ÜLKEMİZDE SAĞLIK
KURUMLARINDA YAPILANMA VE SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM…… -6-
Sağlık Bakanlığının açıklamasına
göre; her türlü hazırlığını ve mevzuat altyapısının oluşturulduğu Kamu-Özel
Ortaklığı (KÖO) modeli ile sağlık tesisleri, Ar-Ge birimleri, yüksek teknoloji
merkezleri, sosyal yaşam alanları ve büyük rekreasyon alanlarının bir arada
bulunduğu dev Şehir Hastanelerinin faaliyete geçirilmesi planlanmaktadır.
Sağlık Bakanlığı tarafından şehir hastanelerinde “hasta karşılamadan başlayarak
tüm tedavi süreçlerindeki hizmetlerin beş yıldızlı otel konforunda” sunulacağı
ifade edilmektedir. Bu ifadelerden anlaşılmaktadır ki bu kurumlarda verilecek
otelcilik hizmetlerinin talep edilen sağlık hizmetinin ayrılmaz ve zorunlu bir
parçası olarak sunulacağı ve fiyatlandırılacağı muhakkaktır. Dolayısıyla şehir
hastaneleri özel sektör için KÖO modeli ile yapılacak hizmet alımları açısından
büyük fırsat ortamı, vatandaşlar için yüksek standartlarda verilecek otelcilik
hizmetleri ile süslenmiş ve maliyeti artırılmış sağlık hizmeti anlamına
gelmektedir. Bununla birlikte projenin finansmanının %20 öz kaynak, %80 yabancı
kaynak kullanımına (bkn. Sağlık
Tesislerinin Kiralama Karşılığında Yaptırılması ile Tesislerdeki Tıbbi Hizmet
Alanlarındaki Hizmet ve Alanların İşletilmesi Karşılığında Yenilenmesinde Dair
Yönetmelik, md.7 ve md.33) diğer yandan özel sektör yatırımlarına yer açmak
için de Sağlık Bakanlığı’nın hizmet sunumundan çekilip düzenleyici ve
denetleyici bir rol kazandırılması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Bu
düzenleme ile SB sağlık hizmeti sunmayarak bu görevini özel sektörden hizmet
satın alınma yolu ile yerine getirmeye başlamıştır. Böylelikle Türkiye’de
sağlık sektörü, özel sektör lehine büyütülerek önemli bir “piyasa” yaratılmıştır. Bu büyümenin temel nedeni,SGK
harcamalarının kamu bütçesinin özel sektöre aktarılacak şekilde artırılması
olmuştur. Ama bu beyanda olanda biz halka olmuştur. Ek hizmetler adı altında
neredeyse astronomik fiyatlarla halkın cebine dalınmaya başlanmıştır. Zaten
halk ekonomik sıkıntı içindeyken yapılan bu uygulamanın akılcılığı tartışılması
gerekir. Halkın ekonomik seviyesi yükseltilmeden bu projelerin devam edilmesi
başarısızlığın yanında resmen duvara toslanması demektir. Bu farkları ekonomik
kıskaç arasında kalan halk kaldıramayacaktır.
SB verilerine göre 2002 yılında
1.156 olan toplam hastane sayısı 2014’de 1.528’e, 271 olan özel hastane sayısı
556’ya çıkmıştır. (Sağlık İstatistikleri
Yıllığı, 2014:75) Diğer yandan hastanelere başvuru sayısındaki artışta özel
hastanelerin durumu dikkat çekici durumdadır. Tüm hastanelerde2002 yılında 1,9
olan kişi başı başvuru sayısı 2014 yılında 2,7 kat artarak5,1 olurken, özel
hastanelerde 2002 yılında 0,1 olan başvuru sayısı 2014 yılında dokuz kat
artarak 0,9 olmuştur. Özel hastanelere başvuru sayısı 2014 itibarıyla, 2002
yılına göre 13 kat artmıştır (SB,2015:95,106).
Ancak DB ve IMF’nin istekleri
doğrultusunda sağlık hizmetleri arzının giderek daha çok özel sektör tarafından
gerçekleştirilmesi yönünde bu hızlı adımlar atılırken savunulanın aksine sağlık
harcamaları da gittikçe yükselmiştir. 2002-2013 yılları arası sağlık
harcamaları nominal olarak % 350 reel olarak ise % 61 artmıştır.2002 yılına
göre 2013 yılında sağlık harcamaları toplamda 3,5 kat, cari sağlık harcamaları
3,3 kat ve yatırım sağlık harcamaları ise 9,6 kat artmıştır. 2002-2013
döneminde Türkiye’deki en büyük sağlık hizmet sunucusu olan Sağlık Bakanlığının
sağlık harcamaları içinde 2002 yılında % 29,5 olan payı 2013 yılında % 44,7’ye
yükselmiştir. 2002 yılına göre 2013 yılında Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık
hizmet sunucularının sağlık harcamaları 5,8 kat artmıştır. Sağlık Bakanlığına
bağlı sağlık tesislerine yapılan harcamaların GSYH içindeki %1,6 olan payı
%2,4’e yükselmiştir.
SGK'nın sağlık harcamaları da 2002
yılıyla karşılaştırıldığında 2013 yılında 5,2 kat civarında artmıştır
(SB,2015:169). Diğer yandan Sağlık Bakanlığı’nın hizmet üreten birim olmaktan
çıkarılması yapılan sağlık harcamalarının özel sektöre kaymasını sağlamıştır.
2002 yılında özel sağlık tesislerinin finansmanının sadece %20’si kamu
tarafından karşılanıyor iken bu oran 2013 yılında %46'ya yükselmiştir. 2002
yılında sağlık harcamalarının %70,7’si kamu tarafından % 29,3'ü ise özel
harcamalardan finanse ediliyor iken, 2013 yılında kamu finansman payı % 78,5’e
yükselmiş ve özel sektörün finansman payı ise % 21,5’e düşmüştür. Türkiye'de
2002–2013 döneminde sağlık hizmetlerinin finansmanında kamunun payı artmıştır.
Kamunun özel sağlık işletmelerinden hizmet alımının genişletilmesi, sağlık
hizmetlerine erişimin kolaylaşması
ve sağlanan diğer gelişmelere paralel olarak 2002 yılında özel sağlık
tesislerinin finansmanında % 80 civarında olan özel sağlık harcamalarının payı
2013 yılında %54,0’a düşmüştür.2002 yılında SGK’nın sağlık harcamaları içinde
%5,2 olan özel sağlık tesislerinin payı, 2013 yılında %15,2’a yükselmiştir
Bütün bu göstergeler de özel sektörün kamu kaynakları ile desteklenerek
beslenip büyütüldüğü anlamına gelmektedir. Bu sağlık harcamalarının artmasının
tek nedeni 1 nci kademe sağlık bakımında ayaktan hasta tedavi yerine hastane
ortamında hasta tedavi sistemi uygulanmasından kaynaklanmaktadır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı diğer
yandan da sağlık personelinin istihdamı açısından da önemli bir kırılma noktası
olmuştur. Çünkü Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi
ve sunumu bakımından da önemli değişikliklere gidilmiştir. Bu süreç içinde,
sağlık hizmetleri “aile hekimliği” ve “kamu hastane birlikleri” şeklinde
örgütlenmiş, personel istihdamı da “sözleşmelilik” esasına dayandırılmıştır.
Hizmetin özel hukuk sözleşmeleri ile üçüncü kişilere yaptırılmasını sağlayan “taşeron personel çalıştırma”
düzenlemesine ek olarak, özel hastane işletmeciliğinin geliştirilmesi ve ucuz
işgücü ihtiyacını karşılama amaçlı “yabancı
sağlık personeli” istihdamının önü açılmıştır
Yaşanan gelişmeler sonucu sağlık
alanında hizmet alımı temel istihdam şekli haline gelmiştir. Sağlıkta Dönüşüm
Programı uygulamaya konulduktan sonra taşeron personel istihdamındaki artış
dikkat çekicidir. Sağlık hizmetlerinde taşeron personel çalıştırma uygulaması,
yalnızca yardımcı hizmetlerle sınırlı kalmayarak asli sağlık hizmetlerini de
kapsayacak biçimde genişletilmiştir. 2002 yılında hizmet alımıyla 11 bin
civarında personel çalışıyor iken bu sayı 2013 yılında 130 bin civarına
yükselmiştir. Ama ülkemizde ki işsizlik oranları da bu nedenle daha da
artmıştır. Yani kaş yapalım derken göz çıkarılmıştır. Kendi işsiz insanımız var
iken bir inatlaşma uğruna yabancılara iş sahası açılırken akademik kariyerdeki
kendi insanımız işsiz kalmıştır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı
çerçevesinde yapılan uygulamalarla devletin sağlık sunumunda ki rolü, Sağlık Bakanlığı’nın Merkez ve Taşra
Teşkilatının yerinden yönetimi öne plana çıkaracak şekilde yeniden yapılandırılması,
mevcut hastanelerin işletme ilkeleri yönünde faaliyet gösterir duruma
getirilmesi gibi yollarla sınırlandırılıp bu alanda özel sektöre yer açılırken
bir yandan da kamu kaynaklarının özel sektörü destekleyecek şekilde
kullanılması sağlanmıştır. Bütün bu gelişmeler devletin sağlık sunumundaki
görev ve sorumluluklarını giderek özel sektöre devretmekte olduğunun
habercisidir.
İşte görüyorsunuz olayların
karmaşıklığını. 6 ncı bölümü yazdığımız halde konuyu hala toparlayamadık.
7 nci bölümde tekrar sizlerle olmak
dileğimle…
Saygılarımla..
Mustafa Kemal Bektaş
KAYNAKLAR:
Deloitte Sağlık
Çözümleri Merkezi - Sağlık ve İlaç Sektörü 2020 Öngörüleri
Prof.Dr. Paşa Göktaş - Türkiye’de sağlık sisteminin temel sorunları
Harun KIRILMAZ
Sağlık Bakanlığı, Ankara - Sağlık Sisteminin Sorunları ve Bilgi Teknolojileri
Prof.Dr. Paşa Göktaş - Türkiye’nin sağlık sorunları ne tür bir sağlık
bakanını gerekli kılıyor?
Prof.Dr. Paşa Göktaş - Sağlık sisteminin temel sorunları sürüyor
Dr.İlhan Korkmaz.
Ataevler A.S.M Nilüfer-BURSA – Aile hekimlerinin Sorunları
Dr. Nuri Seha
Yüksel – Aile Hekimliği 2016
Yrd. Doç.
Dr.Yasemin Mamur Işıkçı – Bir Kamu Politikası: Sağlık Politikasında Dönüşüm
Özel Hastaneler ve
Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) – Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları
Havva Öztürk
Acıbadem Hastanesi - Hastanelerde İşe
Yeni Başlayan Hemşirelerin Sorunları
Murat Tuzcu - Net
Gazetesi Hastanelerdeki sorunlar ve çözümleri
Dr. Ensar DURMUŞ -
Acil Sağlık Sisteminin Sorunları
Öğrt. Gör. Aysun
Yılmaztürk - Türkiye’de Sağlık Reformlarının Tarihsel Gelişimi ve Sağlıkta
Dönüşüm Programı’nın Küresel Niteliğinin Değerlendirilmesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder