yoğun talebi üzerine fiyat
yükseltti.”
Diğer habere geçelim:
“Yükselen
et fiyatlarının önüne geçebilmek için ithalat silahı bir kez daha
çekildi. Yüzde 10 gümrük vergisiyle 500 bin kasaplık canlı hayvan ithal
edilecek”
İşte okudunuz bir tarafta %40’lık MTV zammı,
bir tarafta Bulgaristan’dan getirilecek saman… Bulgaristan’dan getirilen
samanlarla Romanya sığırını Türkiye’de besleyip satacağız.
Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin %40 zammı ve
diğer vergi artışlarıyla beraber ekonomideki çarkların nereye doğru nasıl hızlı
döndüğünü izlemeye çalışıyoruz. Birde araya bir seneden fazla olmasına rağmen
öne alınan 24 Haziran seçimleri var. Bu gidişe kimsenin aklının ereceğini
sanmıyorum
Türkiye, sığır ihracatında dünya ikincisi ve
Avrupa lideri idi. Yıllar önce Türkiye’nin Erzurum – Kars bölgesi yoğun
yağış alan yerler olarak ülkenin et deposu olarak görülüyordu…! Şimdi ne oldu
da çarklar ters dönmeye başladı ?
Yine geçtiğimiz yıllarda akaryakıtın litre
fiyatı için “5
lira psikolojik sınır” denmişti. Biz bu sınırı da aştık. Şimdi yakıt
fiyatları aldı başını gitti. Dünyada varil fiyatları geçtiğimiz yıllarda 135 dolarlardan 30 dolara kadar düşmüştü. Tabi
Ortadoğu ülkeleri, bunu ABD emriyle Rusya’nın ekonomisini çökertmek için
yapmıştı. İşte bu düşen varil fiyatına rağmen Türkiye’de iktidar yakıtta gram
oynatma yapmadı! Bugün eğer akaryakıtın %60’ı vergi olduğunu
düşündüğümüzde insan ne oluyor? Nereye gidiyoruz diye sormadan edemiyor!
Dünyada en yüksek enflasyona sahip 19'uncu
ekonomi haline geldik. Etiyopya, Liberya, Gana gibi ülkelerin enflasyonları
bile bizden düşük. G-20 içinde en yüksek cari açığa sahip ülke biziz. Parası
dolar karşısında en fazla değer kaybeden ülkelerin başında geliyoruz. Sıcak
paraya tefeci faizi vermemize rağmen, o bile döviz kurunun ateşini kontrol
edemiyor.
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşek de 2018 için 210 milyar dolar dış finansman ihtiyacımız olduğunu
söyledi. Yani yılda 210 milyar dolar bulamazsak ekonomi çarklarımız dönmeyecek!
2008-2009'da yaşanan küresel krizde ekonomi
büyük hasar aldı ama ülkemiz çabuk toparlandı. 2009'da yüzde 4,7 daralan
ekonomi, 2010'da yüzde 8.5 büyüdü. Çünkü 2008-2009 krizinin hemen ardından
gelişmiş ülke merkez bankaları piyasalara trilyonlarca dolar pompaladı. Bu
paraların önemli bir kısmı bizim gibi gelişen ve yükselen ekonomilere aktı. Ama
2013 Mayıs ayı itibarıyla durum değişti. FED para musluğunu kapattı. Havuzda
biriken suyu da çekmeye başladı. Su çekildikçe havuzdaki yüzücülerin kusurları
da görünür hale geldi. Dolayısıyla bu yönüyle 2008'e göre 2018 Mayıs ayında
olduğumuz şu günlerde sanırım daha az şanslıyız. Çünkü üretmeden tüketen bir
ülke yolunda hızla gidiyoruz
- 2015
yılında alınan biber tohumuna ödediğimiz para 2.1 milyon ve domates
tohumuna ödenen para 9.8 milyon dolar.
- 2010-2015
arasında 1,5 milyon büyükbaş ve 2,3 milyon küçük baş almışız (dışalım, ithalat) ve üzerine et almışız ve
bunlar için 3.8 milyar dolar ödemişiz.
Domates, biber, mısır vs alayım diyorsun.
Hibrit, GDO’lu… Yabancılar yapıyor sana veriyor ve diyorsunuz ki “ne güzel
tarım ve hayvancılık ülkesiyiz”. Onun da tohumu yurtdışından. Doğurgan tohum
kalmadı! Veteriner geliyor ve yabancı tohumu ineğe döllüyor. Tohum yurt dışından.Kendi
tohumunu yetiştirmiyorsun. Tarım ilaçları yabancı, vitamin mineraller yabancı. Yetmiyor
dışarıdan et alıyorsun, sebze ve meyve alıyorsun:
Çin’den kayısı, kuru sarımsak; İtalya’dan
ıspanak, elma; Amerika’dan fındık ve badem; Güney Afrika’dan satsuma
mandalinası; Şili’den üzüm ve elma; İran’dan karpuz ve lahana; Kostarika’dan
kavun; İspanya’dan marul; Yunanistan ve ABD’den pamuk; Rusya, Almanya, Fransa
ve Ukrayna’dan buğday; Fransa ve Hırvatistan’dan arpa; Mısır’dan pirinç,
Ukrayna’dan mısır, Sri Lanka’dan çay, İtalya’dan bakla, Panama’dan muz,
Meksika’dan nohut; Kanada’dan mercimek; Arjantin’den soya; Tayland’dan çeltik
ve pirinç; Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin’den kuru fasulye; Kanada’dan nohut
ve yeşil mercimek; ABD, Ukrayna ve Kanada’dan bezelye, Amerika ve Gürcistan’dan
saman… şimdide Bulgaristan'dan saman; Ukrayna’dan Singapur’dan inek ithali; … v.s
Üreticiyi, Köylüyü toprağından koparırsak
başımızdan her türlü ekonomik musibet eksik olmaz. Köylüyü, Çiftçiyi bir an
önce topraklarına döndürmeliyiz.
Ekonomimizin köşe taşlarından bankaların
özelleştirilmelerini durdurmalı hatta mümkünse millileştirmeliyiz. Aksi
takdirde ekonomiye hükmetmemiz zor olacak.
Ülkemizde süratle toprak reformunu
gerçekleştirmeliyiz. Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi 5 dönümden az toprak
paylaşımını paylaşıma kapatmalıyız. Hissedarlar aralarında halledemediğinde devlet
değeri üzerinden satışa çıkartmalı değeri üzerinden hissedarlara
paylaştırılmalıdır.
Tarım arazilerini amacı dışında kullanımlara
kapatmalıyız. Hatta kullanıldığı takdirde ağır cezalar getirilmelidir.
Kooperatifleşme ile birlikte köylüyü toprağına döndürmeye özendirmeliyiz.
Yoksa sonumuz hüsran olur..
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş
KAYNAKLAR:
Fatih Gökhan Diler- Özel sektörde
yaşanan kriz senin benim borcumu artıracak
https://indigodergisi.com/2017/10/ekonomik-kriz-turkiye-2018/
Mustafa Kemal Bektaş-Ülkemizde İç ve Dış
Gelir Kaynaklarında Savurganlık, Belediyelerin Düzensiz Harcamaları ve
Ekonomide ki Kara Delikler
Mustafa Kemal Bektaş-İç ve Dış Göçler ve Bu Göç
Hareketlerinden Samsun’umuzun etkilenmesi
Mustafa Kemal Bektaş-Ülkemizi Bu Ekonomik
Problemlere Bu Sıcak para Getirdi? Peki Ama Bu Sıcak Para İle Biz Neyi Çözdük?
Mustafa Kemal Bektaş-Ülkemizde Üreticiyi
Topraklarına Döndürmediğimiz Sürece Ekonomik Krizleri, Çalkantıları Asla
Önleyemeyiz
Mustafa Kemal Bektaş-Unuttuklarımızdan
Hatırlamaya Başlayalım.. Şu İ.M.F. meselesi.. İ.M.F. ye Borç Verdik mi?
Vermedik mi? Bunca İç ve Dış Borç Nasıl Oluştu?
Mustafa Kemal Bektaş-Şehirleşmenin Bedeli
Fakirleşen Köy, Köyleşen Şehir.. Peki Samsun Bunun Neresinde
Erdal Kişioğlu- Vergi artışları Türkiye’de bir ekonomik
kriz işareti mi?
Emre Çetin-Ekonomik Krizden Çıkış Haritası
Ahmet Buğdaycı- Türkiye’de Kriz Mutlaka
Patlayacak
TÜSİAD-2018 Yılına Girerken Türkiye ve Dünya
Ekonomisi
Tekgıda-İş Sendikası-2008 Krizi Türkiye’de
Yoksulluğu artırdı
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/et-fiyatlari-dussun-diye-500-bin-canli-hayvan-ithal-edilecek,v9qPdsmga0qx91v1qogpMg
Dr. Mahfi Eğilmez: Türkiye'nin dış finansman kalitesini artırması mümkün değil; 2018, çelişkilerle biçimlenecek
Dr. Mahfi Eğilmez: Türkiye'nin dış finansman kalitesini artırması mümkün değil; 2018, çelişkilerle biçimlenecek
Tuğrul BELLİ - Türkiye’nin gerçek büyüme
oranı meçhul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder