12 Mayıs 2018 Cumartesi

UNUTTUKLARIMIZDAN HATIRLAMAYA BAŞLAYALIM...ŞU İ.M.F MESELESİ.. İ.M.F’YE BORÇ VERDİK Mİ? VERMEKDİK Mİ? BUNCA İÇ VE DIŞ BORÇ NASIL OLUŞTU? Geçtiğimiz aylarda televizyon ekranlarında haberleri izlerken gözüm bir habere takılmıştı. Haberde Ülkemizin İ.M.F’ye borç para verdiği söyleniyordu. Konunun özünü az çok biliyordum ama yine de araştırma yapmak ihtiyacı hissettim. Önce İ.M.F nedir onu tanıyalım: IMF (International Monetary Fund); uluslararası para fonu anlamına gelir ve uluslararası mali sistemin işleyişini düzenler. 1944 yılında ABD’nin Bretton Woods kasabasında kurulmuş olan ve 1947 yılında fiilen çalışmaya başlayan uluslararası para alış veriş organizasyondur. IMF’nin kredileri, bilinenin aksine az miktardadır. Ancak buna rağmen ülkeler IMF’den kredi almak isterler.

UNUTTUKLARIMIZDAN HATIRLAMAYA BAŞLAYALIM...ŞU İ.M.F MESELESİ.. İ.M.F’YE BORÇ VERDİK Mİ? VERMEKDİK Mİ? BUNCA İÇ VE DIŞ BORÇ NASIL OLUŞTU?


Geçtiğimiz aylarda televizyon ekranlarında haberleri izlerken gözüm bir habere takılmıştı. Haberde Ülkemizin İ.M.F’ye borç para  verdiği söyleniyordu. Konunun özünü az çok biliyordum ama yine de araştırma yapmak ihtiyacı hissettim.
Önce İ.M.F nedir onu tanıyalım:
IMF (International Monetary Fund); uluslararası para fonu anlamına gelir ve uluslararası mali sistemin işleyişini düzenler. 1944 yılında ABD’nin Bretton Woods kasabasında kurulmuş olan ve 1947 yılında fiilen çalışmaya başlayan uluslararası para alış veriş organizasyondur.
IMF’nin kredileri, bilinenin aksine az miktardadır. Ancak buna rağmen ülkeler IMF’den kredi almak isterler. Çünkü IMF’nin bir ülkeye kredi veriyor olması demek; diğer ülkelerinde o ülkeye karşı rahatlıkla borç verecekleri anlamına gelir. Bu aşamada IMF ülkeler için bir yeşil ışık anlamı taşır. Yalnız IMF’den her istediğimiz zaman, her ihtiyaç anında borç isteyemeyiz. IMF’den borç almak için durdurulamaz bir ödemeler bilançosu açığı olmalıdır.
Uluslararası mali düzeni sağlamak amacıyla, ödemeler bilançosu açığı olan ülkelere kısa vadeli bazen de uzun vadeli kredi imkanı sağlamak için kurulmuştur. Ülkelerin kur politikalarını gözetler, Ülkelerin ticari bankalara ya da resmi kurumlara olan borçlarını ödeyememeleri halinde, taraflar arasında ara buluculuk görevi yapar. Ülkeleri daha liberal bir kambiyo ve dış ticaret rejimi uygulamaya özendirir. Ülkelere teknik yardım sağlar.
IMF’nin işleyişine bakacak olursak; öncelikle IMF’ye üye olan ülke için bir kota belirlenir. Kota belirlenirken ülkenin yurt içi hasılası ve dış ticaret hacmi baz alınır.
IMF, bir yandan kendi giderlerini karşılamak bir yandan da üye ülkelere destek vermek için kullandığı kaynakları başlıca iki şekilde sağlıyor: Kota sistemi ve Borçlanma. Borçlanma da iki şekilde yapılıyor: Çok taraflı borçlanma, iki taraflı borçlanma.
Kota Sistemine gelince :
IMF’ye üye olan her ülke, ekonomik gücüyle orantılı olarak bir formüle göre hesaplanan ve adına kota denilen bir katılım payını ödemekle yükümlü. Kota, anonim şirketlerdeki sermaye payına benziyor. Kota, üye ülkenin IMF Guvernörler Kurulundaki (anonim şirketlerdeki pay sahipleri genel kuruluna benzer) oy oranını, IMF İcra Direktörleri Kurulundaki (anonim şirketlerdeki yönetim kuruluna benzer) temsil şeklini, SDR (IMF’nin rezerv parası) kullanım limitini ve IMF desteğine ihtiyacı olduğunda alabileceği desteğin miktarını belirlemekte ölçü olarak alınıyor. Üye ülkeler kotalarının dörtte birini USD, Euro, Yuan, Yen, Sterlin gibi rezerv paralardan birisi ya da SDR ile dörtte üçünü ise kendi paralarıyla ödemek durumundalar. Kotalar her 5 yılda bir revize edilerek artırılıyor ve ülkeler artan kısmı aynı kurallar içinde ödüyorlar. IMF kotalarının toplamı bugün itibariyle 671 milyar USD tutarındadır. Türkiye’nin kotası 6.572 milyon USD’dir.
Altın Varlığının Satışı :
IMF’nin sahip olduğu altın varlığı, üye ülke kotalarının dörtte birinin altınla ödenmesi zorunluluğundan gelen birikimle sağlanmış bulunuyor. IMF, küresel krizin yarattığı kaynak sıkıntısını aşabilmek için altın varlığının 403 metrik tonluk kısmını 2009 – 2010 yıllarını kapsayan dönemde parça parça satarak paraya çevirdi. IMF, halen, bugünkü değeri yaklaşık 115 milyar USD eden 2.814 metrik ton altına sahip bulunuyor.
Borçlanma :
IMF’nin işlemleri için kotalar yetmediğinden IMF borçlanmaya da gidiyor. Bu borçlanmalar çok taraflı ve iki taraflı antlaşmalarla yapılıyor. Çok taraflı borçlanmalar başlıca iki düzenleme çerçevesinde yürütülüyor: Genel Borçlanma Antlaşması (GAB) ve Yeni Borçlanma Antlaşması (NAB.) Bu antlaşmalarda IMF, üyesi olan ülkelerden borç alıyor. Bunlara ek olarak IMF, küresel kriz sonrasında yine üyesi olan ve GAB Antlaşmasına taraf olan bazı ülkelerden iki taraflı antlaşmalarla da borç almaya başlamış bulunuyor.     
Küresel krizle birlikte ekonomiler sıkıntıya düşüp IMF’nin kapısını çalınca IMF kaynak sıkıntısına düştü ve GAB’ın yanında yeni bir borçlanma antlaşması yapma kararı aldı. Bu karar çerçevesinde başta G20 ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere başvurdu. Türkiye de başvurulan ülkelerden birisiydi ve yetkililer Türkiye’nin bu çerçevede IMF’ye 5 milyar USD tutarında borç verebileceğini belirttiler. Sonraki gelişmelerde IMF, bu yeni borçlanma antlaşmasını (NAB) hazırladı ve çeşitli ülkelerden borç aldı.
Türkiye IMF’ye Borç Verdi mi?
IMF’nin borç antlaşmalarına (GAB ve NAB) baktığımızda her iki antlaşma listesini incelerseniz  bu listede Türkiye’nin yer almadığını görüyoruz. Küresel kriz sonrasında GAB Antlaşmasındaki taahhütlerin krizin yarattığı sıkıntıları aşmaya yetmeyeceğini gören IMF, NAB Antlaşması hazırlığına girmiş ve çeşitli ülkelere o arada Türkiye’ye de başvurmuş, Türkiye, IMF’ye borç vereceğini taahhüt etmiş ancak IMF NAB Antlaşmasına Türkiye’yi katmamış ve dolayısıyla Türkiye’den borç almamıştır. Türkiye sadece taahhüt etmiştir. Taahhüt edipte taahhütünü yerine getirmeyen bir çok ülkenin mevcut olduğunu unutmamak gerek. Burada şu soruyu da sormamız gerekmez mi? IMF‘ye 3 yıldır 5 milyar dolar borç vereceği dile getirilen Türkiye, yurt dışından niye borçlanmaya devam ediyor ? Sıcak para bulmak için, fonlarla,v.s sıcak parayı çekmek, borçlarını döndermek için sıcak parayı  bulacağım diye uğraşıyor? Madem her şey yolunda neden her zaman seçim gündeme gelse seçimler zamanında yapılacaktır derken şimdi 1 seneden fazla zaman öne alındı?
IMF‘ye 3 yıldır 5 milyar dolar borç vereceği dile getirilen Türkiye, yurt dışından borçlanmaya devam ediyor. Hükümet iktidara geldiğinde 129 milyar dolar olan Türkiye‘nin dış borcu şimdi 403 milyar doları geçti. Türkiye‘nin IMF‘ye olan borçlarını da yurt dışından sağladığı kredilerle ödediği ortaya çıktı.Türkiye, yurt dışından kaynak arayışlarını sürdürüyor. Avrupa Yatırım Bankası 2016 yılı için sanırım Türkiye‘ye 2,5 milyar euro kredi verdi. Avrupa Yatırım Bankası 2015 de de Türkiye‘ye 2,3 milyar euro finansman sağlamıştı. Bu finansmanın yaklaşık yüzde 40‘ı küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ), yüzde 25‘i kamu altyapı, enerji çevre projelerine ayrılırken, geri kalanı ise şirketlere, özel sermaye fonlarına ve İller Bankası üzerinden veya doğrudan yerel yönetimlere kullandırıldı.
Türkiye, Avrupa Yatırım Bankası gibi Dünya Bankası‘ndan da kredi alıyor. 2012-2016 dönemini kapsayan son Dünya Bankası-Türkiye Ülke İşbirliği Stratejisi kapsamında 10 milyar dolar düzeyinde bir finansman sağlandığı yönünde. Dünya Bankası‘ndan 2012-2015 döneminde 9,2 milyar dolar finansman sağlandı. Türkiye geri ödenmemiş kredi bakiyesi itibariyle Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası‘nın (IBRD) altıncı en büyük müşterisi konumunda. Türkiye, yaklaşık 4,3 milyar dolarlık portföyü ile Uluslararası Finans Kurumu‘nun ülkeler bazındaki risk toplamı bakımından üçüncü sırada yer alıyor.
IMF‘ye şu anda borç sıfır ancak Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşlara borç tutarı 2016 nisan sonu itibariyle 15 milyar 997 milyon dolar seviyesindeydi. Yani borcu borçla öteledik. Devletin başka devlet kuruluşlarından kullandığı toplam kredi borcu ise nisan sonu 24 milyar 446 milyon dolar.
MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, Türkiye‘nin toplam dış borcunun 403 milyar doları geçtiğini söyledi. Hükümetin ?IMF‘ye borç ödedik, borcumuz yok? söylemini eleştiren Usta, ?IMF‘ye ödediğimiz borcu kendi gelirimizden değil, Londra piyasasından, Tokyo piyasasından, Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası‘ndan borçlanıp ödedik. Diğer türlü bizim kendi gelirimizle ödemiş olsaydık dış borcumuzun azalmış olması lazımdı.? dedi.
Usta, dış borçların bu hükümet döneminde yaklaşık 273 milyar dolar arttığının altını çizdi. Bu hükümet döneminde Türkiye‘nin 468 milyar dolar cari açık verdiğini hatırlatan Usta, şunları söyledi:  ?Yani bizim dengelerimiz 468 milyar açık verdi. 468 milyar biz yabancıların kaynağını kullandık. Ya bunun karşılığında malımızı, mülkümüzü, taşımızı, toprağımızı sattık. Bu dönemde 30 milyar dolarlık gayrimenkul satışı var, tesis satışları var ayrıca. Gıda sektöründeki, tesisleri enerji tesislerini sattık. Bankalarımızı sattık. Onun haricinde de yaklaşık 273 milyar dolar da borcumuz arttı.?Ülkeye 300 milyar kaynak girmiş. Ülkenin Merkez Bankası‘nın kasasında 26 milyar dolar para var. Bu kadar borç alınmış, bu kadar borç alınınca vatandaşın gelirinin artması lazım. 2007 yılında kişi başına düşen milli gelir 9 bin 247 dolar. 2015‘te bu rakam 9 bin 261 dolar. Nerede bu alınan paralar? Turizm sıkıntıda, demir-çelik sıkıntıda, gıda ve tekstilde iflas ertelemeler artıyor. İşten çıkarmalar arttı. İşsizlik çift hanelere geldi yerleşti. Her 5 kişiden biri işsiz. 2002‘de dünya sıralamasında ekonomi olarak ne isek şimdi de aynıyız.?
MHP Milletvekili Erhan Usta, IMF‘den en yüksek borcu bu hükümetin aldığını hatırlattı. En uzun programı da bu Hükümeti‘n uyguladığını ifade etti. Usta, IMF ile kesintisiz 5,5 yıl program yürüten başka bir Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olmadığını dile getirdi. Şu an dünyada negatif faizin olduğu bir ortamda Türkiye‘nin yüzde 10 civarında faiz vererek kredi bulabildiğini belirten Usta, ?Para girişi olduğu için IMF‘ye şu an ihtiyaç yok. Ama eninde sonunda bu ekonomi toslar ve bir IMF programına gider? dedi.Bu hükümet döneminde 57 milyar dolar özelleştirme yaptı. Aynı dönemde Türkiye‘nin dış borcu 129 milyar dolardan 403 milyar dolara çıktı. Türkiye‘ye özelleştirme dahil 300 milyara yakın dış kaynak geldi. Şu anda Merkez Bankası‘nda 26 milyar dolar net rezerv var. Nereye gitti bu paralar?
IMF’nin bugün itibariyle 188 üyesi var ve bunların kotaları toplamı yaklaşık 362 milyar USD ediyor. Bu üyeler içinde en yüksek kotaya sahip 10 ülke şunlar:

Ülke
Kota (milyar USD)
ABD
63,8
Japonya
23,7
Almanya
22,2
Fransa
16,3
İngiltere
16,3
Çin
14,4
İtalya
10,8
Suudi Arabistan
10,6
Kanada
9,7
Rusya
9,0

Kota, IMF’ye katkı payı olmanın ötesinde bir ülkenin IMF genel kurulunda (Guvernörler Kurulu) oy gücünü belirliyor ve ülkenin, ihtiyaç halinde IMF’den kullanabileceği kaynağın miktarını da belirleyen bir ölçü görevi görüyor. Örneğin yukarıdaki tabloda gösterdiğimiz 63,8 milyar dolar tutarındaki kota payı ABD’ye yüzde 17’ye yakın oy gücü veriyor. 
Türkiye’nin IMF’deki kotası 2,2 milyar dolar. Bu kotanın Türkiye’ye verdiği oy gücünün oranı ise yüzde 0,61 (binde 6.)
IMF, 2.814 ton altın varlığıyla, dünyada en fazla altın rezervine sahip devletler ve kuruluşlar sıralamasında ABD ve Almanya’nın ardında üçüncü sırada yer alıyor. IMF, ana statüsü gereği, ihtiyaç halinde sahip olduğu altınları satarak kaynak toplayabiliyor. Altın satışı yapılabilmesi için oy toplamının yüzde 85’inin olumlu oy kullanmasına ihtiyaç bulunuyor. Bu gibi hallerde ABD yüzde 17’yi bulan oy gücüyle olumsuz oy kullandığı takdirde satış kararı alınamıyor. Yani bu gibi kritik kararlarda ABD tek başına veto hakkına sahipmiş gibi oluyor. IMF son yıllarda altın satışı yaparak parasal kaynak takviyesine gitmiş bulunuyor.  
IMF’ye borç vermeyi taahhüt etmiş olan ülkeler arasında ekonomik açıdan zor durumda olan Güney Kıbrıs, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz de yer alıyor. Tablodan ve özellikle borç veren bazı ekonomilerin içinde bulunduğu ekonomik durumdan hareketle söylemek gerekirse; IMF’ye borç verilmesinin taahhüt edilmesi, taahhüt eden ekonomilerin durumunun iyi olduğu anlamına gelmiyor. 
Bize mesleğe ilk başladığımız zamanlarda ağabeylerimiz tasarrufa yönelmemizi söylerlerdi bir de örnek verirlerdi:
“Onbaşı maaşı ile Yüzbaşı gibi yaşarsan iki günde topu dikersiniz” Aslında ülkemizin düştüğü durum budur. Bu ekonomik kriz 1990 yılından beridir bağıra bağıra geliyorum diyordu. Ancak her hükümet seçimi kaybetmekle ceza gördüklerini sandılar. Aslında hukuki olarak da hesap sorulması gerekir. Yap, boz enkaza çevir, sonrada seçmen bana ceza kesti diye cezamı ödeyeceğim diye kurtulmak olmamalı, bu duruma kimler bu ülkeyi düşürdüyse hepsinden geriye dönük  hukuki hesap da sorulmalıdır….,
Saygılarımla

Mustafa Kemal Bektaş

KAYNAKLAR:
Mahfi EĞİLMEZ  Türkiye Gerçekten İ.M.F’ye Borç verdi mi?
Milli Gazete  11 Haziran 2016 Bir İMF Gitti Üç İMF Geldi
İMF Eurepean Department  İ.M.F’ye Genel Bakış
Mehmet ÖZÇELİK Konya Ticaret Odası Türkiye İ.M.F İlişkileri
SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Türkiye İ.M.F. ilişkilerinde Yeni Dönem
Yrd. Doç. Dr. Nazım Öztürk İ.M.F.’nin Değişen Rolü ve Gelişmekte Olan Ülke ekonomilerine Etkileri

Yrd. Doç. Dr. Zeynep ERDİNÇ Uluslararası Para Fonu -Türkiye Đlişkilerinin Gelişimi ve 19.Stand-By Anlaşması

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder